Gözlerimi açtığımda Ayaz yanımda değildi. Banyodan su sesi geliyordu. Yataktan kalkıp üstüme siyah bir tayt ve dizlerimin üstüne kadar gelen mor bir kapşonlu üst geçirdim. Ayaz beline sardığı havlu ile banyodan çıktı . Elindeki havlu ile saçlarını kurutmaya çalışıyordu. Saçları yavaş yavaş dalgalanmaya başlamıştı. "Günaydın kumral." dedi neşe ile. "Sana da günaydın demek isterdim ama gün çoktan aymış anlaşılan." dedim . "Kahvaltıya inelim istersen" dedi yumuşak bir ses tonu ile. "Olur , üstünü değiştir sonra ineriz." dedim...
♡
Kahvaltıda sessizlik hakimdi . Babam sessizliği bozdu .
"Banesler bir davet veriyor.Anıl özellikle seni davet etti.""Onu görmek istemiyorum , Baba."
"Biliyorum kızım ama eğer o davete gitmez isen senin hala Anıl ı unutamadığını düşünecekler. "
"Kimin ne düşündüğü önemli değil " dedi Ayaz. "Eğer Arven gitmek istemiyorsa bende gitmiyorum siz isterseniz gidebilirsiniz." diye ekledi .
Bu çocuk beni nasıl her hareketi ile etkileyebiliyordu. Büyücü falan mıydı???
"Aslında babam haklı. Eğer gitmezsem onu unutamadığımı falan düşünür o salak." Salak yerine daha yaratıcı küfürler kullanmak isterdim ama yanımda babam vardı. Ve ayrıca o piç yüzünden prenses çizgimden çıkamazdım.
"Tamam kumral. Gitmek istiyorsan gideriz ama o herifin gözü sana değerse onu elimden kimse alamaz."
"Tamam . Ne zaman olacak davet."
"Bu akşam saat 8 de başlayacak."
♡Saatten giçbir haberim olmadan İnternette geziniyordum. Cidden saat kaç olmuştu.
7 mi?
Nasıl ya daha az önce 5 değil miydi. Nazlanmanın bir faydası olmayacağı için adeta ayaklarımı sürüyerek dolabıma ulaştım. Dolabı açtığımda gözüme ilk çarpan siyah elbiseyi çıkardım. Arkadaki fermuar kapanmamak için benimle savaşmıştı ama savaşın kazananı bendim.
Elbise ayak bileklerime kadar uzanıyordu ve kalçamın bir karış kadar altında biten derin bir yırtmaja sahipti.
Ayrıca omuzları açık ve fazla göğüs dekolteli bir elbiseydi.Hadi kızım o ite ne kaybettiğini gösterelim.
Gözlerime kahve tonlarında bir far sürüp dudaklarımı kırmızı bir ruj ve gloss yardımı ile ön plana çıkarttım. Son olarak makyajımı daha iddialı göstermesi için göz kalemi ile makyajımı tamamladım. Kumral ve doğal dalgalı saçlarımı tarayıp serbest bıraktım.
Ben bunları yaparken saat 7.30 olmuştu . Siyah ve elmaslarla süslenmiş el çantamı alıp odamdan çıktım.
Odam villamızın 2. Katındaydı. Giriş katta yemek odası mutfak ve babamın ortaklarını ağırladığı gösterişli ve büyük salon vardı. 1. Katta çalışanların odaları ve kullanmadığımız 4 tane misafir odası bulunuyordu. 2. Ve son katta sadece aile üyelerimize ayrılmıştı ve belirli görevliler hariç diğer kişilerin bu kata girmesi yasaktı. 2. katta 2. Salonumuz bulunuyordu ve bu salon diğerine göre daha küçük olsa da 3 oda büyüklüğünde daha sade bir odaydı. Gökhan Özel ve Meryem Özel bu odada sadece çok yakın oldukları kişileri ağırlardı.
Asansör giriş katta durduğunda Ayaz Berkay Mustafa amca ve babam hazır bir şekilde beni bekliyordu. Annemler büyük ihtimalle arabada olmalıydı.
Ayaz altına siyah bol bir kumaş pantolon üstüne kaslarını fazlasıyla belli eden beyaz bir kazak giymişti. Aslında çok sade bir kombin yapmıştı ama çok dikkat çekiyordu.
İnşallah sadece benim dikkatimi çekiyorsunuzdur yoksa sizi eve kapatmak gibi çılgınca planlarım var yakışıklı bey.
Bana dünyadaki en güzel kadınmışım gibi mi bakıyordu yoksa bana mı öyle geliyordu. Ona daha fazla yaklaşıp aramızda 2 adımlık bir mesafe bıraktım.
Kulağıma yavaşça fısıldadı:
"Sana dünyadaki en güzel kadınmışsın gibi bakıyorum çünkü dünyadaki en güzel kadın sensin."