XVIII. SÖZ

71 6 13
                                    

"Bu çok tehlikeli." dedi ateş lordu sakinliğini korumakta zorlanırken.
"Ve tek çözüm. Beni sonsuza kadar kaybetmeyi mi yeğlersin, yoksa bir gün yeniden bulabilme umuduyla yaşamayı mı?"
Lord sessizleşti.
Karşısında adı altın harflerle güneşe kazınmış, onuruna ayda şenlikler düzenlenmiş Tanrıçadan sadece ölümlü bir beden kalmıştı, çünkü onun tüm ilahiliğini; tüm gücünü emmişti.
Tanrıça lorda baktı.
Karşısında namı kendinden daha önce tahta geçmiş, korkulası bir lord duruyordu. Ama ondan geriye sadece korkunun ele geçirdiği bir vücut ve kesilmiş kanatlar kalmıştı, çünkü Tanrıça intikamını almıştı.

Lord Tanrıçaya doğru bir adım attı ve Tanrıçanın ellerini avuçlarının içine alıp öptü. "Seni hiç bulamayacakmışım gibi hüzünlenip, gelecekmişsin gibi bekleyeceğim."

Tanrıça ellerini çekti ve Apollon'un kehanetlerini içine üflediği kitabı kucağına koydu. Savaşın bittiği söyleniyordu, ama asıl şimdi başlıyordu.
Tanrıçalar tek tek düşüyor, lordlar yerlerini alıyordu. Bir zaman bulundukları mertebeleri özleyen Tanrılar ise bu karışıklığı fırsat biliyordu.

"Izlemek zorunda değilsin, Daren."

"Henüz seni birkaç dakika daha görme şansını kaçıracak kadar aptallaşmadı bu 'velet'."
Tanrıça ona ilk tanıştıklarında velet dediğini hatırlayıp hafifçe gülümsedi kendi kendine.

"Son bir şey." dedi lord. "Yine beni seçecek misin?"

Gözleri Tanrıçanın yüzük parmağındaki yüzüğe kaydı, parmakları yavaşça kendi yüzüğünü okşadı.

"Söz." dedi Tanrıça.

Sonra derin bir nefes aldı ve kucağındaki kitabı açtı.

Elleri 394. sayfada durdu.

"YENIDEN DOĞUŞ" yazıyordu başlıkta.
"Güneşle ay bir olur,
Kan damarda ateş olur,
Gökle yer bir olur,
Ama yine kavuşamaz kalpler kül olur.

Birinci mum yanar, rüzgar eser söner.
İkinci mum yanar, dalga gelir yıkar geçer.
Üçüncü mum yanar, her yeri küle çevirip, ezer.
Ama kalpler yine kavuşamaz kül olur."
Tanrıça ayağa kalktı, kitabı ayağının ucuna bıraktı. Apollon'un kehanetlerinden "Yeniden Doğuş"u mırıldanırken, önünde bulunan Lethe suyunu eline aldı.
Kim bu sudan içerse, her şeyi unuturdu.
Tanrıça Lord'un gece mavisi gözlerine son kez baktı, ona buruk bir gülümseme gönderdi ve suyu içti.

Kimileri onlara Valkyrie derdi kimikleri Keres, onlar ölü ruhları taşırlardı.
Ya da yeniden doğanları.

Ak kanatlarıyla yaklaşıp Tanrıçanın bedenini kucakladılar, onu en parlak yıldızın içine taşıdılar.

Gökyüzü Tanrıçanın yeniden doğuşunu, kaderini; Ateş Lordunun göz yaşlarıyla dokudu.
Su Lordunun zafer çığlıklarıyla yıkadı.
Hava Lordunun sessizliği ile kutsadı.
Toprak Lordunun merakıyla boyadı.

Gel zaman git zaman Tanrıça bu sonsuz sessizlikten, huzurdan o kadar hoşlandı ki, yeniden doğmak istemedi. Hiçbir şey hatırlamıyordu, hatırlamakta istemiyordu.

Lilith, o sıralar hâlâ direnen dört Tanrıçadan da nefret ediyordu. Su Lordu ile yaptığı taze anlaşma ona güven veriyordu. Bu yüzden bu anı fırsat bilip Soluna'nın yanına kıvrıldı, tatlı sözleriyle kandırdı onu.

KANLI KUKLA (HGOİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin