"Ben onun ailesini öldürdüm"

214 23 10
                                    

Koşulsuz şartsız kim olursam olayım, geçmişim ne olursa olsun seviliyordum. Aile böyle bir şey miydi? Eğer böyle bir şeyse çok sevmiştim.

1-2 haftadır avengers kulesindeydik. 2 Haftadır asla yalnız kalmamıştım. Yalnız veya dışlanmış hissetmiyordum lakin hala belgelere bakacak vakit bulamamıştım. Herkes samimiydi, içtendi.

2 Haftadır Bucky'le çok konuşamamıştık ama onun hakkında öğrendiğim şeylerden biri metal kolundan nefret etmesiydi. Kimseye dokundurmaz, göstermezdi. Her zaman eldiven ve uzun kollu bir şeyler giyerdi, hava sıcak olsa bile.

Bu süreçte Natasha, Wanda ve Clint'le çok yakınlaşmıştık. Tony bana karşı bir abi gibiydi. Ne zaman kendimi huzursuz hissetsem Bruce'a gidiyordum. Thor'un saçma ama komik hikâyeleri. Loki'nin anlattığı ama hiç görmediğim tessearct. Pietro ile Happy'i sürekli sinirlendirmemiz. Vision'ın bana öğrettiği garip bilgiler. Wanda, Natasha, Maria ve Pepper ile zorda olsa yaptığımız kız geceleri ve daha nicesi.

Hayatım bir anda güzelleşmişti onlar sayesinde.

Ah tabii bu süreçte göreve bile çıkmıştım. Onlarla çalışmak çok güzeldi. Şuan ise terasta oturmuştum muhtemelen herkes uyumuştu. Elimdeki sigaradan son dumanı çektim ve sigarayı söndürdüm. Adım sesleri duydum ve bu sesleri çok iyi tanıyordum.
"Uyumamışsın"
Kapının önünde durmuştu.
"Sende uyumamışsın."
Omuz silkip yanıma oturdu.
"Uyku tutmadı"
İkimizde bir süre sessiz kaldık.
"Künyemi bu kadar sevdiğini bilmiyordum"

Künyesini vermeyi düşünmüştüm ama vermemiştim tabii ki de.
"Vermem demiştim"
Bana döndü bende ona gözleri dingin bir okyanus gibiydi, boğulduğumu hissetmedim aksine rahatlamış hissettim.
"Alırım demiştim"
Gülümsedim.
"Al o zaman"
Gözleri çok derin bakıyordu.

"Millie, iyi misin?"
Kafamı salladım. Elini dizimdeki elimin üstüne koyup hafif sıktı.
"Cidden iyi misin Millie"
Gözlerim saniyelik ellerimize deydi.
"Gerçekten iyiyim Bucky. Bu insanlar hepsi çok iyiler bana karşı. İlk defa sevildiğimi hissediyorum, aile olmak böyle bir şey mi?"
Elimi daha sıkı kavradı.
"Evet Millie tam olarak böyle bir şey"
Derin nefes aldım, her ne kadar istemesem de o soruyu sordum.

"Ailem hakkında bir şey biliyor musun Bucky?"
Elimin üstündeki eli kasıldı.
"Millie, yapma"
Sesi kısık çıkmıştı.
"Neyi?"
Elini elimin üstünden çekti, boşluğa düştüm.
"Araştırma"
Kaşlarımı çattım.
"Neden?"
Gözlerine hüzün çökmüştü ve bu ifadeyi hiç sevmemiştim.
"Zararlı çıkarız"

"Neyden bahsediyorsun Bucky?"
Kafasını önüne eğdi.
"Eğer araştırırsan benden nefret edersin"
Elimle omzuna dokundum.
"Ben senden asla nefret etmem, anladın mı?"
Bana döndü.
"Hayır Millie gerçekleri öğrenirsen nefret edersin benden"
Elimi omzundan eline koydum.
"Hayır Bucky her ne olursa olsun senden nefret etmem. Senden nefret edemem."
Buruk bir gülümseme belirdi dudağında.
"Gerçekleri öğrendiğinde de böyle davran olur mu?"
Benim konuşmama izin vermeden kalkıp gitti bende arkasından bakmakla yetindim.

••

Dakikalardır belgelerle bakışıyordum. Bucky'in dedikleri sürekli aklımı karıştırıyor, ondan nefret etmemi gerektirecek ne olabilir ki bu belgelerde.
"Zor seçim ha?"
Gelen sesle irkildim. Arkama döndüğümde Natasha omzunu kapıya yaslamış bana bakıyordu. Bana doğru gelip yatağa oturdu.
"Neden bu kadar zorlanıyorsun Millie?"
Derin bir nefes verdim.
"Korkuyorum"
"Neyden?"
"Öğreneceklerimden"

"Bak Millie sana öğren bir şey olmaz diyemem ama öğrenmeden de hayatına devam edemezsin"
Gözlerimi ellerimden çekip Natasha'ya çevirdim.
"Ondan nefret etmek istemiyorum Nat"
Elini elimin üstüne koydu ve samimi sesiyle devam etti.
"Kimden Millie"
Natasha bu kısa sürede ablam gibi olmuştu.
"Bucky'den. Öğrenirsem ondan nefret edeceğimi düşünüyor"

Natasha 1-2 saniye durduktan sonra mırıldandı.
"Lanet olası Hydra"
Kaşlarımı çattım.
"Ne? Bu ne demek?"
Natasha yataktan kalktı.
"Oku Millie ama kalbinin aklının önüne geçmesine izin verme, olur mu?"
Kafamı yavaşça salladım. Bana gülümseyip odadan çıktı ardından da kapıyı kapattı.

Bende yine aynı derin düşüncelere aldım.

••

Natasha terasta oturan Bucky'i görünce adımlarını hızlandırdı. Terasa girdikten sonra kapıyı da arkasından kapattı.
"Natasha?"
Natasha derin bir nefes verip ona döndü.
"Cidden Hydra yaptırdı mı?"
Bucky anlamsızca kaşlarını çattı.
"Neyden bahsediyorsun Natasha?"
"Hydra Millie'nin ailesini sana mı öldürüttü?"

Bucky sessiz kaldı, bu evet demekti ama Natasha bunu anlamadı ya da anlamak istemedi.

"Bana cevap ver Bucky"
"Evet"
Natasha uzun zaman sonra ilk defa kalbinde derin bir acı hissetti çünkü Natasha uzun zaman sonra kardeşi gibi gördüğü birilerini bulmuştu ve şimdi kardeşlerinden biri acı çekecekti.
"O biliyor mu?"
"Millie mi? Hayır henüz okumadı"
"Natasha ona okumaması için ikna et, lütfen"
"Yapmam Bucky öğrenmeli"
"Ama öğrenirse benden nefret eder, benden nefret etmemeli"

Natasha ilk defa Bucky'in yüzünde endişe ve hüzün gördü.
"Onu seviyorsun"
"Ne?"
"Hayır hayır sen, sen ona aşıksın. Değil mi?"
"Hayır sadece"
"Sadecesi yok Bucky! Eğer onu seviyorsan adam gibi git ve söyle!"
"Yapamam"
"Neden?"
"Ben onun ailesini öldürdüm"

"Kendinde değildin"
"Ne fark eder ki? Öldürdüm mü öldürdüm"
"Senin suçun değildi Bucky"
İkili konuşmaya öyle dalmıştı ki onları dinleyen diğer kişiden haberleri dahi yoktu.
"Millie ailesini öldürdüğümü öğrenirse benden nefret eder Natasha, suçumun olup olmamasıyla ilgilenmez"

"Kimin öldürdüm dedin?"
Bucky ve Natasha hızla sesin geldiği yöne döndüler.

•Bölüm nasıldı?

Sizce Millie okumalı mı?

TT;Marvelbetii

Hydra ProjesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin