Trileçe

115 20 22
                                    

Yemek seçen birisi olmamıştım hiçbir zaman. Zaten annem çalıştığı için genelde dışarıdan bir şeyler yerdik. Annemin yaptığı yemekler de her ne kadar annem de olsa pek iç açıcı değildi. Bunca yıldır arkadaş olduğumuz için Sehunlarda yediğim akşam yemeği sayısı da oldukça fazlaydı. Bayan Oh anneme kıyasla cidden iyi bir aşçıdır.

Ancak Chanyeol'ün yemeği gibi bir şeyi daha önce yediğimi sanmıyordum. Ağzıma aldığım ilk lokmadan sonra beynimin aktığını hissetmiştim. Tek başına kalmaya alışkın birisi olarak benim de elim iş tutuyordu ve kendi pişirdiğim şeylerden genelde memnun kalırdım. Ama bu yemek içimde bir şeyleri yerine oturtmuştu sanki. Ve bunu öğrenci evinde başarmıştı. "Chanyeol, bu hayatımda yediğim en iyi şey olabilir." dedim ağzıma peş peşe nefes almadan attığım lokmaları yuttuktan sonra. Kendisi de yemeğini kaşıklıyordu. "Hiç alçak gönüllü davranmayacağım, bayağı güzel yemek yaparım.". Ağzıma attığım her kaşıkta kendimden geçiyordum. Baharatlar dilimde eriyordu. Tabağımı hızlıca bitirip arkama yaslandım. "Ellerini öpeceğim senin.". Gözlerimi tekrar açınca onun yavaşça yediğini gördüm. "Öpersin yemekten sonra. Senin elin nasıl oldu?".

O sorana kadar unutmuş olduğum el yanığıma baktım. Hafif bir kırmızılığı vardı. Diğer elimi üstüne götürüp biraz bastırmış acıyıp acımadığını kontrol etmiştim. "Dokununca biraz acıyor ama daha iyi.". Gözlerini benden alıp tekrar tabağına bakmıştı. "İyi bari.".

O yemeğini bitirene kadar susacak gibiydik. Nedendir bilinmez ama susmak istememiştim. Canım Chanyeol ile konuşmak istiyordu. "Benden küçükmüşsün sen. Neden Hyung demiyorsun bana?". Yemeğinin tadını çıkarıyordu. Ben olabildiğince hızlı bitirmişken o sakince yiyordu. "Dememi ister misin ki? Benden hoşnut değilsin sonuçta.". Kollarımı birbirine geçirmiştim. "Senden hoşnut olmadığımı niye düşündün? Seni evime sokmazdım hoşnut olmasam. Ufaktan arkadaş bile sayılırız hatta bence.". Arkadaş dediğimi duyunca suratını ekşitti. "Hala arkadaş olmak istemiyor musun, ne zor adamsın. Hem zorla hayatıma giriyorsun hem de ben dostun değilim he diyorsun.". Ben bir cevap bekleyerek ona bakarken ayağa kalkmış ikimizin tabağını da alıp tezgaha koymuştu. Yine bana sırtı dönüktü.

"Beni tanıdın mı?" diye sordu ben sırtını izlerken. Niye böyle bir şey sorduğunu anlamamıştım. Bacaklarımı kendime doğru çekip kollarımı etrafına doladım. "Tanıyorum ya işte. Chanyeol'sün. Soyadını bile biliyorum. Park Chanyeol. Yat kalk şükret. Jongdae'in soyadını hatırlamam iki ay sürmüştü.". Hafifçe bir kıkırdadı. Suyu açıp tabakları yıkamaya başladı. "O şekilde sormuyorum. Bunlar yaşanmadan önce beni hatırlamıyor musun?". Kalkıp yardım teklif etmeyi düşünmüştüm ama kendisini rahat hissettiğini düşünüyordum ve benim de hâlim yoktu. Zaten yemek de onun başının altından çıkmıştı. "Tanışıyor muyduk ki? Beni biriyle karıştırıyor olmayasın?".

"Hayır, eminim sen olduğundan. Geçen yıl ben bir pubda kuzenimin grubu için ara sıra bateri çalıyordum. Sen ve Sehun da oranın müdavimleriydiniz.". Hiç böyle bir şey duymayı beklemiyordum. Hâlâ gülüp gülmediğinden emin değildim ama benim suratımdaki gülümseme silinmişti. Hatırlamaya çalıştım. Geçen yıl Sehun ile sürekli gittiğimiz bir pub vardı, evet. Ama pek birisiyle konuşup tanıştığımızı anımsıyordum. Sehun'un bir kaç defa çeşitli kızlarla numaralaştığı falan olmuştu ancak onun dışında bir şey hatırlamıyordum. "Evet puba gidiyorduk da, tanıştık mı seninle orada hiç?". Ellerini kurulayıp arkasına döndü. Tekrar karşıma oturdu. Artık suratını görebiliyor olduğum için daha rahat hissetmiştim. Sert bakmıyordu. Hâlâ hafif bir tebessüm vardı yüzünde. Biraz düşünüp konuştu. "Bir tanıdığım senden numaranı istemişti, sen de reddetmiştin. ". Spesifik olarak böyle bir an hatırlamıyordum. Önemli değil gibiydi. "Ben hatırlamıyorum ama olmuş olabilir." dedim. Gözleri sanki ruhumun derinliklerine bakıyordu. Bir şey demeden bir an sadece gözlerimin içine baktı. Uzun süre göz teması kurmamız beni germişti. Gözlerimi kaçırdım. Dudaklarımı ısırıyordum. "Hatırlamıyorsun yani." dedi ben gözlerimi kaçırınca.

İzmarit' chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin