ARKADAŞ

21 5 7
                                    

Efe doktorun yanına yaklaşarak Bera'ya anlamsız bakışlar atıyordu. Doktor efe'nin oturması için işaret verdiğinde çocuk, itiraz etmeden çekingen bir ifade ile oturmuştu. Doktor,"Bera, efe aramıza yeni katıldı ve hiç arkadaşı yok. Onu bahçeye giderken yanında götürür müsün?"

Bera 'hayır' anlamında kafasını sallamış reddetmişti. Arkadaş istemiyordu, neden kimse anlamıyordu? Herkes neden inatla ona arkadaş bulmak istiyordu? Amcasıda yapmıştı bunu, dışarı çıkartıp arkadaş edinmesi için ikna etmeye çalışıyordu.

Doktor,"Bera benim biraz işlerim var rica ediyorum, lütfen." Bera daha fazla ısrar istemediği için ayağa kalkarak odadan çıkıp Eslem'in yanına gelerek bıkkın bir ifade ve ses tonu ile, "Arkadaş istemiyorum! Arkadaş istemediğimi söylediğim halde neden, arkadaş bulmaya çalışıyorsunuz?"

Eslem bu sert çıkışı beklemediği için biraz şaşırmıştı. Ardından onu sıktığını düşünerek, "Bera özür dilerim istemediğin bir şeyi zorlamamalıydım." Bera birden gelen özür yüzünden kadına bakmış, çıkıştığı için pişmanlık duymuştu. Eslemin elini tutarak "Bahçeye çıkalım mı?" Çiçeği elinden bırakmadığı gibi gövdesinden destek alarak iyice sağlama almıştı.

Eslem çiçeğe bakarak yürümeye başlamıştı lakin dönüp bir soru sormamıştı. Bera ile birlikte bahçeye çıkmış çimenlere oturmuşlardı. Efe başka bir hemşire ile bahçeye gelmiş etrafa bakıyordu çekindiği, utandığı, için ellerini sıkıyor kambur duruyordu.

Bera Esleme baktı ardından Efe'ye baktı. Ayağa kalkarak çocuğun yanına giderek yanlarına davet etti. Eslem bu hareketten memnun olmuş şekilde Bera'ya tebessüm etmişti. Bera'nın ilk geldiği günden beri Eslem çocuk ile ilgileniyor, arada konuşuyordu lakin dün gece daha da yakınlaşmışlardı.

Eslem ona kaybettiği oğlu yerine koyarak şefkat veriyordu. Bera küçük bir çocuk olduğu için bu şefkate karşı koyamamıştı, gün geçtikçe Eslem ile yakınlık kuruyordu.

Efe çok çekingen bir çocuktu buraya gelme sebebi garip sesler duyması ve çoklu kişilik hastalığı yüzündendi. Aslında hastalığı tehlikeliydi, çok tedavi görmüş ama iş buraya kadar gelmişti. Bera Efe ile çimenlere tekrar oturdu Efe,"O çiçeği neden yanında taşıyorsun?" Bera tip tip bakarak "İnsanlar tanışırken ilk isim sorarlar."

Efe yaptığı şeyden utanmıştı. Eliyle gerginliğini atabileceğini düşünerek çimenlere parmağını dolayarak kopartmaya başlamıştı.
Bera, "Ben Bera. Neden buradasın?" Efe kafasını kaldırdı. Bera'nın uzattığı elini tutmak için, elini çimlerden çekerek üstüne sildi elini sıkıp gülümsedi.

Efe, "Bende Efe. Memnun oldum, ben buraya geldim çünkü bilmiyorum." Bera anlamamış bir ifade ile hafif kaşlarını çatarak Eslem'e bakmıştı. Eslem olaya müdahale etmek için oturuşunu düzelterek gülümsedi. Eslem, "Efe buraya geldi çünkü bazı rahatsızlıkları var. Bera aynı senin gibi olduğu için, birbirinizi bu konuda çok net anlayabilirsiniz."

Efe, Eslem'e bakarak gülümsedi. Eslem işleri olduğu için yanlarından ayrıldığında Efe tekrardan Bera'ya çiçeği sordu ve Bera tekrardan konuyu değiştirmeyi seçti. Bera, "kaç yaşındasın?"
Efe, ellerini kaldırdı ve 5 parmağını gösterdi. Ardından "7 yaşındayım." Bera kendini tutamadı ve güldü. "Yanlış gösterdin. Bak böyle yapman gerekiyor."

Çiçeği cebine koydu ve ellerini çimenlerin üzerine koyarak Efe'ye baktı. Bera, "Hadi benim gibi ellerini yere koy." Efe ne yaptığını anlamayan bir ifade ile ellerini çimenlere koydu.

Bera, "Bak şimdi bizim kaç adet parmağımız var. biliyor musun?" Efe kafasını hayır anlamında salladı. Bera parmaklarını kımıldatarak Efe'ye sayması gerektiğini söyledi.

KOD ADI LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin