24. Bölüm

86 6 5
                                    

Bu bölümle ilgili bir açıklama yapman gerekiyor. Bir yerde bir bilgi duymuştum, Lily Potter 6 ay daha yaşasaydı bir kız çocuğu olacaktı ve çocuğun vaftiz babası olarak Snape'e gideceklerdi. Lily James'i bu konuda ikna etmişti. Ben de bu bilgiyi hikayeye eklemek istedim çünkü bu hikayedede Lily ve James'in bir kız çocuğu var yani vaftiz babası Snape. Zaten arkadaşım hikayesinde bundan benden önce bahsetti, onu okuduysanız anlamışsınızdır.

Okuduğunuz için teşekkürler, keyifli okumalar <3

-

: Atlantis - Seafret

Sonra gülüşün geldi aklıma ve içimden dedim ki;

Yine gelsen yine severim seni.

*

Klara'nın anlatımıyla

Uyandım. Etrafa boş boş bakıyordum. Yeni uyandığımda böyle yaparım genelde. En sonunda elimle gözlerimi ovuşturup yatağımdan kalktım. Elimi yüzümü yıkadım. Cübbemi giydim. Saçımı öylece tarayıp bıraktım, başka bir şey yapmadım çünkü zaten yeterince düzler. Romeo ve Juliet tiyatrosu için olan parşömenide aldım ve odadan çıktım. Yatakhaneden çıkıp Ortak Salon'dan da geçtikten sonra Büyük Salon'a doğru yol aldım. Hogwarts'ın koridorlarında yürürken beni biri durdurdu. Babam. Yüzüne anlamaz bir ifadeyle baktım.

Snape: Nereye gidiyorsun Klara?

Klara: Büyük Salon'a baba. Yemek yiyeceğim.

Snape: Tamam. Şu aptal Romeo ve Juliet tiyatrosu yüzünden o Potter'la normalden daha yakın olmak durumundasınız, bundan nefret ediyorum. Bu yüzden provalarda olduğunca uzak dur ondan. Yani böyle bir tiyatroda ne kadar uzak durabilirsen...

Ah baba, Harry'le sevgili olduğumu bilsen ne hissedersin acaba... Hala sana söylemediğim ve arkandan iş çevirir gibi Harry'le bir ilişki içinde olduğum için çok üzgünüm ama bana başka seçenek bırakmadın. Onun ve kardeşinin iyi insanlar olduğunu asla anlamadın. Ne zaman anlayacaksın baba?

Klara: Tamam baba. Yüzlerce kez söyledin bunu zaten.

Snape: Aklından çıkmasın diye tekrar ediyorum. Provalar dışındada görüşmeyin. Eğer görürsem-

Klara: Biliyorum baba, Potter'ı öldürürsün.

Bana öylece baktı.

Snape: Peki, şimdi Büyük Salon'a gidebilirsin.

Merlin'e şükür! diye geçirdim içimden. Babam bizi görmesin diye Harry'le oldukça dikkat ediyorduk. Şuana kadar görmedi. Umarım ben kendimi ona bu durumu açıklamaya hazır hissedinceye kadar bizi görmez... Keşke babam Harry ve Alice'in aslında ne kadar iyi insanlar olduğunu anlasa, keşke. Babam bir şeye taktı mı tam takar. Bir kez James Potter'dan nefret etti ya, illa çocuklarından da nefret edecek. Alice onun vaftiz kızı olduğu halde ondanda nefret ediyor. Çünkü Alice her ne kadar dış görünüşünü ve gözlerini annesinden almış olsada bazı kişilik özelliklerini babasından almış. Özellikle cesaretini. Her şeyi yapabilecek bir cesareti var. Aynı babası gibi. Gerçi bu Harry'de de var, o ayrı bir konu. Her neyse işte babam Alice'ten bu yüzden nefret ediyor. Vaftiz kızı olmasına rağmen. Açıkçası babamı tabii ki seviyorum, sonuçta babam yani. Ama annem öldükten sonra benle arası açıldı ve pek konuşmamaya başladı, sevgisini göstermedi. Buna hep üzülüyorum, ama babamın bir gün düzeleceğini umuyorum.

*

Dersler bitmişti ve aşırı sevdiğim zamana gelmiştik. Provalar başlıyor. Bugünkü provalar için McGonagall Hogwarts'taki bir odayı ayarlamıştı. Oldukça büyük, herkesin sığabileceği bir salon büyüklüğündeydi.

𝐅𝐨𝐫 𝐚 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐆𝐢𝐫𝐥 | 𝐃𝐫𝐚𝐜𝐨 𝐌𝐚𝐥𝐟𝐨𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin