Uyandığımda ağrım biraz hafiflemişti.
Yalnız, Brendon'un söyledikleri aklımdan çıkmıyıordu. Sanırım, bu çoçuk benden hoşlanmıştı. Benim ona olan duygularım karışıktı.Hazırlanıp evden çıktım. Yolda Ariana ile sohbet ettik.
"Sanırım kolun daha iyi?"
"Evet. Daha iyiyim."
"Görevde oldu değil mi bu?" Şüpheli bakışlarla bana baktı. Bense kafamı olumlu anlamda sallamakla yetindim.Sınıfa girince Brendon kafasını kaldırdı ve kıvırcık saçlarının arkasından hafifçe gülümsedi. Gelip yanına oturdum. Mavi gözleri ile baştan aşağıya süzdü. Ve sonunda sessizliği bozdu.
"Daha iyi misin? "
"Evet. Sana yeniden teşekkür ederim."
"Önemli değil. Her zaman..." Biraz, bekledi. Sonra devam etti.
"Peki ya bu nasıl oldu?" Bu çocuk anlamamakda ısrarcıydı.
"Sen anlamıyorsun galiba? Söyleyemem!" Sustu... Sanırım bozulmuştu biraz.Ders başladı. Ders boyunca hiç konuşmadık. Yine sessizliği bozan o oldu.
"Şey... Aramız iyi mi?" diye sordu çoçuksu, masum bir sesle. Derin bir nefes aldım.
"İyi. Eskisine nispeten bir tık fazla yol katt ettik." Pis-pis sırıtmaya başladı.
"Kim bilir?? Belki daha fazla yol katt ederiz Kelebeğim..." deyip göz kırptı. Ben ise karşılığında göz devirdim.Dersler bitince Ariana ile vedalaşıp eve doğru ilerledim. Yolda birazda Brendon ile söhbet ettik. Daha doğrusu o konuştu ben dinledim. Onunlada vedalaştıktan sonra eve gelip formamı çıkarıp hızlı-hızlı hazırlandım. Birazdan güneş battı ve karanlık yavaş-yavaş çökmeye başladı. Bende hiç oyalanmadan evden çıktım ve tesise doğru ilerledim.
🤍
Tesis vardım ve odamıza doğru çıktım. Neredeyse herkes gelmişti. Ama ölümcül bir sessizlik vardı. Nihayet Darian söze başladı.
"Bu gün görev yok. Yeni gelen dövüş aletlerini inceleyeceğiz"
"Sonunda yeni aletler geldi" diye sevinmeye başladı Rena.Çetenin lideri Dariandır. En cüretkarları ve cesurları ise ben, Rena ve Darian idi. Ve en safımız Kylie ve Lowell'dı.
Aletlerin olduğu odaya geldik. Nasıl kullanacağımızı söyledi Darian. Daha sonra yeniden odamıza gittik. Her kes koltuklara yığıldı.
"Kolun nasıl oldu?" diye sordu merakla Kylie.
"İyi" dedim. Nedense sesim agresif çıkmıştı.
"Napalım? Daha eve gitmek için çok erken. " dedi Lowell.
"Uhm... Doğruluk? Yada Cesaret? oynayalım mı?" dedi Kylie.
"Biz ergen miyiz?" dedim.
"Ah... Hadi ama. Bu kadar sıkıcı olma Nora! " dedi Leo.Sonunda bir şişe bulduk.Şişeyi ilk Lowell çevirdi.
"Almina Darian'a soruyor."
" Doğruluk mu cesaret mi?" dedi.
"Doğruluk." Almina biraz düşündü.
"Şey... Hiç sevgilin oldumu?" dedi kirpiklerini kırpıştırarak.
"Bu nasıl soru? Özel hayatımdan sanane?" dedi ciddiyetle. Aslına bakarsan haklıydı. Bu çok saçma bir oyundu.
"Hadi dostum, çabuk ol. Cevapla soruyu." dedi Leo.
"Tamam... Hiç sevgilim olmadı. Olmasınıda istemiyorum." Her kes çok şaşırmış gibi bakıyordu. Ben hariç... Darian çevirdi şişeyi. Kylie bana soruyordu. Hadi şimdi buyrun cenaze namazına...
"Doğruluk mu? Cesaret mi?" diye sordu. Cesaret desem saçma sapan bir şey isteyecekti.
"Doğruluk"
"Heh... Tamam bir düşüneyim... Neden agresif ve aynı zamanda bu kadar soğukkanlısın?" Gülümsedim.
"Bir nedeni yok." dedim sakince.
"Nasıl yani?... Bir nedeni olmalı." dedi. Verdiğim cevaptan dolayı hayal kırıklığına uğramışdı.
"Bir nedeni YOK!" dedim sesimi yükselterek. "Ne kadar meraklısın sen?!"
