Gerçekler

41 2 11
                                    

Bölümü şarkıyla okumanızı tabsiye ederim. Asya'nın durumuna çok uyuyor. Bir de yorum yaparsanız sevinirim.

Keyifli okumalar

Taha'dan

Asya'nın arkasından koştuysam da yetişemedim. Taksiye binip gitti. Onu bulurum nasılsa. Şimdi hesap sormam gereken biri var.

Sinirle tekrar kafeye girdim. Masaya oturup karşımdaki adama baktım. Rahat bir tavırla konuştu "Üzerine gitme. Çocukluğundan beri üzülünce saklanır o. Yalnız kalmak ister. Düzelince gelir yanına"

Masaya vurup susmasını sağladım. Bize dönen bakışları umursamayıp masada ona doğru eğildim "Sen bana senelerdir kızımı görmedim ,özledim demedin mi. Hani mecburiyetten bırakmıştın onu"

Kendini savunmaya geçti "Öyle zaten. Mecbur kaldım" Sinirle güldüm "Niye seni görür görmez kaçtı o zaman. Ona ne yaptın anlatacaksın"

5 saat önce

"Abicim bul dedin bulduk işte. Ne kızıyorsun şimdi" Rıfat'a ters bir bakış atıp ayağa kalktım. Söylediğine göre Asya'nın babasını bulmuş. "Tamam buldum diyorsun ama ne belli onun babası olduğu"

Rıfat ofladı "Asya onun nüfusuna kayıtlı. Soyadı da aynı. Her bilgi uyuşuyor işte. Gidip konuş ne kaybedersin ki" Sıkıntıyla derin bir nefes aldım "Acaba çok mu ileri gidiyorum. Seneler önce kızını yetimhaneye bırakmış bir adamı bulmaya çalışıyorum"

Odada tur atmaya başladım. Ne yapsam Asya zarar görecekmiş gibi geliyor. Adamla konuşsam Asya buna kızabilir. Konuşmasam da ben rahat edemem. Neden bu durumda olduklarını merak ediyorum. "Merak ediyorsun. Ben de olsam sorgulardım. Hem belki adam da kızını arıyordur. Öğrenmiş oluruz"

Başımı salladım "Evet öyle bir ihtimal de var. Bunu öğrenmenin tek yolu adamla konuşmak" Kararımdan dönmemek için oyalanmadan evden çıktık. Rıfat adamın evini öğrendiği için bulmamız zor olmadı.

Yıkık dökük bir evin önünde durduk "Adresteki ev burası" Arabadan indik. "Evde mi acaba" Rıfat benim hareket etmediğimi görünce zile bastı. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Orta yaşlarda bir adam merakla bize baktı "Buyrun"

Adamın yüzünde Asya ile bir benzerlik aradım. Gözleri benziyor gibi aslında "Biz Celal beye bakmıştık" Adam tereddütle bana baktı. "Niye arıyorsunuz beni" Demek sensin.

Rıfat adama yaklaştı "İçerde konuşabilir miyiz" Adam tekrar bana baktı. "Kimseye borcum kalmadı benim. Hepsini ödedim. Sizi de tanımıyorum"

Sinirle soludum. Rıfat benim aksime sakince konuştu "Alacaklı değiliz. Bir şey konuşmak istiyoruz" Adam rahatlar gibi oldu. "Çok vaktim yok ama gelin bakalım"

Birlikte içeri girdik. Evin içi dışından daha beter durumdaymış. İçki kokusunu alınca yüzümü buruşturdum. Alkolik herif.

Koltuğa oturunca merakla sordu "Söyleyin bakalım ne istiyorsunuz" Bu ortamda fazla durmak istemediğim için lafı dolandırmadan konuya girdim "Asya'nın babası sen misin" Dondu kaldı. Hatta bir anlığına nefes alıyor mu diye kontrol etme ihtiyacı hissettim "Asya'yı nereden tanıyorsun"

"Bunun bir önemi yok. Soruma cevap ver" Kaşlarını çattı. Kahretsin ki bunu yapınca tam olarak Asya'ya benzedi "Başı belada mı yoksa" Yıllar sonra kızını bulmuş bir adamın soracağı ilk soru bu olmalı tabi

Benim sinirlendiğimi anlayan Rıfat konuşmaya dahil oldu "Hayır başı belada değil. Asya bizim iş yerinden arkadaşımız. Sadece babasını bulmak istedik"

NAZENDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin