Tanrı öldü ve yakalandık.
Hasan Ay.
Bir karavan gezisi nasıl bir kıyamete dönüşürdü? 7. dünya savaşının üstünden yıllar geçti ve Canavarlar, Cadılar, periler ve daha niceleri insanlar ile birlikte yaşıyor. Peki bizim hapsolduğumuz bu kulübe de bizi...
Bu bölüm katil ile ilgili bir kaç ipi ucu var bakalım kimler bulabilecek *-* oy verip yorum atmayı unutmayın...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Her amaç bir anlaşma her şey bir amaç uğruna yapılır her anlaşmada bir bedel ödenir."
Her anlaşma bir amaç uğruna yapılır.
Her anlaşmanın bir bedeli vardır.
Her anlaşma için bir acı çekilir.
Her zaman anlaşmalara uyulmaz.
Her amaç içinde bir bedel ödenir.
Her amacın sonunda zafer ve kaybetmek vardır.
Her zaman insanlar bir amaca hizmet eder.
Gözlerim başımın ağrısı ile açıldığında daha gözümü açmadan elim başıma gitmişti.
Başımın ağrısı ile acı bir tonda inledim ve gözlerim tamamen açıldığında ilk gördüğüm kişi Berty'nin dolu gözler ile bana bakması oldu.
Kısa bir süre Berty ile bakıştıktan sonra ona bir soru sormak istedim ama canımın acısı sesimi bastırıyordu.
Öksürükle boğazımı temizledikten sonra Berty'ye bakarak yavaş bir şekilde konuşmaya başladım.
"En son ne oldu?" dedim ve ardından bir soru daha sormak istedim ama sesim çıkmadı.
"Sonra anlatacağım Maria seni çok seviyorum bunu biliyorsun değil mi?" dedi ve sustu ne olduğunu pek hatırlamıyordum.
Bir süre Berty başımda bekledikten sonra ona yine bir tane daha soru sordum ve sorumu kısa bir süre düşündükten sonra cevapladı.
"Kaç saattir burada uyuyorum?"dedim.
"2 gün 10 saat gibi bir süredir." dedi Berty ve şaşırmıştım açıkçası uykusu derin olan bir insan değildim ama bu kulübeye geldiğimizden beri fazlaca uyumuştum.
Eve giderken bu kulübede ki yatağımı kaçırmam lazımdı bunu zihnimin bir köşesine bir hançer ile kazıdım.
Beynim hâlâ acıyordu tüm bedenim gibi ama bunu aldırış etmeyerek ayağa kalkmayı denedim.
Ben yataktan doğrulmaya çalışırken Berty de benimle beraber hareketlendi ve her ne kadar daha dinlenmem gerektiğini söylese de Berty dinlemedim ve ayağa kalktım.
Yataktan inerek iki ayağımda buz gibi tahta zemine bastım ve ayaklarımın da en az başım kadar ağrıdığını hissettim.
Çıplak ayaklarım ile bir adım attığımda başımın dönmeye başladı ve dengem sarsılır gibi oldu.
