Lavinia ölümün simgesi olarak bilinse de aslında bir çok manası var misk veya özgürlük diye de anılıyor ne garip ki Bera'nın hayatını özetliyor. Lavinia çok kişiye tehlikelidir sevmesini bilene ise güzeldir.
Akbay ailesinin biriciği Bera daha 8 yaşında hayat dolu gördüğü herşeyi itinayla deftere işleyebilen yaşıtlarına göre zeki ve çalışkan olan Bera Akbay. Annesi su gibi bir kadın babası ise ağır başlı oğluna,ailesine samimi ama herkese karşı kaya gibi sert bir adam. Bera'nın en çok istediği şey babası gibi bir adam olmak çalışmak, yuva kurmak annesi ve babasına bakmak.
Annesinin perdeyi açması ile güneşin verdiği ışık camı açmasıyla ise yaz mevsiminin sıcak esintisi içeri doldu kuş cıvıltıları dışarda gittikçe uzaklaşıyor Bera'nın rüyasını bölüyordu gözlerini iyice yumarak arkasını döndü uyanmak istemiyor tatlı uykusuna devam etmek istiyordu yanağına değen pamuk kadar hafif dudaklar ile istemsizce gülümsemiş gözünü açmıştı.
"Annee." diyerek kollarını annesinin boynuna dolayıp sarıldı. Oğlunun sesini duymasıyla gülümseyen Serap yatakta oturarak Bera'yı kucağına çekerek ilk boynuna gömüldü oğlunun çiçeklerden dahada güzel olan kokusunu içine çekti. Kokladığı yeri öperek hafif uzaklaştı burnunu Bera'nın burnuna sürterek cevap verdi "Oğluşuumm günaydın!"
"Babam uyandı mı annecim?" merakla sorduğu soruya annesinin cevabı gecikmemişti. "Uyandı ve bil bakalım sana kızarttığım patatesleri kim yemeye hazırlanıyor?" duyduğu şey ile hızla annesinin üzerinden kalkarak lavaboya koşup elini yüzünü yıkadı havlu elinde lavabodan çıkıp annesine baktı "O patatesler benim!" Annesine havluyu verip konuşmasını dinlemeden aşağı koşarak inmeye başladı. Annesinin sesi evin içinde yankılandı "Beraaa yavaş ol düşeceksin!"
Çıplak ayakları yere değdikçe soğuk zeminde çıkan sesler babasının Bera'ya bakmasına sebep oldu sandalyesini çekerek yerine oturdu ardından bir şey unutmuş gibi geri indi babasına sarılıp öperek önündeki patatesleri kendi önüne koyarak yerine geri oturdu babası Selim istemsizce güldü. "Günaydın aslanım." Ağzına tıktığı patatesler yüzünden konuşması zorlaşmış şekilde cevap verdi. "Sanada günaydın babacım. "
Karşısındaki sandalye çekilmiş annesi Serap yerine oturmuştu. Selim, Bera'yı işaret ederek "Yaa işte görüyor musun? Serap evimizde bir fare var patatesleri mi aldı." Serap sanki habersizmiş gibi meraklı aynı zamanda korkmuş bir yüz ifadesi takındı. "Evde faremi var?" Önündeki patates tabağı bitince Bera kafasını kaldırmış anne babasına bakarak " Ben fare değilim bir kere ,ben yavru aslanım." Sofrada kahkaha sesleri çoğalmış ,kahvaltı neşeli şekilde devam etmekteydi.
Mutfağı telefonun melodisi doldurmuş herkesin bakışları Selime dönmüştü masada duran telefona bakıp sandalyesini geri itip ayağa kalkmış ,masadan uzaklaşarak telefonu açarak görüşme yapmaya başlamıştı. Biraz vakit geçince geri geldi ve masaya oturdu Serap'a dönerek "Abim ve yengem geliyormuş haber vermek için aramış." Serap Bera'ya bakarak Selim'in ne demek istediğini anlamış ona göre cevap vermişti.
"Gelsinler uzun süredir görüşmuyorduk.""Anne, ellerim yağlandı silebilir miyiz? Çatalı tutamıyorum. " Serap derin bakışlarını Selim'den çekerek ayağa kalkarak salondan ıslak mendil paketiyle geri gelerek yerine oturup ,Bera'ya ıslak mendili vermiş ellerini silişini düşünceli şekilde izlemeye başlamıştı. Selim Serap'ı hafif dürterek kaş göz işareti ile masadan kaldırmış salona geçmişler Bera'ya bakarak fısıldaşmaya başlamışlardı.
"Serap, artık burası da güvenli değil. Abim geldiği zaman konuşacağız eğer ki haberler kötü ise mecbur gitmemiz gerekecek." Selim'in sözleri Serap'ın kulağına acı bir melodi gibi gelmiş bundan önce gezdikleri ülkeler, şehirler ve küçük köyler aklından film şeridi gibi geçerek bakışlarını Selim'in gözlerine yoğunlaşmasına sebep olmuştu.
"Selim o burda okula başladı arkadaş ediniyor biliyorum işlerini bırakamazsın ama en azından bize düzenli bir hayat veremezmisin? Sürekli taşınamayız Bera'nın gelişimini etkileyebilir."Selim elini ensesine atıp düşünceli şekilde bakışlarını yere çevirerek düşünmeye başladı. Ardından çaresiz bakışları Serap'ı buldu "Abim geldiği zaman bu dediğini söylerim, ama yapamazsam bana kızma ne olur! Senin kadar bende oğlumuzu düşünüyorum biliyorsun." Selim'in yüzünü avuçları içine alıp samimi bir şekilde tebessüm eden Serap "Biliyorum tabi ki ne olursa olsun seni seviyoruz." Endişeli ifadesini geride bırakarak tebessüm eden Selim "Masaya geçelim yalnız oturmasın." diyerek yüzündeki ince elleri tutmuş oturdukları yere geri dönerek Bera'ya gülümsemişlerdi.
