İşten yorgun gelmişti Jisung. Mor menekşelerin arasında kendisini bekleyen Minho'yu görünce asık yüzünde güller açtı. Heyecanlı heyecanlı yanına gidip oturdu. Başını onun omzuna yasladı ve gözlerini kapattıktan sonra yorgunluğunu dile getirdi."Çok yoruldum."
Minho kollarını Jisung'a yavaşça sararak yorgunluğunu almak adına sarıldı,saçlarına öpücük kondurdu.
Hala gözleri kapalıyken gülümsedi Jisung. Kendini değer gören bir bebekmiş gibi hissetti.
Gidip yatakta yatabilirdi. Ama o Minho'nun kollarında yatmayı daha çok istiyordu.
...
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadı. Gözlerini araladığında Güneş tamamen gitmiş yerini Ay'a vermişti. Etrafına biraz bakındıktan sonra Minho'ya baktı. Onunda gözleri kapalıydı. Uyuklarken Jisung'un gözüne çok tatlı gözüktü. 'Aşık mı oluyorum?' Diye geçirdi içinden.
"Uyurken bir meleğe benziyorsun..."
Diye kendi kendine mırıldandı Minho'nun duyamiyacağını düşünerek. Sandığının aksine Minho uyuklamıyordu ya da uyumuyordu,gözlerini yavaşça aralayıp sinsi bir gülümseme ile Jisung'a baktı.
"Hey! Sen uyumuyomuydun ya?"
Minho gülerek başını olumsuz anlamda sallamakla yetindi. Bu Jisung'u utandırmış ve biraz sinirlendirmişti.
Minho ise onun bu tatlı sinirli haline karşı ciddi kalamıyordu. Bir an Jisung'un büzdüğü dudaklarına gitti gözleri.
Jisung kollarını önünde birleştirip başını onun zıt yönüne çevirerek trip moduna girdi. Minho onu süzdükten sonra beline sarılması ve yanağını öpmesiyle Jisung'un karnında kelebekler uçuştu. Bir çeşit 'özür dilerim' mesajıydı bu. Başını geri ona çevirdi ve kollarını serbest bıraktı. Iç çekti.
"İyi peki affediyorum."
Bu cümle Minho'nun Jisung'a daha çok sırnaşmasına yol açtı. Başını onun omuz ve boynunun aralarında bir yere yan yasladı. Jisung güldü.
"Ne bu temas bağımlılığı? Kedi gibi sırnaşıyorsun bana."
Minho yumuşak mor tutamlarını oğlanın boynuna sürttü. Jisung bir yandan garip hissetti bir yandanda gıdıklanmanın etkisiyle kıkırdadı.
Sonunda Minho rahat durunca Jisung yıldızları izlemeye başladı. Yıldızlardan yansıyan ışıltılar Jisung'un gözlerine ulaşıyordu.
Boynuna kafasını yaslamış Minho'ya göz ucuyla baktı. Düşündü kendi kendine. İlk defa bir erkekle ilk tanıştığı zamanlarda bu kadar yakındı. Minho'yu özel yapan nedir bilmiyordu. Ona karşı neden bir çekim hissediyor bilmiyordu.
Hakkında sadece ismini bildiği,nereden geldiğini,kaç yaşında olduğunu dahi bilmediği bir adama karşı duygular beslemek doğru muydu?
Düşüncelerini zihninden atmak istercesine bir sağa bir sola salladı kafasını. Yeniden yıldızlara ve aya baktı. Kapkara bir depresifliğin içinde parıldayan tek umut gibiydiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Menekşe 'Minsung
FanfictionJisung Minho'yu her günbatımı ve akşam vakitleri bahçesindeki hiç solmayan menekşelerin arasında otururken görüyordu. ~°💐