#4

161 23 9
                                    

Öyle böyle derken hafta bitti, cumartesi geldi. Tüm hafta boyunca Carlos, Charles Hoca ile kaçamak bakışlar paylaşmış ve güzel sohbetler etmişlerdi. Aralarındaki elektrik çok kolayca fark edilebiliyordu. Birbirlerine de ısınmışlardı. Hem de fazlasıyla.

Carlos bu gün için annesine sinema sözü vermişti. Beraber yeni çıkmış olan bir filme gideceklerdi. Carlos annesi ile vakit geçirmeyi sevdiğinden hiç de sorun etmiyordu.

Carlos güzelce giyindi ve mutfağa, annesinin yanına gitti. İkisi beraber evden çıkıp arabaya bindiler ve yola koyuldular. Yol boyunca okuldan, havadan ve diğer şeylerden sohbet ettiler. Güzel bir yolculuktu.

Sinemaya varmışlardı bile. Arabadan inip sinema binasına girdiler. Gişeye ilerleyip iki bilet aldılar. Filmin başlamasına daha 15 dakikaya yakın bir süre vardı. Bu yüzden Carlos'un annesi, ondan markete bir koşu gidip patlamış mısır ve içecek almasını istedi. Çantasının içine koyup sinemaya sokabilirlerdi.

Carlos, annesinin dediği gibi yaptı ve markete gidip alacaklarını aldı. Sinema salonuna döndüğünde annesi onu kapıda bekliyordu. Carlos'un elinden poşeti aldı ve kendi çantasına doldurdu. Beraber salona girdiler ve yerlerini aramaya koyulduşar. G4 ve G5. Bulmak çok da zor olmamıştı.

Filmin başlamasına çok az bir süre kalmıştı ki Carlos yan tarafından tanıdık bir ses duydu. "Ah? Carlos?" Carlos kafasını sesin geldiği yöne çevirdi. Bit de ne görsün. Tepesinde platonik aşkı Charles Hoca dikiliyordu. Carlos kafayı yediğini ve artık halüsinasyonlar gördüğünü düşündü. Fakat annesinin de kafasını sesin geldiği tarafa çevirdiğini görünce hayal olmadığını anladı.

Carlos konuşamadan annesi önce davrandı. "Arkadaşın mı, Carlos?" Carlos annesine döndü ve bir süre ağzı açık kaldıktan sonra şaşkınca konuştu. "Hayır, anne. Yeni matematik öğretmenim Charles Hoca. Charles Hoca gülümseyerek Carlos un annesinin elini sıktı. "Memnun oldum, Bayan Sainz. Görünüşe göre yan yana izleyeceğiz. Benim için güzel bir sürpriz oldu ahaha." Carlos'un annesi gülümsedi ve Carlos'a doğru döndü. "Bana bu kadar genç ve yakışıklı bir öğretmenin olduğunu söylememiştin, Carlos."

Carlos sanki hiç utancından kızarmamış gibi morarmaya doğru ilerliyordu. Artık rengine kırmızı denilemezdi. Sadece kafasını onaylarcasına salladı ve Charles Hoca'ya dönüp gülümsedi. İki saat boyunca bu yakışıklı adamın yanında oturmak çok zor olucaktı.

Filmin başlama sesi Carlos'u kurtarmıştı. Şimdi odaklanabileceği farklı bir şey vardı. O sırada annesi çantasından iki mısır paketi çıkardı ve birini Carlos'a uzattı. Sessizce "Öğretmenin ile de paylaş, kuzum." dedi. Carlos'un annesini dinlemekten başka çaresi yoktu. Mısırı Charles Hoca'ya doğru uzattı ve konuştu. "Beraber yiyebiliriz hocam... Yani! İsterseniz tabii..." Carlos fazla sesli konuşmuştu. Arkadan bir "shh" sesi uyardı. Carlos usulca önüne döndü. Aynı usullukta da ağzını mısır ile doldurdu.

Aradan uzunca zaman geçerken de film ilerlemeye devam etti. Fakat Carlos ilerleyemiyordu. Tüm gerginliğiyle terliyor ve mısır gömüyordu. Mısır yerken elinin kaç kere Charles Hoca'nın eline değdiğini bilmiyordu artık. Her seferinde ikisi de birbirlerine dönüp utangaç bir şekilde gülümsüyorlardı sadece. Karanlıkta ne kadar birbirlerini net görmekte zorlansalar da.

Carlos tuvalete gitmeye karar verdi. Elini yüzünü tıkayıp kendine gelmek istiyordu. Her ne kadar istemeden de olsa Carlos, Charles Hoca'ya olması gerekenden oldukça fazlasıyla değerek salonun çıkışına yöneldi. İçinden "Kendimi daha ne kadar rezil edebilirim. Mal Carlos!" diye geçiriyordu. Şükürler olsun ki tuvalet tek kişilikti. Carlos kapıyı araladı ve içeri adımını attı. Kapıyı tam kapatacak iken biri kapının kolunu tuttu ve tamamen açtı. Ardından içer girerek kapıyı ikisinin üstüne kapadı.

Bunu yapan psikopat Charles Hoca'nın ta kendisiydi. Carlos'un gözleri gal taşı gibi açıldı ve ne olduğunu kavramaya çalıştı. Charles Hoca, onun bu şaşkınlığını fark ederek hemen konuşmaya girdi. "Nasıl durduğunun farkındayım. Özür dilerim. Düşüncesizce hareket ettim... Sadece... Sen öyle birden kalkıp gidince iyi misin diye merak ettim!"

Carlos kafayı yemek üzere olduğuna yemin edebilirdi. Böylesine küçük bir tuvalette böylesine yakışıklı crush'ı ile yalnız kalmak onu heyecanlandırıyordu. Kendini toparlayıp cevap vermeye çalıştı. "A, evet hocam. İyiyim, sanırım. Yani iyiyim. Evet evet iyiyim. Mükemmelim. Ee, sağolun?"

Charles Hoca kısaca gülümsedi. Elini Carlos'un omzuna koydu ve sıktı. "Peki peki, sen iyiysen ben de iyiyim. O zaman şimdi seni yalnız bırakıcam. Burası fazla sıcakmış." Carlos usulca kafasını onaylayarak salladı. Kan beynine sıçramış, tansiyonu tavan yapmıştı. Charles Hoca kapıyı açtı ve çıkmaya yeltendi. Fakat o sırada durdu ve arkasını dönerek suratında çapkın bir gülümsemeyle konuştu. "Bana yalnızken 'hocam' diye hitap etmene gerek yok Carlos'cum. Fazlaca yakın olduk zaten. İyi iki arkadaş gibiyiz." Charles, Carlos'un cevabını beklemeden dışarı çıktı.

Carlos düşünceleriyle yalnız kalmış şekilde yüzüne buz gibi bir su çarptı. Eliyle saçlarının arasını da ıslattı. Kendine gelmeye çalışıyordu. Az önce ne olmuştu öyle? Carlos, biraz daha böyle giderse 'Charles' ile ilgili yanlış düşüncelere kapılacaktı.

Carlos 5-6 dakika daha tuvalette kaldı. Film salonuna döndüğünde salon boşalıyordu. Het şey çok mükemmelmiş gibi bir de filmin sonunu kaçırmıştı. Üfleyip püfleyerek gözleriyle annesini aramaya başladı.

Annesi ve Charles'ı gişenin orada sohbet ederken gördü. Carlos yanlarına doğru yürümeye baladı. Daha onların yanına gidememişti ki Charles ve annesi el sıkıştılar. Ardından da Charles ayrıldı.

Carlos, annesinin yanına döndü. "Filmin sonu efsaneydi. Götünü tutabilseydin sen de görürdün." diye dalga geçti Carlos'un annesi. Carlos gözlerini devirdi ve sahte bir şekilde güldü.

Anne-oğul eve döndüler. Güzel bir gün geçirmişlerdi. Her ne kadar Charles'dan kurtulamasa da, Carlos; her geçen gün, her geçen saat hatta her geçen dakika ona karşı daha büyük bir aşk ve şehvet duyuyordu. Ayrıca Charles ona bu kadar yakın davranarak yanlış ve uygunsuz sinyaller de veriyordu. Carlos kafasını dağıtmak için Lando'yu aradı ve beraber Fortnite girdiler.

Müptela Olmuşum GözlerineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin