"Adı ne demiştin?""Minho, Lee Minho."
Jisung iş yerindeki molasında aynı yerde çalışan 3 yıllık arkadaşı Jeongin'e Minho'dan bahsetmişti. Binanın önüneki bankta oturmuş konuşuyorlardı onun hakkında.
Jeongin duraksadı.
"Dur bakiyim doğru anlamışmıyım.. Şimdi bu Minho dediğin çocuk aniden senin bahçende beliriyor,hiç konuşmuyor ve sen ona aşık mı oluyorsun?"
"Evet."
"Bu çok saçma. Yani.. Kim hiç tanımadığı birine aşık olurki?"
"Ben oluyorum ama Jeongin."
Ofladı Jeongin. Aklında bir düşünce belirdi.
"Soluk tenli demiştin,vampir falan olabilir mi?"
"Yok daha neler! Vapmirler güneşi sevmez diye biliyorum bu çocuk benden çok güneşi izliyor ayrıca vampirler böyle masum olmaz."
"Peki peki saçmaladım bende iyice."
Karton bardaktaki kahvesinden bir yudum alıp konuşmasına devam etti Jeongin.
"Hiç konuşmayan bir çocukla nasıl anlaşabiliyorsun anlamıyorum yada nasıl aşık olabiliyorsun."
"Konuşmadan söylemek istediği şeyleri hissettirmesini iyi biliyor."
"Beni yanlış anlama ama.. Ona güvenebileceğinden emin misin?"
"Hislerim öyle diyor."
"Hisler yanılabilir Jisung."
Jisung kaşları çattı. Önüne döndü.
"Demesen böyle şeyler? Zaten düşüncelerim karışık.."
"Ben sadece her ilk tanıştığın insana çabucak güvenmemen gerektiğini söylüyorum."
Yeniden Jeongin'e dönerek çıkıştı.
"Iyide ben zaten her insana çabucak güvenmiyorumki?! İlk defa böyle birşey yaşıyorum diyorum. Ben.. ne yapmam gerek hiç bilmiyorum."
Sesini alçaltarak onu sakinleştirmeye çalıştı Jeongin.
"Tamam sakin ol. Eğer ne yapacağını bilmiyorsan zamana bırak şuandada yapılacak en iyi şey bu olacaktır zaten."
"Umarım öyle olur Jeongin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Menekşe 'Minsung
FanfictionJisung Minho'yu her günbatımı ve akşam vakitleri bahçesindeki hiç solmayan menekşelerin arasında otururken görüyordu. ~°💐