iyi gecelerrrrr, ben geldim. hem de uzun zamandır yazmadığım kadar uzun bir bölümle😏😏 umarım çok beğenirsinizzz. oylarınızı ve yorumlarınızı merakla bekliyorum ona göre. Sabah uyandığımda bildirim kutumun dolup taşmasını istiyorum, çok mu şey istiyorum😁
neyse çok konuşmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. keyifli okumalar canımın en içleriii ❤
❤
Sabah gözlerimi Yalın'ın kollarında açtım. Yeniden onu hissetmek o kadar güzeldi ki... Uyanmış olmama rağmen ne kollarının arasından çıkasım vardı ne de o aşık olduğum yüzünden bakışlarımı çekesim. O yüzden bir süre kendime izin verdim. Ama maalesef bu çok kısa bir süre olmuştu. Çünkü iş vardı.
Asıl şaşırdığım nokta ise Yalın'ın hâlâ uyanmamış olmasıydı. Kollarının arasında kıpırdansam da, sanki kaçıp gidecekmişim gibi beni biraz daha kollarının arasına çekmekten başka hiçbir şey yapmamış ve uyumaya kaldığı yerden devam etmişti.
"Yalın,"
Ses yok.
"Yalın, kalk hadi işe geç kalacağız." Elimi yanağına koydum. Yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarını okşarken bir defa daha seslendim ve bu sefer dudaklarımı da devreye sokarak ilk önce yanağına daha sonra ise sırasıyla burnuna, çenesine diğer yanağına ve en son dudağına bir öpücük bıraktım. Dudağına geldiğim anda Yalın bunu bekliyormuş gibi geri çekilmeme izin vermedi ve dudaklarımı dudaklarına resmen mühürledi.
Böyle ani bir hareket beklemediğim için az kalsın çığlık atıyordum ama çığlığım da Yalın'ın dudaklarının içine hapsolmuş ve ben beni korkuttuğu için omzuna hızla bir tane geçirsem de öpüşüne gecikmeden karşılık vermiştim.
"Çok üçkağıtçısın! Ben de saf saf uyuyorsun sanıyorum."
Dudaklarımız birbirinden ayrıldığı anda söylediğim cümleyle Yalın gülerek beni biraz daha kendine çekti. Sanki mümkündü!
"Bir uyutmadın ki? Uyandığından beri kıpır kıpır..."
"Ha yani sen ben uyandığımdan beri uyanıksın?" Dirseğimi yastığa koyup başımı elime yasladım ve sorgulayıcı bakışlarla Yalın'a bakmaya başladım.
"Evet, susarsan şimdi uyumaya devam etmek istiyorum. Gece biraz hareketli geçti de." Yalın'ın dudaklarında yine o arsız gülümseme belirince bu haline daha fazla dayanamayıp ben de sırıttım.
"Sen iyice kişilik değiştiriyorsun ama. Farkında mısın bilmiyorum ama bugün günlerden perşembe. Bil bakalım ne var?"
Sanki uykusunu açmak istemiyormuş gibi tek gözünü zorlukla açtı. "Şu an yanımda yatan dünyalar güzeli kadından başka mı?"
Ne tarafa eriyorduk?
Çaktırmamaya çalışsam da bu hali fazlasıyla hoşuma gidiyordu.
"Evet, iş mesela? Gitmeyi düşünmüyorsun sanırım."
"Yok, bugün kendime izin verdim. Ha bu arada söylememe gerek var mı bilmiyorum ama sen de izinlisin."
"Öyle kafana göre tatil yapamazsın canım. Ayrıca izin de veremezsin. Ben izinli olmak istiyor muyum bakalım?"
"Bal gibi de yaparım. Patron değil miyim? Yok artık o eski kasıntı Yalın. Baksınlar başlarının çaresine koca koca adamlar. Boşuna mı para veriyorum ben onlara?"
Kaşlarım havalandı. "Sen ciddisin?"
"Hem de hiç olmadığım kadar. Bugünü sizinle birlikte geçirmek istiyorum. Ailemle. Hele bir Emir işe başlasın, asıl o zaman gör sen. Birlikte üçümüz tatile mi çıksak? Ne zamandır üçümüz baş başa vakit geçiremedik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...