gözlerimi açtığım anda boynumun ne durumda olduğunu kontrol etmek için yattığım yerden doğruldum
Boynumu oynatmam ile birlikte yine boynum acımıştı, bu yüzden düz bir şekilde duvarı izlemeye ve kendi kendime sızlanmaya devam ettim
Bu böyle olmayacaktı, eğer boyun ağrımın geçmesini beklersem daha çok beklerdim
Telefonumu yavaşca komidinin üzerinden aldım ve boynum için hastaneden bir randevu aldım, ayağa kalktıktan sonra zorlukla üzerimi değiştirdim ve oturma odasına ilerledim
"boynun hâlâ aynı galiba" dedi Damla meraklı gözler ile beni izlerken
"maalesef öyle"
"bu halde işe gideceğim deme bana abla," dedi "görmüyor musun boynunun halini?"
"bana bir şey olmaz merak etme sen" dediğimde Damla gülümsedi, koltuğun yanında duran deri ceketi üzerime geçirdim ve evden çıktım
Çantamın içerisindeki telefonumun arama sesi gelince telefonu çıkardım ve arayan kişinin kim olduğuna baktım, arayan Barıştı
Telefonu açtım
"alo Eda," dedi Barış, güne onun sesiyle başlamak müthiş bir duyguydu "boynunun ağrısı geçti mi?"
"hâlâ aynı" dedim ve arabama bindim
"nasıl hâlâ aynı ya? en iyisi hastaneye gitmek, seni almaya geliyorum bekle beni evde" kemerimi takarken duraksadım
"Barış ben evden çıktım bile" Barış bana kızacaktı çünkü dün kesinlikle bu halde işe gitmemek gerektiğini söylemişti, onu dinlememiştim
"Eda sen iyi misin? o boyunla nasıl seanslarına gireceksin!" sesi bir hayli sinirli çıkmıştı
"bağırıp durma, bir sürü hastam var bugün Barış, onları bırakıp dinlenemem ben," dedim ve konuşmama devam ettim "normalde evde kalıp dinlenirdim ama bugün benim için çok özel bir hastam var"
"kimmiş o özel hasta acaba?" diye sordu
"Sıla diye bir kız, intihar etmeye çalışmış geçtiğimiz haftalarda, onun için orada olmam lazım Barış, işim bitince ararım seni buluşuruz"
"Peki o zaman, görüşürüz" telefonu kapattım ve diğer koltuğa telefonum ve çantamı koydum, ardından çalıştığım yere doğru ilerledim
*
boynumun ağrısı bugün beni çok fazla zorlamıştı, konuşmak bile zor geliyordu şuan
Bu iğrenç ağrı yüzünden ağlamak üzereydim, son seansda bitince Barış'a haber vermiştim, beni almaya geleceğini söylemişti
Odamın kapısı çalındığında gözlerimi kapıya çevirdim, odaya Barış girmişti
"naber?" dedi, gülümsüyordu
"İyi, sen?" dedim onu izlerken
"İyi ben de, başka bir hastan yoksa gidelim mi?" dedi ve karşımda dikilmeye başladı
"çay falan içer misin?" Rizeliye sorduğum soruya bak, sorularım ve ben her gün rezil oluyordum
"olur," dedi ve karşıma oturdu "çaya asla hayır demem biliyorsun"
güldüm ve yanımda duran telefonu aldım ve Melis'i aradım
"Melis odama 2 tane çay gönderir misin?" dedim, Barışta beni inceliyordu
Telefonu kapattıktan sonra masama geri koydum ve Barış'a döndüm
"boynun nası-" Barış lafını tamamlamadan konuşmaya başladım
"boynum biraz daha iyi oldu Barış yarın 10.00'da hastane randevum var merak etme" Barış güldü ve elimi tuttu, kalbim yerinden çıkıyor gibi atıyordu
"sorularım ile seni boğduğumun farkındayım ama senin iyiliğini istiyorum Eda"
Odamın kapısı tıklanarak açıldığında Barıştan elimi çektim ve gözlerimi Melis'e çevirdim, Melis elindeki tepsi ile yanıma yaklaştı ve tepsiyi bana uzattı, tepsiden çayımı aldığımda Barışta çayını aldı, Melis gülümsedi ve odadan çıktı
*
"beni eve bıraktığın için teşekkür ederim," dedim ve arabadan indim "görüşürüz"
Evimin bahçesine girdikten sonra evimin kapısını açtım ve içeri girdim
&
Bölümü okuduğunuz için teşekkür ederimm🎀🎀
![](https://img.wattpad.com/cover/363027592-288-k8955.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delinin Biri/Barış Alper Yılmaz
Ficção AdolescenteEda, en yakın arkadaşı olan Anıl ile birlikte maça gider ve orada Barış Alper Yılmaz ile tanışır...