Arkamı döndüğümde Berkin bize doğru koştuğunu gördüm.
Hemen yanımıza geldi soluk soluğa kalmış bi şekilde "Asrın biraz konuşalımmı?"dedi."Ne konuşacağız Berk? Ne konuşacağız yani? Gerçekten çok merak ettim."dedim dalga geçerek.Galiba benim gerçekten psikolojim bozulmuştu. Bu aralar herkesi tersliyordum. Ne alakaysa.
"Sana Mertin neden bu halde olduğunu anlatacağım. Özel bi konu. İstersen Oğulcan geri gitsin bizde seninle bi cafeye gidelim."dedi.
Bir yanım gitmek isterken diğer yanım bana yaptıklarını hatırlamamı söylüyordu. Eğerki gidip Berkle konuşursam belki Mertin sıkıntısınıda halledebilirim diye düşündüm.O sırada Oğulcan baktım ve Berke ya Oğulcanın da bizimle gelmesini yada benimde gitmeyeceğimi söyliyecektim.Oğulcan bana aniden vedalaşır gibi sarıldı ve "Siz şu konuyu halledin. Benim de zaten bi kaç işim var. Onları yapıyım. Asrın bu arada beni her zaman arayabilirsin işiniz bitince ararsın evine bırakı..."diyeceği sırada Berk söze daldı ve "Ben bırakırım Asrını sen işlerini doyasıya hallet kardeş."dedi sahiplenici bi şekilde.
Oğulcanın sinirlendiği her halinden belliydi. Herhangi bi olay çıkmasını istemediğim için Oğulcanın kolunu tuttum ve lütfen anlamında bakış attım. Oğulcan da anlamış olucakki fazla uzatmadı.
"Neyse ben artık gidiyim."dedi Oğulcan. Oğulcana sarıldım ve kulağına "Teşekkür ederim. Şuna inanabilirsin ki biz seninle çok iyi bir arkadaş olacağız."dedim.
Geri çekildiğimde Oğulcanın yüzünde kocaman bi gülümseme vardı ve bu beni mutlu etti."Buna inanıyorum zaten."deyip yürümeye başladı.Berk konuşmamız boyunca oflayıp pufladı. Arkamı döndüğümde"Allah muhabbetinizi arttırsın Asrın."dedi bozuntuya vermeden."Tamam uzatmada nereye gideceğimizi söyle."deyiverdim Berkin o anki haline güvenerek."Emriniz olur Asrın Hanım sizi sıkmayı zira hiç istemem."dedi.
Bu gerçekten çok komiğime gitmişti onun için kahkahalar atarak gülmeye başladım. Berkde bana gülme konusunda eşlik etti. O gülmeye başladığı an ben gülmemi sonlandırdım. Berk, berk gerçekten çok güzel gülüyordu. Şu an resmen Berkin yüzüne aval aval bakıyordum.
Sanki büyülenmiş gibiydim. Berk bi süre daha güldükten sonra bana dikkatlice bakmaya başladı. Bundan hem rahatsızlık duyuyordum hemde garip bi şekilde hoşuma gidiyordu.
Bu anı artık bitirmeliyiz diye düşündüm ve "Şe..şey hadi nereye gidiceksek gidelim artık."dedim yere bakarak. Yüzümü kaldırdığımda Berk hala bana bakıyordu.Yüzüne parmak şıklatmayı düşündüm ama aklıma bizim evde olanlar gelince hemen vazgeçtim ve bileğimi ovuşturma ihtiyacı duydum. O anda Berkin dikkati dağıldı ve "Kusura bakma bu aralar biraz dalgınım. Bide unutmadan bileğin nasıl, bakabilirmiyim?"dedi kibarca."Ama önce arabaya binelim."dedi.
Berk arabada şoför koltuğuna oturdu bende hemen yanına oturdum. İlk başta diretmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim ve kolumu uzattım. Kolumu yumuşak bi şekilde tuttu ve kazağımın kolunu yukarı doğru sıyırdı. Biraz geçmiş gibiydi. Aslında vurulan yeri kolayca moraran biri deyilim."Biraz daha iyimi kolun?"dedi."Yani, zaten pek fazla acısını hissetmiyorum."dedim.
"Tamam o zaman bildiğin güzel bi cafe varmı? Yoksa ben mi seçeyim?"dedi."Aslında canım kahve istiyor. Onun için Starbucks a gidebiliriz diye düşünüyorum."dedim."Bende çok isterdim ama orası çok kalabalık olur bugün. İstersen ben seçeyim."dedi."Tamam. Ama kahveyi güzel yapan bir yer olsun."dedim ve yine o mükemmel gülüşlerinden birisini gösterdi."O zaman gidiyoruz."dedi Berk. Masumi bi şekilde başımı salladım."Hep böyle ol ufaklık."dedi Berk sırıtarak.
Anlamamış bi şekilde kafamı Berk e çevirdim ve dil çıkardım."Madem öyle sözünün hakkını vermeliyim. Değil mi?" dedim gülerek.
"Hmm. Bu fikirden hoşlandım galiba. Sonuç olarak sen rezil olacaksın."dedi sırıtarak."Daha ne kadar uzakta bu cafe yaa?"dedim mızmızlanarak."Az kaldı."dedi Berk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutlardan Sonra
Romanzi rosa / ChickLitRutin hayatından sıkılmıştı artık. Yeni heyecanlar peşindeydi. Başına öyle büyük bir bela almıştı ki hayatı artık istese de eskisi gibi olamayacaktı...