Güzel bir konuşma gibi geliyordu başlarda ama gittikçe can sıkıcı bir hal almıştı. Miraç ablam bize odamıza geçmemiz için kaş göz yapıyordu. Bizde hemen odaya geçtik.
Sonra ablam odaya geldi. Elinde babamın telefonu vardı. Içerden gelen bağırmalar küfürler korkumuzu arttırıyor.
Ece ablam Miraç ablama " babamın telefonun sende ne işi var" dedi.
Miraç ablam ağlamaya başladı. Cevap önemliydi. Ablam cevap vermeyince Ece ablam soruyu bir daha sordu. Miraç ablam gözleri kıpkırmızı halde telefondaki mesajı okudu.
" Seni seviyorum , seni özledim "
Dedikten sonra salondan ses geldi.
-Miraaaaaç
Ablam salona gitti döndüğünde ise telefon yoktu. Mesajın bir kadından geldiği belliydi. Annemle babam tartışmaya devam ederken babam ayrılmak istemediğini söylüyordu. Annem bizim odaya geldi ve kapıyı kilitledi. Babam bağırmaya söylenmeye devam ediyordu. Babamın iş için Kıbrıs'ta olmadığı da ortaya çıkmıştı.
Geceyi atlattıktan sonra sabah olmuştu. Babam evde yoktu. Okula gitmedik hiç birimiz. Kahvaltı yaptık . Annem Sedef arkadaşıyla telefonda konuşuyordu. Kalacak yer ayarlamak için evden biran önce gitmemiz gerekti. Yoksa akşam yine tartışma olacaktı. Bunlardan kaçmamız lazım. Zaman çok hızlı geçti akşam olmuştu. Annemin arkadaşı kalacak yeri ancak başka zamana ayarlayabilirmiş.
Gece saat 1'e geliyordu. Babam daha gelmemişti. Bizde rahat rahat yattık. Uykumuz yine bölündü. Yatak odasından gelen sesler yataktan firlamamiza neden oldu. Babam annemi hırpalıyordu. Ablamlar ayırmak için annemlerin yanına gitti. Babam ablamları da dövmeye başladı.
Annem dayanamayıp ortalığı dağıttı. Tuvalet aynasının önündeki makyaj malzemeleri, parfümler, kremler, kolyeler yerdeydi hep. Annemi bizim odamıza aldık. Kapıyı kilitleyip sakinleştikten sonra plan yapmaya başladık. Evden kaçacaktık.
Sabah babamın evden çıkmasını beklemiyorduk. Kapının sesini duyduktan sonra hemen odadan çıktık. Eşyalarımızı topladık. Evdeki eşyaları da almak icin kamyon çağırdık. Eğer eşyaları şimdi almazsak bir daha alamazdık. Ne zor şeydi insanın kendi evinden böyle kaçması . Kalsaydık delirebilirdik. Yeni hayat kurup , yeni bir yol çizmemiz için birbirimize sıkı sıkı tutunmamız şarttı. Eşyaları almak için kamyon gelmişti yataklarımızı kıyafatlerimizi kolilere koyup hazırlamıştık. Antalyada oturduğumuz için hava çok sıcaktı. Kamyon şoförüne eşyaları Ankara'ya otogara götürmesini söyledi annem. Aynı şehirde başka yere gitseydik babam kesin bulurdu bizi. Ve eşek sudan gelmezdi. Antalya otogarına gittik biletlerimizi alıp otobüsü bekledik. O sırada babam annemi aradı . Annem açmayınca ablamı aradı.
Sonra mesaj atmış "nereye giderseniz gidin ben sizi bulurum" ..Otobüs geldi bindik ve gitmek için sabırsızlanıyorduk. Gitmeden bir terslik çıkmasın istiyorduk. Otobüs hareket etti. Kek ve meyve suyu dağıttılar iyi oldu bizde birsey yememistik.
Ankara'da annemin arkadaşı bizi bekliyormuş. Şerife abla ile yol boyu konuşup ne yapacaklarını konuştular.
Annemin ilk işi babama boşanma davası açmaktı. Ama babam ayrılmak istemediğini söylemişti. Zorluk çıkarmasa olmazdı zaten.