2: Ufak tesadüfler

46 9 12
                                    

Why can't everyone
just go away?

---

Hayatınıza giren birinin uzun süre sizinle kalacağını nasıl anlarsınız? Size hissettirdiği sıcak duygulardan mı?  Ya da verdiği sözlerden, ona güvenme isteğinizden mi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatınıza giren birinin uzun süre sizinle kalacağını nasıl anlarsınız? Size hissettirdiği sıcak duygulardan mı?  Ya da verdiği sözlerden, ona güvenme isteğinizden mi?

Ben, kadere inananlardanım. Birinin hayatımdaki süresi bitinceye dek yollarımızın bir şekilde kesişeceğini düşünürüm. Hayatımdan çıktığını sandığım anlarda bile karşılaştıysak o kişiyle yaşayacak şeylerimiz olduğu düşüncesi, nedense, beni her zaman ikna eder.

Minho ile tanıştıktan tam bir hafta sonra, okuldan oldukça uzak bir kafede karşılaştığımızda da hayatımda yer edineceğini anlamıştım.

Yazgınızda olan kişi bir şekilde sizi bulur. Yıllarca en tenha köşelerde dahi arayıp bulamasanız bile aşk, yalnızca bir tesadüfe bakar.

Bizim ilişkimizi de bu sonu gelmeyen tesadüfler inşa etmişti. Cidden, çok-çok güzel günlerdi.

''Ah, Jisung!'' diyerek heyecanla yanıma gelmişti o gün. Öyle ki elindeki kahveyi sırada bekleyen benim elime tutuşturup beni masaya yönlendirirken ve benim için yeniden sıraya girerken de ona karşı koyamayacağım heyecanı üstündeydi.

İşte size kadere inanmak için bir sebep daha; normalde o kafeye asla yalnız gitmezdim. Zaten genelde gitmeyi tercih ettiğim bir yer de değildi. Okuduğum liseye yakın olduğundan lise arkadaşlarımla buluşma noktamızdı ve onlar olmadan buraya hiç gelmemiştim.

Ama o gün, bir anda içimden bir ses bana evden çıkıp kahve almam gerektiğini söylemiş ve ayaklarım beni buraya getirmişti. Şansa bakın ki daha önce hiç bu kafede görmediğim Minho da buradaydı. Nasıl, kulağa kaderin bir oyunu gibi geliyor, değil mi?

Minho benim için de bir kahve alıp yanıma geldiğinde iç sesimi dinlediğim için çok mutluydum. Garipti aslında. Hem bu kadar çabuk yakınlaşmamız, aslında çok da yakın değildik ama yeni tanıştığım herkese göre daha samimiydik, hem de üst dönemden biri olması biraz da olsa garip hissettiriyordu.

Kimi kandırıyorum, kelebek hissine alışmış biri olan benim için bu huzur yabancıydı sadece.

Aşkın size kelebekler hediye ettiğini söylerler. İnanmayın. Evet, karnınızın kasılmasına sebep olan o heyecan da bir aşk belirtisidir ancak size hep anlattığım gerçek aşk kesinlikle kelebeklerden ibaret değil. Ufak bir dokunuşla bile içiniz erise dahi kalbinizi huzurla çarptırmalıdır aşk. Yanında rahat olamadığınız biri size bu kutsal sevgiyi yaşatamaz ki.

"Buraya hep gelir misin?" dediğinde başımı iki yana sallayıp "Çok sık değil." diye cevapladım. "Yakınlardaki bir lisede okumuştum. Lise zamanlarında gelirdik ama tek başımayken pek tercih ettiğim bir yer değil."

treehouse | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin