d͟e͟f͟t͟e͟r͟ - ü͟ç͟ü͟n͟c͟ü͟ v͟e͟ d͟ö͟r͟d͟ü͟n͟c͟ü͟ s͟a͟y͟f͟a͟l͟a͟r͟

40 26 3
                                    


(üçüncü sayfa)

Merhaba çarpık defter,

Bir ay olmuş, tam bir ay. O olmadan yaşadığım bir ay. Çıldıracak gibi hissediyorum. Kriz geçireceğim diye korkuyorum artık.

Onları gördüm bugün. El elelerdi. Biliyor musun defter, ona gülüyordu. Kahkahalarla hem de. Bir tarafım onu silmek isterken bir tarafım beni sevdiğine inanıyordu. Defter, söylesene seven neden niye gider? Hani seven beklerdi?

Niye gitti benden? Niye istemedi beni? Ben kötü biriyim. İğrenç biriyim ben. Ona layık olamayacak kadar çamura batmış biriyim ben.

02.58


(dördüncü sayfa)

Sayfaları buruşmuş defter,

Bazı yazılarım çok kısa bazıları çok uzun oluyor. Ben beceremedim bu işi. Yasemin kokulu kızım yapardı. Onun yazısı çok güzel hem. Sayfaları da düzenli. Bir ara bir şeyler yazıyordu hatta. Bana okutmamıştı ama kıyısından köşesinden görmüştüm bir kaç satır.

Hayal dünyası çok güzel ve çok geniş. Bir çocuk gibi. Ne çirkinlik var ne kötülük. Saf ve şeker. Kendisi gibi. Bazen çok asabi olabilse de istediği zaman yumurcak biri de olabiliyordu. Şekil değiştiren gibi.

Benim de çizimim iyi sayılır. Biriciğimi çizmiştim tuvale, onu hâlâ saklıyorum. Yüzünü görebildiğim her şeyi saklıyorum. Nadide bir eser gibiler onlar, kıymetlerini bilmeye çalışıyorum. Eğer yıpranırsalar kendimi affetmem.

Bugün gelmesini bekledim, 'Gitmedim.' demesini bekledim. Gelmedi defter, bugün de gelmedi. Keşke gelseydi.

01.46

yasemin kokulu'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin