" The gods don't listen to people like me, but I would go on my knees and beg them to let me keep you. You were once the bane of my existence... and now, you are the center of it."
"Tanrılar benim gibi insanları dinlemezler, ama dizlerimin üstüne çöküp sana sahip olmama izin vermeleri için onlara yalvarırdım. Sen bir zamanlar varlığımın baş belasıydın... Ve şimdi, varlığımın merkezi sensin."
Алекс Астер - Nightbane
***
Daren
"Onu buraya getirerek büyük bir hata yapıyorsun, Işık İshası." dedi orman ruhu hırlayarak. "Onun gibi kuklalar özgürlüğü temsil eden Orman Krallığına giremez."
"Yıkılmış Orman Krallığı." diye düzelttim.
"Senin soyunun yıktığı Orman Krallığı." Dişlerini göstermekten çekinmedi.
"Yardım edebilecek tek kişisin, Tayga." İsmini söylediğimde sesimi bastırmak için kükredi. "Bana o adla seslenme!" Başımı meraklı bir köpek yavrusu gibi yana yatırdım. Şimdi bam telini bulmuştum işte.
"Diyorsun." Başımı hafifçe yukarı kaldırıp gözlerimi göğe diktim ve düşünüyormuş gibi davrandım. "Hmm... Tayga." Bedeni bir yay gibi gerilirken kükremesi ormanda yankı yaptı.
"Beni o değersiz hayatını almaya zorlama, Ateş Lordu."
İşte o zaman zihnimde bir ışık yandı. "Benim hayatıma karşılık onunki." dedim orman ruhuna. Afallamıştı. "Senin ilahi hayatına karşılık onun tiksindirici hayatı mı?" diye sordu şaşkınlıkla kollarımda yatan Gece'ye bakarak. "Kendini bir kukla için mi feda ediyorsun?"
Küçümseyen bakışları eşliğinde insan formuna döndü. Onu böyle görmeyeli asırlar olmuştu. Siyah saçlarının arasına kaplan formundaki beyaz tüyleri karışmıştı. Üzerinde yırtılmış, koyu renkli kıyafetler vardı. Eski zamanlarda bu Orman Krallığının bağımsızlığını ifade eden küçük bir detay olsa da , şimdilerde insan dünyasında moda olarak kullanıldığını duymuştum.
Sakin kalmak için dikkatimi Gece dışında her şeye çeviriyordum.
"Yardım edecek misin?" diye sordum. Sarmaşıkların ele geçirdiği, eski tahtına oturdu. Gözleriyle bambulardan yapılma bir sedyeyi işaret ettiğinde, Gece'nin bedenini nazikçe sedyenin üzerine bıraktım.
"Ah, zavallı bir kız için hayatını feda edeceğine inanamıyoru-"
Yakasından tuttuğum gibi onu duvara yapıştırdım. "Karım hakkında düzgün konuş."
Kurumuş dudakları ilk defa ufak bir tebessüm ile aralandı. "Karın." dedi. "Seni hatırlamıyor bile."
Onu hayatta tutmak ağzını her açtığında daha da zorlaşıyordu. Üzerinden çekildim ve nefes almasına izin verdim.
Tayga onu bırakmamla beraber sedyeye yöneldi ve Gece'nin üzerine örttüğüm siyah pelerinimi temkinlice kaldırdı.
"Kutsal Toprak aşkına..." diye mırıldandı gözleri fal taşı gibi açılırken. "Kalbi gerçekten de sökülmüş."
Ters bir şey söylememek için dudaklarımı sıkıca birbirine bastırıp yere oturdum.
Gece'yi kollarıma aldıktan sonra hızla Orman Krallığına cisimlenmiştim. Koca Orman Krallığından geriye sadece taht odası kalmıştı. Onu da sarmaşıklar ele geçirmişti. Orman Krallığı şifa konusunda en yetenekli krallıkların başında gelirdi gelmesine ama, burada olmamın sebebi bu marifeti değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI KUKLA (HGOİ)
FanfictionGözyaşlarını görmediğinizde birini öldürmek kolaydı. Böylece o inci yaşların çığlıklarını duymaz, kabuslarınızda size günahlarınızı hatırlatan iblisler hayatınızı bir cehenneme çevirmezdi. Ama bu sefer Gece'nin kurbanı ateşli bir lord bozuntusuydu v...