#12

142 26 14
                                    

Ard arda gelen bu olaylar üzerinden iki gün geçmiş, okul günü yine gelmişti. Carlos her ne kadar istemese de okula gidip o matematik dersine katlanmak zorundaydı. Böylece çantasını hazırlayıp sırtlandı ve evden çıktı. Bu gün saçına kıyafetine dikkat etme gereği duymamıştı. Nedense içinden gelmiyordu. Charles ve züppe sevgilisini beraber gördüğünden beri böyleydi...

Carlos yavaş adımlarla okula gitti. "Ne kadar geç gidersem o kadar iyi." diye düşünüyordu. Çabalarına rağmen okula geç kalamamıştı. Sınıfına yürüdü ve sırasına oturdu. Lando çoktan gelmiş ve sırasında uyumaya koyulmuştu bile. Carlos gergin bir nefes aldı ve geri bıraktı. Kafasını tam sırasına gömecekti ki telefonundan gelen mesaj sesi ile irkildi. Telefonunu çıkarıp mesaj atan kişi ile sohbetine girdi
max.vrstpn: Günaydınnn :)
Chilli.55: Günaydınn

Carlos kendini mesaja gülümserken buldu. O geceden ber Max ile sık sık konuşuyorlardı. Hem de arkadaştan öte bir şekilde. Carlos tam olarak ne olduklarını bilmiyordu ama arkadaştan fazla oldukları kesindi. Carlos bu durumdan hoşlanmıyor değildi. Ona sevgi verilmesi güzel gelmişti. Ayrıca Max çok yakışıklı ve cömert bir erkekti. Öğretmeninden iyi bir aday olduğu kesindi. Carlos sınıf kapısının açılması ile düşüncelerinden kurtulup kendine geldi. Telefonunu kaldırıp çantasına attı. Sınıfa giren yakışıklı öğretmeniyle bir anlık göz teması kurdu. Ancak ikisi de gözlerini kaçırdılar.

Carlos derse odaklanmak istemiyordu. Çünkü her ne kadar odaklanır ise, o kadar Charles'a doğru çekiliyordu. Bu da onu fena etkiliyordu. Carlos sonuç olarak uyumaya karar verdi ve kafasını kitabına gömdü. Aradan bir süre geçmişti ve Carlos tam dalmak üzereydi. O sırada kolunda bir elin onu sarstığını hissetti. Onu sarsan kişiye döndüğünde Charles olduğunu gördü. Onun dokunduğu yerden alev çıktığını hissetti. "Carlos ve Lando, dersim sizin uyumanız için değil. Kendinize bir çeki düzen verin!" Carlos şok olmuştu. "Pezevenk bana bağırdı mı?" diye geçirdi içinden. Lando'ya dönüp baktı. Lando pek de umursamış görünmüyordu. Kafasını sıradan hala kaldırmamış, sadece gözlerini açmış aval aval bakıyordu.Carlos önüne döndü ve sinirle kitabına bir şeyler karalamaya başladı.

Carlos'a jeton daha sonradan düştü. Charles'ın onlara bağırmasının tek sebebi o gün Carlos ve Max'i öpüşürken görmesiydi. "Nasıl yani? Kıskandı mı? diye geçirdi içinden Carlos. Sırıtmadan edemedi.

Öyle böyle derken zaman geçti ve öğle arası geldi. Öğle arasında Carlos ve Lando bahçeye çıktılar. Lando sandviçini gömerken Carlos da derin düşüncelerle termosundan kahvesini yudumluyordu. Lando, arkadaşının uzun zamandır süren bu düşünceli durumunun oldukça farkındaydı. Artık dayanamıyordu ve olayı sormayı aklına koymuştu. Lando konuşmaya başladı. "Carlos, bana dürüst ol. Yine ne tür saçma bir şeyi aklına taktın?" Carlos önce geçiştirmeye çalıştı fakat Lando onu dinlemiyor ısrar ediyordu. Carlos kendi kendine düşündü. Lando en yakın arkadaşıydı ve onu asla yargılamazdı. Lando'ya güvenemeyecekse kime güvenebilirdi ki?

Böylece Carlos açıklamaya başladı:
-Peki o zaman, ama yargılama. Bu benim için de çok yeni.
-Hadi ama beni biliyorsun. Hiç bir şeyi umursamam. Ayrıca sonuna kadar destekliyorum, kardeşim.
-Dur ne? Neyi destekliyorsun?
-E aklını kurcalayanın bir erkek olduğunu. Dışardan homofobik gibi mi duruyorum?
-A şey. Sen... Nasıl ya?
-Olum ben senin kalıbını bilirim!

Carlos açıkçası şaşırmıştı. Dışarıdan gayet de maskülendi aslında. Lando cidden onu iyi tanıyordu. Madem Lando onu bu kadar iyi tanıyordu , biraz daha tanıyacaktı. Carlos devam etti:
-Olay şu ki... Aklımı kurcalayan biri var. Evet.
-Haha! Biliyordum!
-Lando! Sus.
-Tamam pardon devam et.
-Kalbimi rahatsız eden kişi... Charles... Charles Hoca. Çok garip durduğunu biliyorum ama-
-Ne! Kafan mı iyi!? Neyden bahsediyorsun?!

Lando deli gibi bağırmıştı. Tam anlamıyla hayatının şokunu yaşıyordu. Carlos'dan her şeyi beklerdi ama öğretmenine yazılmak çok öte bir şeydi. Tam anlamıyla teacher's pet oluyordu. Carlos eliyle Lando'nun ağzını kapadı ve kendi konuştu.
-Lando, vallaha göründüğü gibi değil. İkimiz önce baya yakındık. Sonra ben duygularımız karşılıklı sanıp onu öptüm... Ah aptal ben. Sonra o da beni geri öptü... ANCAK! Sonra bana sevgilisi olduğunu söyledi.
-Dalga mı geçiyorsun, Carlos?!
-Daha bitmedi dinle, Lando. max'i biliyorsun. Beni iki gün önceki derbi maçına çağırdı. Beraber gittik. Takımımız kazanınca da kutlamaya gittik. Önemli kısma geliyorum... Gittiğimiz barda Charles da oradaydı. Hem de sevgilisiyle! Ben de ona inat Max'i öptüm... O günden beri de Max ile konuşuyoruz... İyi hissettirmiyor değil...

Lando "Daha ne kadar şaşırabilirim?.." diye düşünüyordu. Şoku üstünden atmak uzun zaman alacaktı. Ancak Lando için arkadaşını desteklemekten başka yapacak bir şey yoktu. Derin bir nefes aldı ve sıkıntıyla geri bıraktı Lando. "Ne mal herifsin be Carlos. Her neyse ben arkandayım." Carlos gülümsedi ve Lando ile yumruk tokuşturdu. "Adamsın be, Lando!" Lando kahkaha patlattı. "Ah biliyorum övgüye gerek yok!"

Carlos, Lando'nun ona darılmamasına, aksine, onu desteklemesine çok sevinmişti. Dünyalar onun olmuş gibi hissediyordu. İkili orada bu konu üzerine konuşmaya devam ettiler. Ta ki zil çalana kadar. Lando ve Carlos sınıfa geçip yerlerine oturdular.

Müptela Olmuşum GözlerineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin