Okula doğru yürüyordum. Bugün çok enerjik ve dinçtim. Hiç bir yerimde ağrı, sızı yoktu. Meriç'in okula gelişinin üzerinden 3 hafta geçmişti.Çok fazla iletişim kurmuyordum ancak ona her baktığımda gözleri bende oluyordu.
Kısa bir süre sonra okula vardım. Okul bahçesine girdiğim anda biri bana doğru hızlı adımlarla koşup üzerime atladı. Onun ağırlığı ile yere düştüm. Afallamıştım. Üzerime atlayan şeye attım. Sude kahkahalarla önümde duruyordu.
"Sude, öyle bir anda gelip atalanır mı?!" diye hem kızgın hem de gülümser bir şekilde bağırdım. Kahkaha atmaya devam ediyordu.
"Rezil olduk."
"Eee, ne olmuş rezil olduysak. Hayata bir kez geliyoruz, anı yaşasana kızım." dedi. Ardından ayağa kalktı.
"Benide kaldır." dedim. Ellerimi ona doğru uzattım ve beni yerden kaldırdı. Her zamanki Sude. Her zaman yaşama duygusu olan biridir.
Hayatım boyunca onun kadar neşeli, mutlu ve yaşam enerjisi olan biri görmedim. Ecrin de yanımıza gelmişti. Hepimiz birbirimize boş boş bakıyorduk.
"Niye birbirimizi ilk kez görmüş gibi bakıyoruz?" dedi Sude kahkalarıyla birlikte.
"Bilmem." dedi Ecrin.
"Sınıfa çıkalım. Zaten burada neden bekliyorsak?" dedim.
"Cidden, neden burada dikiliyoruz?" dedi Sude.
"Arkadaşlar her zamanki gibi beyinleriniz yok oldu galiba." dedi Ecrin.
"Tamam, yürüyün. Aramızda böyle bir konuşma gerçekleşmemiş gibi davranalım." dedim.
"Kesinlikle." dedi Sude ve yürümeye başladık. Sude yanımda, Sude'nin yanında da Ecrin vardı. Tam bugün quiz olup olmadığını soracakken omzuma birisi sertçe çarpıp geçti. Bana çarpan kişiye baktım. Arkasına dönüp "Pardon" bile dememişti. Öylece koşmaya devam ediyordu. Siyah bir kazak, koyu mavi renkte, baggy bir pantolon ve siyah bir ayakkabı giyiyordu.
"Aşağılık herif, insan bir özür diler. Arkasına dönüp, bakmadı bile." dedi Sude.
"Erkeklerden ne bekleyebilirsin ki? Klasikler işte." dedi Ecrin.
Adam koşmaya devam ediyordu. Sude bana döndü.
"Canın acıdı mı?" dedi.
"Kızım, salak mısın? Öyle çarpma etkisiyle canı acıyacak birimiyim ben?" dedim.
"Haklısın." dedi Sude ve ardından bir kahkaha attı.
"Hadi yürüyün, sınıfa çıkalım." dedim ve yürümeye başladık.
Kısa bir süre sonra sınıfa vardık. Çantamı sıraya koydum, Ceylin ile kısa bir sohbet ettim, Mirza'nın sinirli bakışlarının hedefi oldum. Dayak mı istiyor bu çocuk? Kabul ediyorum, benim tepkimde biraz fazlaydı ancak bu ilk değildi. Daha önce bana çelme takmış, arkamdan atıp tutmuştu ve beni bir çok kişiye kötülemişti. Bunları neden yaptığını bilmiyordum. Bu zamana kadar dolmuştum. İlk ders matematikti. Dördüncü ve beşinci dersler ise bedendi. Bu yüzden serbest kıyafetle gelmiştim. Cidden, sabahın kör vaktinde matematik mi olur? Her neyse. Bugün hava çok güzeldi. Güneş tepedeki yerini almıştı ve günü çok iyi aydınlatıyordu.
Yerimde otururken hoca içeri girdi ve ders başladı.
"Yoklama alıyorum, sessiz olun." dedi hoca.
Herkesin ismini tek tek söylemeye başladı. Sıra bana geldi.
"İzgi İzel Korkmaz"
"Burda."
"Meriç Gökalp"
Sessizlik oluştu. Bir kız "Gelmedi" derken sözü yarıda kesildi çünkü sınıf kapısı açılmış ve Meriç içeri girmişti.
"Geç kaldığım için özür dilerim."
"Tamam, geç yerine."
Meriç yerine geçti ve hoca isimleri söylemeye devam etti. Kısa bir süre sonra hoca yoklama almayı bitirdi ve dersi anlatmaya başladı.
Ders bitti. Sıradaki ders İngilizceydi. İngilizce dersini seviyorum. Hocasına dersi çok güzel anlatıyor.
Teneffüsü sıramda gözlerimi dinlendirerek geçirdim. Bu da kısa sürdü zaten. Teneffüsler 10 dakikaka bile değil. Teneffüs zili çaldı ve herkes yerlerine oturdu, Mirza ve bir kaç kız hariç. Aralarında, ayakta bir şeyler konuşuyorlardı. Sinsilik sezmiştim ancak çok fazla üstünde durmadım.
1. ders çok hızlı bitmişti. Tenefüsteydik ve ben boş boş etrafıma bakıyordum. Bir tarafta Mirza ve bir kaç kız ayakta konuşuyordu, diğer tarafta çalışkan kız grubu sohbet ediyordu, bir başka tarafta Ecrin ve Sude sırayı karalıyıp, gülşüyorlardı. Bunlar dışında sınıfta başka kimse yoktu. Bende önümdeki kitabın boş bir yerine resim çizmeye başladım. Teneffüs böylelikle bitti. Herkes içeri girdi, bende resim çizmeyi bıraktım ve hocanın gelmesini beklemeye başladım. Yaklaşık 4 dakika sonra hoca sınıfa girdi ve ders başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
★♫𝑯𝒊𝒍𝒂𝒍 𝑨𝒚 𝑫ö𝒗𝒎𝒆𝒔𝒊/ Yarı Texting♫★
Viễn tưởng"Fantastik Hikaye!" Her gün yaptığı gibi bir koşuydu o günki de Ancak bu onun bildiğiydi Gerçekler unuttuklarıydı Belki de görüpte inanmadıkları Aç gözünü Gör gerçeği 3 küs krallık artı 1 kaybolmuş krallık Geçmelisin her birinden Gerçekler onda sa...