"Tamam... Neyse soruyu cevapladığına göre çevire bilirsin Nora" dedi Almina elini koluma atarak. Şişeyi çevirdim. Lowell Rena'ya soruyordu.
"Doğruluk mu cesaret mi?"
"Cesaret. Ben sizin gibi korkak değilim." dedi gururla.
"Tamam... Buradaki en sevdiğin insana tokat at." dedi gülemseyerek. Rena ayağa kalktı. Ağır adımlarla Lowell'ın yanına geldi ve ona müthiş bir tokat attı. Lowell dahil her kes şoktaydı.
"Lan!! Bakmayın öyle! Arkadaşca. Bunların arasında en eğlenceli ve kafa dengi olan sensin. Aklınıza saçma sapan şeyler gelmesin." diye ayar verdi bize. Lowell gülümsedi. Rena'da karşılık verdi ve şişeyi çevirdi. Leo bana soruyordu. Ah... Bu aptal oyun bitse çok sevineceğim.
"Evet... Muazzam bir şeyler geliyor..." dedi Leo sevinçle. "Ama önce söyle bakalım doğruluk mu, cesaret mi?" dedi. Yine doğruluk diyecektim. İşimi garantiye almalıydım.
"Doğruluk"
"Ama sende hep doğruluk diyorsun..." dedi dudaklarını büzerek. Gözlerimi devirdim. "Ne sorucaksan sor artık!" Biraz düşündü..."Buradaki herkesin aile hayatını biliyoruz Nora. Bir tek seninkinden başka. Bize ailen hakkında bilgi versene..." dedi sinsice gülümseyerek...
"Bu seni ilgilendirmez!" dedim. Artık sinirlenmeye başlıyordum.
"Ah... Hadi ama cevaplaman lazım bu soruyu Nora..." Tam dayaklık bu çoçuk."Cevapla artık! Daha fazla bekleyemeyiz!" diye bağırdı Leo. Gülümsedim. Ayağa kalktım yanına doğru yaklaştım. Derin nefes aldım. Ve tam çenesine hedef alarak bir yumruk attım. "Buda sana sorduğun sorunun cevabım olsun." dedim. Her kes birden-bire ayaklandı. Kylie Leo'nun yanına gelip diz çöktü. "Cevabın bu kadar sert olmalı değildi" dedi. Gözleri dolmuştu. Hiçte umrumda değildi. Arkamı dönüp gittim.
Daha eve gitmemişdim. Bahçeye çıkıp hava almalıydım. Sonra bir ses duydum.
"Nora!" Arkamı döndüğümde Darian bana doğru yaklaştı. "Bu kadar sert vurmalımıydın?"
"Her işe burnunu soksa sonu böyle olur."
"Bence özür dil-"
"Özür falan dilemiycem! Yediği yumruğun sorumlusu ben değilim. Ta kendisi!"
"Seni anlıyorum... Böyle saçma bir soru sormamalıydı."
Ya... Çok iyisin. Teşekkür ederim beni anladığın için. " dedim yapmacık bir sesle. Tam gidecekken kolumdan tuttu ve beni kendine doğru çekti. Geri çekildim. "Özür falan dilemiyorum." dedim ve arkamı dönüp gittim.🤍
Artık yaz geliyordu. Okulumu bitirmiştim... Ama bir mesleğim yoktu... Ben hep kimyager olmak istemiştim. Küçüklüklükten beri hayalimdi. Ve inanıyorum bir gün başarıcağım. Kimyager olacağıma inanıyordum.
Gece oluyordu... Dışarısı yağmurlu ve karanlıktı. Evde kimsecikler yoktu. Birden kapı çaldı. Yavaş-yavaş kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açınca Brendon sırılsıklam haliylekafasını öne eğmişdi. Kafasını kaldırdı ve sırıtmaya başladı.
"Bu ne hal?" dedim.
"Sana gelicektim ama yağmura yakalandım."
"Biz komşuyuz sersem. İki adımlık mesafede bu kadar ıslanamazsız!" dedim ciddi ses tonuyla.
"Bazı işlerim vardıonları hall etip öyle geldim." Sırıtmaya devam etti. "Ee? Ne bekliyorsun? İçeri alsana beni. Sohbet falan ederiz"
"Boşuna gelmişsin!" deyip kapıyı kapatacaktım ki eliyle kapıyı tutdu. Üzerime yürümeye başladı. Duvarların arasına alıp gülümsedi. Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. "Nasıl istersen Kelebeğim... Görüşürüz" dedi ve çekip gitti. Arkasınca baka kaldım resmen. Bu çoçuk bana aşıktı galiba...Bu bölüm aşırı cringe oldu sanki???
Yeni bölümle karşınızdayım. Evet biraz geç oldu... Ama geç olsun, güç olmasın!!!