23.BÖLÜM

297 29 8
                                    

"Baba"

Baba mı? Kim bu çocuk?

"Baba"

Kime sesleniyor? babası kim?

"Baba, gitme baba bırakma bizi." Kime sesleniyordun sen çocuk. Hiçbir şey göremiyorum. Neden.

Yardım etmem gerekiyor. Kim olduğunu bilmiyorum ama bu küçücük çocuğa yardım etmem gerekiyor. Neden. Neden bu çocuğa karşı içinde tarif edilemez bir his var. Kim bu çocuk.

"Baba, bırakma beni, bizi. Gitme. Sana ihtiyacımız var." Kendine gel Barbaros sen koskoca yüzbaşısın küçük bir çocuğa bile yardım edemeyecek misin! Hadi kendine gel. Toparlan.

Ama gerçek gibi hissettirmiyor ki... Sanki rüya gibi. Rüya.

Aptal ben rüya görüyorum yani. Yine de içinden o çocuğu kurtarmak geliyor. Hiçbir şey görmeden de nasıl yaptım edeceğim ki. Neden bir şey göremiyorum.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama görüşüm yavaş yavaş benimle buluştu. Şimdi sırada çocuğa aramak var. Sesi o kadar yakından geliyordu ki ama bir türlü bulamıyorum çocuğu. Sanki ben gittikçe o da uzaklaşıyor gibiydi.

Daha hızlı koşmaya başladım ne kadar koştum bende bilmiyorum ama çocuğu bir türlü bulamadım.

"Baba yardım et."

"Neredesin çocuk." Sorduğum sorulara hiçbir şekilde cevap vermiyordu. Sadece baba yardım et diyor başka da bir şey demiyordu.

Babası kimdi nasıl çocuğunu bırakabilirdi. Ormandaydım. Neden. Neden ormandaydım.

Rüzgar hışırtısından başka hiçbir şey duymuyordu kulaklarım. Bide küçük çocuğun sesini.

Ağaçlar o kadar sıkı ve uzundu ki ağaçlardan başka hiçbir şey görmüyordum.

"Baba beni neden bıraktın. Beni artık sevmiyor musun? Ama ben çok küçüğüm. Bu acımasız dünya da tek kalamam ki. Baba lütfen bırakma beni."

Daha hızlı koşmaya başladım. Çocuğun sesi vardı kendisi yoktu. Bulamıyordum çocuğu. Hangi yöne gittiğimi bile bilmiyordum. Ağaçlar birbirine o kadar benziyordu ki.

Koşmaktan yorulana kadar koştum. Bulamıyordum. Ne tarafa gitsem bile çocuğu bulamıyordum.

Bu çocuğa neden bu kadar bağlandığımı bile bilmiyordum. Sanki... Sanki benim çocuğum gibi...

"Baba." Sesi o kadar uzaktan gelmişti ki ondan ne kadar uzaklaştığımı şimdi anladım. Ağlıyordu ve benden yardım istiyordu. Ama bir türlü bulamıyordum çocuğu.

Daha sonra gözlerim yine karardı bu sefer otobandaydım. Yine nefes nefese koşuyordum kafayı yemiştim artık.

Ne araba geçiyordu buradan ne de kuş uçuyordu. Nasıl bir yer anlamadım bile. Yorulana kadar koştum yorulduktan sonra yürümeye başladım.

Kaç saat yürüdüm bilmiyorum bile tek bir araba geçmemişti bu süre zarfında.

Telefon. Doğru ya benim telefonum vardı. Cebimi yokladığımda telefonumu buldum. Ekranı açtığımda şebekenin çekmediğini anladım.

Sikeyim niye hiçbir işim rast gitmiyor. Neredeyim ben buradan kurtulmak için ne yapmam gerekiyor.

"Sana söyledim Barbaros aptalın teki."

Ne kim var orada. Ben, ben bu sesi tanıyorum Mahir bu.

"Onu kandırıyorum bir aptal gibi. Sanki ona aşık mışım gibi davranıyorum o da inanıyor. Çok komik." Yani böyle bir yerde bile bunları duymak zorundayım he. Neden? Ne istiyorsunuz benden.

AĞLAMA BEN AĞLARIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin