1. BÖLÜM HANGAR

131 82 4
                                    

"Sinirden olacak ki aldığım nefes bile hırıltılı çıkmaya başlamıştı. Şu olanlara HİÇ bir şekilde inanamıyordum. Tekrardan gözlerim yaptığım tablomun üzerinde oyalandı evet son bir ay içerisinde tam otuz insan kaybolmuş ve her gün yerine birisi ekleniyordu. Ve ben daha olayla ilgili hiçbir şey bulamamıştım ne bir delil ne de bir soyut olsada kanıt! yavaşça elimdeki dosyayı kaldırdım ve incelemeye başladım"

Alex luck

- 18 yaşında esmer tenli, ela gözlü ortalama boyda olan Alex luck 1 Mart saat 21.00 ' dan beri ortalıklarda yok. Olaydan tam tamına bir ay geçti ve Alex luck' tan sonra tam tamına 28 kişi daha kayboldu.

"Birikmiş dosyalara baktım tam son vaka olan dosyayı elime almıştım ki telefonum çalmaya başladı. Ahh yine mi bende diyorum ki bu işte bir sessizlik var ! Çünkü Jack aramamış. İsteksizce Telefonu kulağıma götürdüm ;

- Alo.

- Alo!

- ne var ne istiyorsun Jack! Bende diyorum ki ortam niye bu kadar sessiz ! Çünkü sen yoksun!

- hah çok komik benle uğraşmada hemen televizyondan canlı haber bültenini aç.

"Telefonu kapatır kapatmaz hemen televizyonu açtım. "

- evet sayın seyirciler son dakika haberleriyle sizlerle birlikteyiz. Hemen sizi muhabir Emily Grenn' e bağlıyorum

- Emily sendeyiz.

" Merhaba sayın seyirciler size İngilterede şu son bir ayda olan ilginç bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak durumundayım. Ülkemizin insanları kayboluyor! evet yanlış duymadınız! Şu son bir ayda tam otuz vaka otuz kaybolmuş insan sizleri endişlendirmek istemeyiz fakat aramızda dolşan bir katil olduğundan şüpheleniyoruz. Bunlarla ilgili eminiyet bakanlığımız çalışmalara ilk günden beri başlamıştır ve saat 21.00 ' dan sonra eve giriş çıkışlar yasaklanmıştır lütfen bu uyarıya kulak ası-"

" Hemen ofisimden çıkıp arabama bindim ve son hız karakola doğru sürdüm. İner inmez güvenlik kartımı basıp içeriye doğru girdim içerisi tam bir kaos alanına dönmüştü. Beni gören jhon' a bir bakış atıp yanına doğru yürümeye başladım. Ve hızlıca onun odasına gittik . Odaya girer girmez, hemen oturmam için sandalyeyi çekti. "

- ne oldu burada kim bu haberin yayılanmasına izin verdi ?

- bilmiyoruz kimse yani başsavcı ve bizim gibi birkaç kişi hariç hiç kimsenin bu olaylardan haberi yoktu. Hacklenme gibi bir olasılık olma durumu için hemen bütün Bilgisayar sistemlerimizi kontrolden geçirdik ama sonuçların hepsi temiz çıktı.

- peki giriş çıkışlar onları kontrol ettiniz mi? Var mı yabancı ya da şüpheli biri ?

- hayır tamda ona değinecektim öyle bir ihtimal olabilir diye de düşündüm ve son bir ay içerisinde ki bütün giriş çıkışları kontrol ettirdim. Dur bekle hiç konuşma beni tebrik edebilirsin senin diyeceğin herşeyi baştan düşündüm ve hallettim. Gördün mü? Demek ki o kadarda boş bir insan değilmişim. Çenemle birlikte aklımda çalısıyor.

- otuz iki diş sırıtan Jhon' nün yüzüne sabır dilenircesine baktım. Afferin dedim. Tam yüzündeki gülüşü büyürken;

- herşeyi başarmışsın ya fakat çok biliyorsun o zaman gel de şu haberi kimi yaydığınıda bul!

"Gözlerini devirip, birşeyler geveleyip yanımadaki sandalyeye oturan Jhon' a bakıp tam önümdeki bilgisayarı açmıştım ki;

- ne yapsak yaranamıyoruz ki ! Hayır anlamıyoru-

" Bakışlarımı görünce sustu. Ve sessizce yani sözde benim duymamam gerekir bir sesle ;

- hayır anlamıyorum ki sanki kendis-

"Bu sefer ki bakışımla tamamen sustu. Yaklaşık beş saatlik bir araştırma sonucu bulduğum tek şey bir sitenin adresiydi fakat bu sitenin sahte olduğu belliydi biri bizimle oynuyor olmalıydı ki bizi sahte bir siteye yönlendirmişti fakat bilmediği birşey vardı O'da ben bunları yemem. "

" Bir saat daha çalıştıktan sonra evde devam etmek üzere eşyalarımı toparlayıp dışarı çıktım arabamı çalıştırıp yola koyuldum. Yaklaşık on dakika sonra birden ilgimi yolun sessizliği ve boşluğu çekti. Normalde hele akşam saatlerinde bu yolun trafiğinden yol çekilmezdi ama şuan sessiz ve boştu ama yinede fazla takmadan yola devam ettim. Dikiz aynasına bakınca arkamdan gelen siyah bir arabayı fark ettim. Tam önüme dönecektim ki araba hızlanmaya başladı ama normalden fazlasıyla hızlı bir şekilde ben daha ne olduğunu anlamadan arabanın çarpışıyla yolun solundaki çalışma nedeniyle kapalı olan yerden son hız yuvarlanmaya başlamıştım...

"Gözlerimi açmaya çalıştım. İlk başta zorlansamda en sonunda açmayı başardım. Ve direkt olaraktan etrafımı incelemeye başladım fakat sadece bakıyordum hiçbir şeyi kavrayamıyordum. Yaklaşık ne kadar zaman geçti bilmiyorum birden başımdan gelen sıcak sıvıyı hissettim. Elimle başıma dokununca elime gelen kanla irkildim. Halanda neler olduğunu anlayamıyordum bana ne old-"

- ahhhğ birden başıma gelen şiddetli ağrı ve kesik kesik görüntülerden tek hatırladığım şeyler evet evet hatırlamaya başlamıştım. Karakoldan çıkmış eve doğru arabayla gittiğimi ve ahh ne kadar hatırlamaya çalışsam o kadarda başım ağrıyordu ama ağrıyı eş geçip, düşünmeye de devam ettim. Sonra yolun tenhalığı... ahh başım, siyah araba, hızlanmak evet sonunda bana çarpmıştı. Hemen etrafa göz gezdirdim ve param parça olan bembeyaz arabama baktım da Zaten pek de bir beyazlığı kalmamıştı. Ayağa kalkmaya karar verdim ama ilk başta kendimi inceledim. Soyulmuş ellerim çizik çizik olan kolum ve evet sol bacağıma sanırım çok da derin olmasada batan bir kırık cam parçası. Hemen derin bir nefes alarak içimden üçe kadar sayıp üçte cam parçasını çektim çığlık atmamak için dişlerimi öyle bir sıkmışım ki bunu bile sonradan fark ettim. Biraz soluklanıp en sonunda ayağa kalktım ve gözlerimden gelen yaşla beraber etrafı incelemeye başlayıp nerede olduğumu kestirmeye çalıştım. Etraf sanki minik bir şehire benziyordu ama terk edilmiş bir şehir ya da köy yerlerde olan eskimiş hurdalara gökyüzünü bile karartan ve sebebini bilmediğim dumana baktım. En sonunda gücûm daha da azalınca sesim çıktığı kadar bağırmaya başladım.

- yardım edin! Yardım edin lütfen!

Soluk soluğa kalınca ve sesim incelmeye başlayınca sustum ve yürüyebildiğim kadar yürüdüm nereye gittiğimi bilmiyordum ama yürümeye devam ettim. Hava gittikçe kötüleşiyor ve sanki sanki yanık et gibi kokuyordu. Yaklaşık on dakika yürüdükten sonra bir hangarın önüne geldim son bir güçle kendimi atmıştım ve yere yığılmıştım. Tam biraz dinlenecektim ki birden gördüğûm görüntü karşısında öyle bir çığlık attım ki sesim hangarda yankılanmıştı. Bir an gözlerimi yumdum ve tekrar açtım tekrar kapayıp tekrardan açtım ve ağzımdan bir küfür kaçtı " siktir " bu şeyin olma imkanı o- olamaz hemen ayağımdaki acıyı resmen unutup bir adım atmıştım ki ayağımın üstüne basar basmaz sendeledim ama Olduğum durumu umursamadan hemen yürümeye devam ettim" denek 1 "yazıyordu ALEX LUCK bu... Bu kaybolan ilk vakaydı hemen cam kapsüle doğru yaklaştım açmayı denedim ama elbette ki başaramadım. Hemen etrafa bakındım ve gördüğüm ilk demir parçasıyla cam kapsüle vurmaya başladım ve son vuruşumda açılmış ve cam kırılmıştı ve buz gibi bir dumanla beraber ilk başta irkildim ama hemen yaşıyor mu diyerekten nabzına dokunacaktım ki teninin buzluğu iyiyiye alamet olmadığını gösteriyordu. Hızlıca kendimi toparlamaya çalışıp evet kendimi kendine getirmeye çalışıyordum bir adımda kendimi dışarı atacak ve tam bağıracakken...


SEÇİM ( Texting )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin