Çocuğu baştan aşağı süzdüm. Ne peşimde dolanıyordu ki bu bebe? Yeni olduğunu belli eden bakışlarıyla etrafı inceledikten sonra elinde ki sandiviç ve ayranı bana uzattı.
"Hatamı telafi etmeme izin verirsen çok makbule olcak." Elimle kış kış işareti yaparak "Affedildin hadi kış kış." Diyerek tekrar telefonumu elime aldım. Telefonumu elimden aldığında aniden ayaklandım.Telefonda abimin videosu açıktı.
Şifreyi kapattığımda rahat bir nefes alsam da sinirlerim fırlamıştı. Tam konuşacağım daha doğrusu azarlayacağım sırada konuştu. "Şu sandivici alırsan gideceğim ve telefonuna kavuşacaksın civciv." Civciv ne alakaydı? Etraftaki herkes bizi izlerken sandivici elinden ver de git der gibi elinden aldım. Boşta kalan elimi öne uzattığımda elime ayranı tutuşturarak telefonumu masaya bıraktı. "Teşekkürler" diyerek arkasını dönerek yürüdü.
Ne yaşamıştım ben? Psikolojisi bozuk olan da beni bulurdu zaten. Oda arkadaşımı öldürüp tehdit mesajları atandan sonra bir de bununla uğraşacaktım ya ne diyeyim. Ders zili çaldığında sandivici ve ayranı masaya bırakarak çalışma sahasına doğru ilerledim. Hannah arkamdan yetiştiğinde "Duydun mu yan sınıfla dövüşcekmişiz!" Hannah heyecandan yerinde duramazken ona döndüm. "Sana da merhaba."
"Umarım hoca beni yakışıklı erkeklerden biriyle eşleştirmez dövmeye kıyamam." dediğin de deli görmüş gibi ona baktım. Tabii ki de ironi yapıyordu.
Yani umarım...Hannah dövüşmekte benim kadar iyi olmasa da gayet iyi dövüşüyordu. Sınıfta ki tüm erkekleri indiriyordu. En iyilerden de aynı anda Max 2 kişiyle dövüşebiliyordu. Anne tarafı Türk baba tarafı İngiliz'di. Ailesini sevdiğini gram sanmıyordum. Aile konuları açılınca sessizleşir ifadesizleşirdi.
''Umarım zorlar vardır.'' dedim bıyık altından gülerek. Bazen bu işler hoşuma gidiyordu fakat yasal işlemlerle olanlar. Ailem olarak tanımlanan insanların girdiği işler gibilerinden nefret ederdim.
Halı sahaya varana kadar konuşmamıştık. Halı saha görüş açımıza girince Hannah koluma yapıştı. ''Umarım Hoca beni şu kızla eşleştirir. Çok gıcık oluyorum.'' Gösterdiği tarafa döndüğümde saçını açık bırakmış saçını başını sallayıp duran, aynı zaman da erkeklerin onu fark etmesi için onların önünde arkadaşıyla konuşuyormuş gibi yapıyordu.
İsmet bu neğğğ??
Hannah'a dönerek. ''Cringelik damarım patladı Gökhan' a da söy-''
Ben Gökhan'la küstüm dayı.
Hannah anlasa da utanmamam için bir şey söylemeden lafımı tamamlamışım gibi yorumladı. ''Aynen Gökhan'a da söyleyelim de o da sert çıksın.''
En sonunda boş yapmayı bırakarak sahada ki yerimize geçtim. Hannah Gökhan'a planı anlattığında Gökhan başını sallayarak onayladı. Hoca gelince Hannah yanıma geldi. Tam o sırada yanımda ki çocuğa gözüm kaydı.
Şansım...
Neyse dua edelim bizi eşleştirmesin derken yüzümü ifadesizleştirerek önüme döndüm. Hoca yan yana duranları eşleştirirken Hannah'ın yüzü keyifli bir şekile girince anladım ki o kızla beraber oluyordu. Yani bende...
Dua edelim dedim ama etmeyi unuttum.
Saha 40 çiftin dövüşebileceği büyüklükteydi ve bizim sınıf nüfusumuz 20 kişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bileklik
Teen FictionBasketbol camiasanın önemli isimlerinden olan Poyraz Soykan'ın cinayeti ile Poyraz Soykan'ın kız kardeşi Asel Sare Soykan bu olayın peşine düşer. Bu kitapta güçsüz bir kız yok.