TEMPERSİTAR - 8.BÖLÜM - YENİ HAYATIN İLK ALIŞVERİŞİ

37 11 0
                                    

🔮


Heyecan.

Dalgaların kıyıya vurması gibi. Ya da bir yumurtanın içerisinden küçük bir kuşun çıkması gibi.

En sevdiğin şarkının radyoda denk gelmesi gibi. Ya da yeni doğmuş bebeğini ilk kez kucağına alman gibi.

Üniversiteden mezun olman gibi. Ya da aşık olduğun çocuğun seni ilk öpüşü gibi.

Heyecan birçok şey gibiydi belki ama, benim için yabancıydı.

İçimde onlarca duygu barınmıştı bu zamana kadar, üst üste. Ancak heyecana yer yoktu. Duygu kotam öyle sıkışık, öyle dardı ki, biraz korku biraz keder birkaç mutlu anı dolduruyordu bütün kumbaramı.

Şimdi heyecanı bir yerlere sıkıştırmak için, ya kumbarayı biraz boşaltmalıydım ya da daha büyük bir kumbara almalıydım.

Ben de her zamanki gibi kolay olanı seçtim ve kederlerimi bir bir harcadım. Heyecana yer açtım. Yeni yeni tatmaya başladığım bu duygu için, daha çok yere ihtiyacım vardı artık.

Annemin acısı, babamın ihaneti, evimden uzak kalmanın verdiği özlem, kimsesizlik... bütün bunlar gece yatağıma yattığımda tavanda beni bekliyordu zaten. Ben bunları ne kadar harcasam da, dönüp dolaşıp yine cüzdanımda buluyordum onları. O yüzden, korkusuzca harcayacak noktaya gelmiştim artık. Geri geleceğini bildiğim bir şeyi kafamdan atmakta o kadar da zorlanmıyordum.

Annemin babam tarafından öldürülmesi, babamın bir hain oluşu ya da benim doğduğumdan beri tek başıma mücadele etmeye çalışmış olmam canımı eskisi kadar yakmıyordu. Gece üzülürdüm nasılsa, gece ağlardım.

Şimdi, biraz heyecanlanma vaktiydi.

Septi Ferarumda bir karmaşa hakimdi. O koca alan, öğrenci kaynıyordu. Üstelik bu, kargaşanın önlenmesi için gruplanmış halimizdi! Önce birinci sınıflar bekçilerini alacaktı, daha sonra sırayla ikiler, üçler ve dörtler.

Etrafta birkaç tanıdık yüz vardı. Seçilme töreninden hatırladığım bazı yüzler. Emile ise tam dibimizde, William ve Chris ile sohbet ediyordu. Üstelik, Cam ile de tanıştırmışlardı ve sohbete dahil olmayan tek kişi bendim! Septi Ferarumun ortalarında, üzerimde ince beyaz bir sıfır kollu crop ve yırtıklı bol paça kotumla dikiliyordum. Ne hakkında konuştuklarını duyabilmek için birkaç adım geri gidip onlara biraz daha yaklaştım.

"Malzemelerimiz hakkında konuşmamız yasak, kapa çeneni salak!" Emile elini Cam'in ağzına kapatıp gülerek onu susturdu. Neydi bu yakınlık böyle? Daha üç dakika önce tanıştınız! Cam de gülümsüyordu ancak göz ucuyla dönüp bana baktığını gördüm. Acaba bu, kurtar beni mi demekti? Ya da benim de sohbete dahil olmamı mı istiyordu?

Ah, neden herkesin beyninde ne var ne yoksa bana akmıyor ki? Ben bir elementerim, eminim bu alemde bunun da bir yolu vardır.

"Bu dünyada telefon var mı? Ya da benzeri bir şey. Hollypad'e gittiğimizde nasıl haberleşeceğiz?" Emile'in gözlerini devirdiğine yemin edebilirdim ama kimse görmemişti işte! Sanki çok saçma bir şey sormuştum.

Neden bu şeytani karakterlerin yaptıklarını sadece başroller görürdü ve diğer herkesi inandırabilmek için kırk takla atardı?

Başrol bendim bu arada, tabii ki.

Üstelik, sanki ona soruyordum!

William yine şefkat dolu bir sesle yanıtladı sorumu. Ah William ah...

"Telefon tarzı elektronik bir şey yok. Topluluklar kendi arasında Nyxler ile haberleşiyor. Topluluk dışında ise süzülme ile haberleşiriz. Ancak kötü haber şu ki, Hollypad dışında bir yerden Nyx edinemezsin ve okulda süzülemezsin. Yani, oraya gittiğimizde birbirimizi şans eseri bulacağız."

TEMPERSITAR : AY KUŞAĞI IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin