4 Elementin Varisi (Hgoi version)

(5.) Sina'nın Mabedi.

Ateş Lordu elindeki elmayı atıp tutarken diğer lordların yüzüne alayla karışık bir ifadeyle bakıyordu. Masadan kalktıktan sonra ince, siyah pelerinini düzelterek Arın'ın karşısında dikildi ve Aria'ya baktı. Arın ise olanları anlamak için gözlerini kısmış, buz mavisi gözlerini Daren'in okyanus mavisi gözlerinde dikmişti. Sina'nın Arın'dan geri kalır bir yanı yoktu. En yakın arkadaşı -o çocuk uğruna kendini mahveden en yakın arkadaşı- geceyi eski sevgilisiyle beraber geçirmiş olamazdı değil mi?

"Gece benim kollarımda gayet güvenli bir şekilde uyuyordu. Sizin yardımınıza ve merakınıza ihtiyacı yoktu."
Daren'in söylediği her bir söz, Arın'ın gözlerinde şimşekler çakmasına neden oluyordu. Buz mavisi gözleri koyulaşmış, sanki içinde derin dalgalar saklıyordu. Arın o dalgalarda Daren'i boğmak istiyordu işte.

Arın birden Aria'ya dönerek,
"Yalan söylediğini hepimiz biliyoruz değil mi?" Sesi soru sormaktan çok kendini inandırmak istermiş gibi çıkıyordu. Aksi takdirde olacakları kimse bilemezdi.

Aria sessiz kaldı. Bu sessizlik öyle uzadı ki hepsi kendi kalp atışlarını kulaklarında duymaya başladı, Kıyamet öncesi sessizliği sayılabilirdi bu sessizlik.

Su lordu sadece birkaç adımda Daren'in yanına gidip gömleğinin yakasını kavradı. Sina kavgayı ayırmak için ayaklandı ama artık çok geçti.

"Varisimi aldığın gibi onu da alamayacaksın benden!"

Ateş Lordu anlık bir şokla gerilemiş olsa da yumruklarını Arın'ın suratına geçirdi.

"Ben kimseyi senden zorla almadım!"

"Aria'yı sana vermem!"

"Zamanında çok benzer bir cümle kurmuştun ama bak! Varisin benim ayağı-"

"Yeter!"
Evet bu tahammül edemeyen ses Aria'dan çıkmıştı. Varis artık dayanamayıp herkesi susturma kararı aldı.

"Arın, Daren beni gece sarhoş görünce sarayındaki bir odada kalmam gerektiğini uygun görmüş büyütülecek bir şey olmadı."
Daren'e döndü:

"Sende yangına körükle gitme. Bizim ayrıldığımızı unutmuş gibi davranmayı da kes."

Aria diğer lordlara şu an katlanamayacağı için Sina'ya bir bakış attı ve kapıyı işaret etti.

Sina ise kardeşi olan bu kadının ne istediğini kısa sürede anlamıştı. Ortamda daha fazla kalmak istemiyordu. Kafasını salladı ve ikisi beraber dışarıya çıktılar fakat ikiside nereye gideceklerini bilmiyordu.

Hava lordu bembeyaz, bulut desenli merdivenlerden çıkarken aklına bir fikir geldi ve Aria'yı kolundan tutup yakınına çekti. Aria daha şaşıramadan Sina'nın aklından geçen yere bedenlenmişlerdi. Bulutların arasında olmalarına rağmen ılık esen bir rüzgar ve yan yana konumlandırılmış 4 salıncak, bir söğüt ağacının altında konumlandırılmış rahat bir koltuk ve koltukların dibinde dönmekte olan rengarenk rüzgar gülleri. Tıpkı çocukluklarındaki gibi...

Aria tatlı bir tebessüm ile etrafındaki tüm bu atmosfere bakıyordu.
"Unutmamışsın..." kollarını hava lordunun boynuna doladı ve çocukluğunda 4 lord ile beraber geldiği bu yerin tadını çıkarmaya çalıştı.

-----------------------------------------------------------
"Hadi ama kavga etmenin ne anlamı var ki?" Aria sabırsız bir şekilde salıncağından, bulutlara en yakın olan salıncağın kavgasını yapan Arın ve Daren'i izliyordu.

"O salıncak benim olacak dedim!"

"Hayır benim dedim!"

Sina ise kıkırdayarak ikisinin tepesine bir yağmur bulutu gönderdi.

Daren ve Arın havaya bakarak şaşkına dönerken Sina ve Aria kahkaha krizlerine girmişlerdi.
-----------------------------------------------------------
"Şu ara Daren ve Arın'ın arasında fazla kaldığın için burasının sana iyi geleceğini düşündüm." Sina ve Aria geniş salıncaklara oturmuş, sakinliğin keyfini çıkarıyorlardı.

"Gerçekten çok iyi düşünmüşsün. O iki ergen lordla daha fazla uğraşamayacağım."

Sina gülümsedi ve ellerini uzatıp bulutlara dokundu. İçlerinden bir taç çıkartıp Aria'ya doğru sürükledi.
"Hey bu ne?" Aria bulutlardan aldığı bu mükemmel işlemeli taça baktı.
Her tarafı pırlantalarla dolu, ışıl ışıl olan bu taç gözlerini alıyordu.

Sina sallandığı yerden konuşmaya başladı.
"Unuttun mu buraya her geldiğimizde sana bir taç hediye ederdim."

Aria buruk bir tebessümle Sina'ya baktı.

"Her şey için teşekkür ederim..."