"Anne, kahvaltımı yaptım şimdi meyve suyu içebilir miyim?" Olur dercesine kafasını sallayıp yeni oturduğu sandalyesinde ayağa kalkarak dolaptan meyve suyunu almış, ocaktaki çayında altını söndürerek tek elinde çaydanlık öbür elinde meyve suyu ile geri sandalyesine oturmuştu.
Bera'nın bardağını alıp meyve suyu doldurduğu sırada evin kapısında bir ses duyuldu masadaki bütün bakışlar birbirine döndü bu aile üç kişiydi ve anahtar başkasında yoktu. O zaman bu gelen kimdi? Selim Bera ve Serap'a bakarak işaret parmağını dudağına götürdü ve sesiz olmalarını işaret etti. O sırada içeriye toprağa düşen yağmur damlaları gibi sert sesli ama bir o kadar da sessiz olan adım sesleri dolmuş, dolan adım sesleri ise mutfağa yaklaşmaktaydı.
Serap hızla ayağa kalkarak Bera'yı masanın altına gizledi. "Annecim sakın buradan çıkma tamam mı! Burada kal!" Korku dolu gözleriyle annesine bakarak kafasını tamam anlamında sallamış, iyice masanın altına yerleşmişti. Bera'nın bakışları birden yabancı ayaklara döndü güneşli bir günü zehri ile karanlığa boğup izini bırakan kötülüğün adımlarıydı bunlar. Yabancı el Serap'ın boynuna vurarak bayıltmış, Selim'e yönelmişti bir şey yapmasına fırsat vermeden ağzını kapatmış ellerini bağlayarak geri sandalyeye oturtmuş ayaklarını da sandalyeye bağlamıştı.
Ardından aynısını Serap'a da yapmış, elindeki bıçakla Selim'in yüzüne yaklaşarak bıçağın soğuk ve keskin ucunu yanağına hafif şekilde sürterken birden bastırmış yüzünü kesmişti. Ardından yaptığı şey hoşuna gitmiş öbür yanağını da aynı şekilde kesmiş aldığı zevk ile Selimin yüzüne adeta bıçakla resim yapmaya başlamıştı.
Bera gördükleri karşısında dilini yutmuş gibi sadece izliyordu. Serap yavaş yavaş açılan gözleriyle kımıldamaya başlamış Selim'i görmesiyle gözleri fal taşı gibi açılarak çığlık atarak ağlamaya başlamıştı. Ağzındaki bant sayesinde sesi boğuk ve az çıkıyor olsa da korkup acı çektiği belliydi. Yabancı bıçağı birden selimin karnına art arda saplayıp acı çekmesini sağlamış ardından çözüp yerde sürükleyip Serap'ın önüne atmıştı.
Acı içinde kıvranan Selim'in gözleri bir anlığına Bera'ya değindi. Oturduğu yerde çırpınan Serap ne yapsa kurtulamıyor sinirden, acıdan ve korkudan ağlıyordu. Yaşadığı duygu karmaşası onu resmen uçuruma sürüklemişti. Yabancı elindeki bıçakla Serap'a yaklaşıp bantı çekip çıkardı. Bıçakla dilini kesti ardından dudaklarına koyduğu bıçağı sanki akşam iştahla yiyeceği eti doğrarcasına kesmeye başladı.
Yerde kan kaybı geçiren Selim ve acıdan çırpınıp bayılan ama tekrar yaşadığı acının etkisi ile ayılan Serap'ın tek düşüncesi bunları izleyen Bera'ydı katil tezgahın üzerindeki satırı alarak Serap'a baktı elini uzatıp tek tek parmaklarını kesmeye başladı.
Ölü veya diri olmaları umurunda değildi. Sadece onları öldürmek istiyordu. Serap'ın bütün parmaklarını kopardıktan sonra tekrar Selim'e döndü ayağa kalktı ve evin bütün çekmecelerini aramaya başladı. Bulduğu tornavidayı Selim'in gözüne koyarak vurmaya başladı. Gözünü oyarak öldürdüğü adamdan hırsını alamamış şekilde öbür gözünüde oydu ardından kadın ve adamı yemek masasına oturttu ikiside ölmüştü.
Masanın altında bütün olaylara şahitlik eden Bera oturduğu yerde kilitlenmiş donuk bir ifade ile olanları izliyor tepki vermiyordu. Katil yere çöktü ve Bera'nın gözlerinin içine baktı. Yüzü maskeli sadece gözleri görünen adam kanlı ellerini ceketinin iç cebine atıp bir çiçek çıkardı çiçeği Bera'ya uzattı ve konuştu.
"Bu çiçeğin ismi lavinia ve bu artık senin"
_______________♡________________
Öncelikle ilk kez bukadar ciddi bir konu yazıcam benim için bir ilk olucak yanlışlarım ve hatarım olduysa kusuruma bakmayın umarım okurken kendinizi içinde hissettiğiniz olayları size iyi yansıttığım bir kitap olur okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim🤍
İlk yazım tarihi:30/03/2024
![](https://img.wattpad.com/cover/365293182-288-k335118.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI LAVİNİA
Mystery / ThrillerMasanın altında bütün olaylara şahitlik eden Bera oturduğu yerde kilitlenmiş donuk bir ifade ile olanları izliyor tepki vermiyordu. Katil yere çöktü ve Bera'nın gözlerinin içine baktı. Yüzü maskeli sadece gözleri görünen adam kanlı ellerini ceketini...