16

931 48 31
                                    

~Özür bölümü~

Bir önceki bölüm için üzgünüm. Hadi iyi okumalar.

3 ay sonra

"Hadi bebeğim nerde kaldın?"

"Geliyorum sevgilim."

Bugün Tae ile pikniğe gidiyorduk. Çok heyecanlıyım. Yaklaşık üç aydır birlikteyiz ve çok mutluyuz. Hayatımda geçirdiğim en iyi üç aydı.

Sepetin içine sofrayı da koyduktan sonra evden çıktım. Tae arabanın yanında bekliyordu. Beni görünce sigarasını söndürdü ve yanıma adımladı.

İlk olarak dudağıma minik ama etkili bir öpücük bıraktı. Daha sonra elimdeki sepeti aldı ve arabanın arka tarafına koydu.

Biz de yerlerimize geçince Tae arabayı çalıştırdı. Güzel bir güne ilk adımı attık.

Yol boyunca çokça şarkı söyledik, dans ettik ve güldük. Araba en son yeşillik dolu alanın yanında durdu. Burası gerçekten harikaydı.

Sepeti alıp çimenlere doğru yürüdük. Sepetten örtüyü çıkarıp çimenlerin üzerine serdim. Tae ile örtünün üzerine uzandık. Bulutları izliyorduk.

Bir süre orada öylece yattık. Acıktığımı hissettiğim zaman yavaşça doğruldum. Tae gözleri kapalı yatıyordu. Nefes alışverişleri derinleşince uyuduğunu anladım.

Dün gece hiç uyumamıştı. İşleri çok yoğundu. Tabi peşimde olan Chan da cabası. Sürekli takip ediliyordum. Bir keresinde kıyafet mağazasında adamları fark edip hemen Tae'yi aradım. Gerçekten çok korkunçtu.

Sepetteki sandviçlerden birini çıkardım. Telefonla oyalanırken bi yandan da yavaş yavaş yemeğimi yiyordum.

Uzun bir süre telefonla oynadım. Yanımdaki hareketlenme ile telefonu kapattım. Tae uyanmıştı.

"Sevgilim, acıktın mı?"

"Evet."

"Dur o zaman sandviçini vereyim."

Sepete uzanacağım vakit belimden kavradı ve beni yanına çekti. Ağırlığını vermeden üzerime çıktı. Bense olayın şokunu atlatmaya çalışıyordum.

"Sen dururken sandviçe bakmam ki."

Boynuma uzandı. İlk başta yavaş öpücüklerle başladı. Daha sonrasında öpüşü sertleşti. Etimi dişleri arasına alıp emiyor daha sonra acısını almak ister gibi üstünü öpüyordu.

Bu durum her ne kadar hoşuma gitsede insanların bakışları iyi hissettirmiyordu. İstemden de olsa Tae'yi üstümden ittim.

"Hadi aşkım. Yemek yemen gerek. Bu hafta hiç iyi beslenmedin. Gerçekten endişeleniyorum."

"Bebeğim benim için endişelenme. Ben gayet iyiyim."

"Olsun hadi ye yemeğini."

"Ee sen?"

"Ben, sen uyurken dayanamadım yedim. Özür dilerim."

"Hayır bebeğim neden özür diliyorsun? İyi yapmışsın. Beni bekleyip aç kalsaydın o zaman kızardım işte."

Dediği şey ile gülümsedim. Bu adam beni fena seviyordu. Sevmek ne kelime ölüyordu. Tabii ben de ona. (Şöyle olabilirdik.)

Tae yemeğini yemişti. Şimdi el ele çimlerde geziniyorduk. Yavaş yavaş hava kararmaya başlıyordu. Ve ben galiba acıkmıştım.

"Tae?"

"Efendim sevgilim?"

"Şey ben birazcık (🤏🏼) acıkmış olabilirim. "

"Oy benim sevgilim acıkmış mı? Oy yerim ben onu."

Tae bu hareketleri ile gözüme hem tatlı hem komik gözüküyordu. Daha fazla dayanamadım ve kahkaha atmaya başladım.

"Ne?"

"Ayy Tae çok komiksin."

"Jungo."

"Efendim?"

"Çok güzel gülüyorsun hep gül olur mu?"

"Sen hep yanımda olursan ben hep gülerim zaten."

"Ben her zaman yanında olucam."

"O zaman ben de hep gülücem. Neyse ya ben acıktım."

"Tamam güzelim. Seni çok güzel bir yere götürücem. Yemekleri mükemmel. Bayılacağına eminim."

"Hadi o zaman. Arabaya ilk giden kazanır."

Ve koşmaya başladık.

...

Güzel bir restaurantta yemek yemiştik. Yemekler gerçekten lezzetliydi. Şimdi ise benim evimin balkonuna çıkmış oturuyorduk.

"Hadi gel seninle gökteki yıldızları izleyelim."

"Hayır."

"Neden?"

"Gökteki yıldızları izlemektense kendi yıldızımı izlemeyi tercih ederim."

Dediği şeyi ilk başta anlamamıştım. Kafamı ona çevirdiğimde bana baktığını fark ettim. İşte şimdi anlamıştım. O yıldızını izliyordu.

Uzun bir süre boyunca ben yıldızları o yıldızını izlemişti. Şimdi ise onun gitmesi gerekiyordu. İkimizde her ne kadar istemesekte.

Kapını önüne gelince ona sıkı sıkı sarıldım. Sanki son sarılışımmış gibi.
Dudağına uzun bir öpücük bıraktım. Sanki son öpüşümmüş gibi.
Saçlarını bolca sevdim. Sanki son sevişimmiş gibi.
Kokusunu derince soludum. Sanki son solumammış gibi.

Tae yavaş adımlarla arabasına ilerledi. Son kez bana dönüp havadan bir öpücük gönderdi. Öpücüğü seve seve kabul ettim. Yanıtsız da bırakmadım.

Tae uzaklaşınca ben de eve girdim. Birkaç dakika sonra kapı çaldı. Tae galiba bir şeyini unutmuştu. Koşarak kapının yanına gittim. Kapının ardında beklediğim kişi sevgilimdi.

Onun düşmanı Chan değil. En son hatırladığım şey ise kafamdaki acı ve Chan'ın sözleri oldu.

"Sonunda yakaladım seni yavru tavşan."

Arkadaşlar bir önceki bölüm için kusura bakmayın.

Bölüm nasıldı? Küçük jungoyu kaçırdılar. Bakalım sonrasında nolcak.

Şimdilik sağlıcakla kalın ben gider bay bay.

Taekook ile kalın ✊🏼

KÜÇÜĞÜM (taekook) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin