Minho ve Jisung tekrardan menekşelerin sarmaladığı alanda oturuyorlardı. Jisung bu sefer daha depresif ve duygusaldı. Son zamanlarda geçirdiği kararsızlık,cevapsız sorular,kendi iç sesiyle ettiği kavgalar ve aldığı sorumluluklar onu mental olarak bitkin bırakmıştı.
Minho onun sessizliğini fark edince yanına biraz daha yaklaştı ve meraklı,üzgün karışımı bakışlarıyla onu izledi. Konuşsa ona soracağı bir sürü soru vardı.
"Yoruldum, herşeyden."
Iki kelimeyle kendini ifade etmeye çalıştı Jis. Ne yapacağını bilemedi Minho, zaten o birşey yapmadan Jisung kafasını onun omzuna yaslamıştı.
Kendiliğinden döküldü gözyaşları gözlerinden. Jisung'un ağlamaya başladığını burun çekme seslerinden fark etti Minho. Kafasını ona doğru eğdi ve onun gözyaşlarını yavaşça sildi. Yüzüne daldı bir an.
Jisung kafasını Minho'nun omzundan kaldırınca Minho ona dönüp minik yüzünü elleri arasına aldı. Hala ağlayan Jisung'un alnına bir öpücük kondurdu. Batmakta olan güneşin son ışınları onlara vururken romantik bir aşk sahnesine benziyordu ikisinin hali.
Jisung'a yavaşça sarıldı ve kokusunu içinde çekti. Sırtını sıvazladı. Minho Jisung'a karşı çok nazik ve titiz davranıyordu onu incitmekten kaçınıyordu.
Hiç konuşmayan bu gizemli sessiz adam kelimeler kullanmadan Jisung'u sakinleştirmeyi başarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Menekşe 'Minsung
FanfictionJisung Minho'yu her günbatımı ve akşam vakitleri bahçesindeki hiç solmayan menekşelerin arasında otururken görüyordu. ~°💐