Sabah zar zor uyandığım günlerdendi içimde garip bir his vardı sabahın 7sinde kapıyı biri yumrukluyordu okula gitmeden önce kim bu diye düşünürken kapıyı açmam ile yüzüme bir tokat gelmesi bir oldu
"PİS BÜYÜCÜ"
"Hanımefendi ne diyorsunuz saat daha 7 okula gideceğim hadi lütfen"
"Sen büyücüsün dimi camdan gördüm bir çocuk ile sarılmıştın"
"Ablacım uğurluyordum çocuğu ne büyüsü hadi sabah sabah"
Başka gören var mıydı
"Öyle olsun bir kere daha görürsem bağırırım burda!"
Eteğini öyle hızlı cekip gitmişti ki rüzgar hissetmiştim birkaç dakikaya evden çıkıp okula gittim okulda tek yaptığım başkası başka bir şeyi gördü mü diye düşünmekti ya ölürsem
"Minho kafan çok dolu gibi birşey mi oldu"
"Hayır jis sadece uyuyamadım o kadar"
"peki minhos"
Saçlarımı bir eli ile okşadı
"Biraz uyu istersen dinlen
Uyandığımda okulun bitmesine az kalmıştı ve birkaç dersin sonunda hızlıca eve doğru yürüdüm ve kapıyı kapatıp kitledim koltuğa oturdum ve resim çizmeye başladım birkaç saatin sonunda ise bir kitabı aldım ve okumaya başladım.
Birkaç dakika sonra kapı çaldı açtığımda karşımda yine jisung vardı
"Hoş geldin jis"
"Hoş buldum min"
Eve geçti ve koltuğa oturdu birşey anlatacak gibiydi yanıma oturdu başımı okşadı ve çizimlerime baktı
"Çok iyisin"
"Teşekkür ederim jis, birşey mi soracaktın?"
"Evet! Doğum günün ne zamandı?"
"4 aralık"
"Doğum gününde ne istersin benden"
"Hayatımda hiç kimseden doğum günü hediyesi istemedim sadece tanrıya dua ettim ölüm ve doğum günüm aynı gün olsun diye"
"Neden?"
"Bu dünya bir cezadır insana insan acı çekmek için doğar ölüm ise acının sonudur ölüm bir kurtuluştur"
"Mantıklı min"
"Başım ağrıyor"
"Ben erken gidiyim o zaman sonra gelirim öptüm seni seviyorum min"
Evden çıkışını izledim onda bir farklılık vardı ama neyse koltuğa uzandım ve uyumaya çakıştım sanırım hasta oluyordum
