Aranıyor sahibi ruhumun
Direniyor faili tutkunun kızmış bir küçülmüş
Direniyor
Beni büyütün ağlamayın
Sevginiz nerde övündüğünüz
Sahte düşlerle oyalamayın
Beni büyütün aldatmayın
Sahte düşlerle...
Bir yerim akıllı bir yarım deli
Dört yanım akıllı bir yanım deli
Herkes akıllı bir ben deli
Bir ben, Bir biz deli30/10/2045
Karina'nın kurucusu
Şarkı: Mor ve ötesi- Deli
9.523.202
Benim nezlimde dünya küçücük bir yer değildi. Kocaman okyanusları, ulaşılmaz dağları, baktığında dokunmayacağın kadar uzak bir gökyüzü vardı. Bunların hiçbiri bize ait değildi ancak en çok bizim gibiydi.
Soluduğum hava benim değildi fakat bana en çok bana ait gibiydi.
Dünya kocamandı fakat bir araya gelmesi gerekilen kişiler er yada geç bir araya gelirdi.
Dünya döner, ay etrafında gezer, güneş her gün batar ve doğar, biz ise elbet bir gün bir araya gelirdik.
İster koskoca okyanuslar, ister gökyüzü kadar mesafeler, isterse aranızda dünyalar olsun. Kader bir kere kafaya koyduysa siz o zaman mutlaka biz olursunuz.
Yüzyıllardır böyleydi ve hep böyle oldu. Yarım kalan hikayeler sonsuza dek öyle kalmaz ve hiç kalmadı. Savaşlar asla yarım yapılmadı, yapılamayacak. Konuşmalar hiç yarım kalmadı elbet tamamlanacak. Güneş hiçbir zaman tepede kalmadı mutlaka batacak. Yarım kalan aşklar hiç olmadı aşk ya biter ya kalırdı, ve siz kalanın kim olduğunu, gidenin kim olduğunu bilmezseniz ya aptal yada fazla merhametli olurdunuz. Ancak aşk giderse o zaman ikinizde sonsuza kadar gidersiniz çünkü sizi geri getirebilecek duygular aşkla birlikte gitmiştir. Ve bilin ki aşkın gitmesi ayrılmak değil, kabinizi verdiğiniz kişinin o kalbi size geri vermesidir.
İki kilometre bile yoktu.
Karşımızda bize bakan SİREN ve askerleri duruyordu. Denizaltı yüzünden daha fazla ileryemeyicektik.
Askerler haricinde limandan bize bakan dört kişi vardı. En başta ki Celose'tu yanında buradan bile fark edilebilecek siyahi bir kadın vardı, onun yanında ise Fırtına. En sonda ise en çok dikkatimi çeken pelerinli bir silüet vardı. Siyah pelerin öyle boldu ki içinde kim varsa cinsiyetini bile anlayamıyordum.
İskelenin hemen yanında gezi gemisi denilebilecek bir yat vardı. Muhtemelen SİREN'indi. Çok zengin olduklarını duymuştum. Bir söylentiye göre İngiltere'de altından bir sarayda yaşıyorlarmış. Elbette ki inanmamıştım. Fakat bu zenginlikleri nasıl ve nereden geliyordu çok merak ediyordum.
Kıyıdakiler bu sırada harekete geçmişti. Celose ve yanındaki kadın birbirilerine dönük iken Fırtına odağını hiç buradan çekmemişti. İlginçti. Buradan başka hiçbir tarafa bakmıyor hatta aklımın oyunu olmalı ki bana bakıyordu.
Siyahi kadın, Celose ve Fırtına yata doğru harakete geçti. Kadın ve Celose yata atlarken Fırtına'yı durduran bir etken vardı. Pelerinli onu kolundan yakalamış ilk kez gözlerini diğer tarafa çevirmesini sağlamıştı. Sadece on saniye Pelerinli'ye bakmış daha sonra birşeyler söyleyip o da yata atlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARİNA
Teen FictionOyun oynamayı seven birkaç çocuğun elinden oyuncaklarını alırsanız artık oyuncak sizsiniz demektir. Hayat bir gece ansızın değişmez. Kaderin üzerini siyah bir peçeyle örttüğü çocuklar değişimi yavaş yavaş ve derinden işletir. ''Nesin sen aptal, kend...