Aşkıyla Yandığım Adam

63 2 4
                                    

Merhabalar. Yeni bir kurguyla karşınızdayım. Umarım beğenilir.

Diziyi izleyen varsa karakterleri biliyorlardır ama kurgumun diziyle bir alakası yok. İkisini de sevdiğim ve birlikte fazlasıyla fotoğrafları olduğu için onları seçtim. Genelde fotoğraf olduğunda gözde canlanması da daha kolay olur çünkü.

Keyifli okumalar

Çocuklara sorulan en klasik soru büyüyünce ne olacaksındır. Ben kendimi bildim bileli o soruya öğretmen cevabını verdim. Laf olsun diye değil, gerçekten öyle istediğim için. Şimdi verdiğim cevaptan da o cevabı yerine getirmek için gösterdiğim çabadan da hiç pişman değilim. 

Her mesleğin güzel ve zor yanları vardır ama öğretmenlik bu iki zıt duyguyu en keskin yaşayan mesleklerin başında geliyor olabilir. Çünkü öğrenciniz sabrınızı ne kadar sınarsa sınasın onu sevmeye devam edersiniz. İşte bu sebeptendir ki mesleğimi çok seviyorum. 15 günlük tatil fazlasıyla uzun geldi ve yarın çocuklarıma kavuşuyor oluşum gereksiz bir heyecan yaratıyor içimde. 

Oldum olası planlı ve düzenli olmayı sevdiğimden yarın sabah okula giderken giyeceğim kıyafetleri ve hatta çantamı bile hazırladım. Bu da ne meraklıymış öğretmen olmaya diyenler olabilir. Haklılar, çok meraklıydım ve oldum. 

Tüm işlerimi halledip televizyonun karşısına oturmuştum ki kapıdan ses gelince irkildim. Tabi sonra anahtar çevirme sesini duyunca rahatladım. Çok geçmeden tanıdık sima odaya girince gülümseyip kollarımı açtım. Hüma da aynı karşılığı verip kocaman sarıldı bana. Tabi söylenmeyi de ihmal etmedi '' Ne biçim karşılama bu. Yerinden bile kalkmıyorsun'' Onu hak ettiği kadar umursayıp beklendiği gibi cevap verdim '' Anahtarla girdiğin evde neden ayakta karşılıyormuşum ben seni. Sen bana hoş geldin diyecek konumdasın hatırlatırım''

Gözlerini devirip yanıma oturdu ''Yarın işe başlıyorsun seni bir daha rüyamda falan görürüm diye geldim ama gördüğüm muameleye bak'' Gülerek yanağını sıktım ''Abart. Her gün gelmiyor olsan bu duygu sömürüne inanabilirdim ama okuldan geldiğimde beni evde karşılayan sensin. Utan bunu söylerken'' 

''Tamam zaten 5 ay sonra kurtuluyorsun benden. Sen de benim gibi evlen seni de kocan karşılasın evde'' Ben cevap veremeden devam etti ''Gerçi siz birlikte gelirsiniz işten. Ne de olsa aynı okuldasınız'' Kaşlarım istemsizce çatılınca Hüma keyiflenip sırıtmaya başladı. Omzuna vurup konuştum ''Saçma sapan konuşmaya başladın yine. Birinin kulağına gitse rezil olacağım senin yüzünden''

''Kimin kulağına gidecek ya. Sanki iki cümleden fazla konuşturuyorsun da beni'' Hızla ayağa kalktım '' Konuşturmam tabi. Olmayan şeyleri kafanda kurup gerçekmiş gibi bana söylüyorsun. Ben çay getiriyorum'' Odadan çıkıp hızlı adımlarla mutfağa ilerledim. Arkamdan gelen ayak seslerine aldırmayıp dolaptan bardak alıp tezgaha koydum. Çaydanlığa uzanırken kolumu tutup ona dönmemi sağladı. Hala sırıtıyordu. Konuşmasına fırsat vermeden sözünü kestim ''Hüma konuyu kapatır mısın. Sinirlerimi zıplatma akşam akşam''

''Konuyu kapatırım ama bu sana inandığım anlamına gelmez. Her mimiğini ezbere biliyorum ben kızım. Beni kandırmaya çalışma bari. Sen bu adama karşı boş değilsin. Ha ben git açıl demiyorum sana, demem de zaten ama inkar etmen yersiz ve saçma. Bana yapma bari. Hayır yemiş gibi yapmak da sıkıcı olmaya başladı biliyor musun'' Gözlerimi devirip ona arkamı döndüm ve çay doldurmaya başladım. 

Baştan sona saçmalık. Sandığı gibi bir şeyler hissediyor olsam anlardım herhalde. Alt tarafı adamı görünce heyecanlanıyorum o kadar. Bir de iki haftadır görmedim diye hafiften özlemiş gibiyim ama öyle abartılacak bir durum yok. Hem bunları Hüma'ya anlatmadım ki. Gözüme bakınca görüyor mu anlamıyorum ki. Korkulur bu kızdan.

NAZENDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin