Kim Seungmin... Su Krallığının prensi. Annesinin iki kıymetlisinden biri, halkının şans olarak gördüğü sevilen bir insan.
Onda ne vardı da ben de yoktu?
Kendi sorduğum soruya düşünmeden cevap verebilmiştim.
"O, onu dünyaya getiren insanlar tarafından seviliyor. Onun kurtulması gereken biri yok, rol yapmasına gerek de yok."
Ebeveynler çocuklarının yollarına sürekli engeller koyarlardı, normal insanlarda bunu yaşarlardı.
"Bu mesleği seç." oysaki çocuk bunu yapmak istemiyor.
"Ders çalış." oysaki bu çocuk bağıra bağıra şarkı söylemek, oturup bir şeyler çizmek istiyor.
"Gidemezsin, yapamazsın." bırakta şansını denesin...
Dünyadaki insanlar ebeveynlerinin "yap, yapma, yapamazsın" demeleriyle büyüyordu.
Bizde de durum pek farklı sayılmazdı. Başta da dediğim gibi normal insanlardan tek farkımız güçlerimiz ve enerjimizdi...
Ben babam olacak adamın engelleriyle boğuşurken o, o adamın görmek istediği evlat rolünü üsteleniyordu.
Oysaki onun engelleri yüzünden ilerleyemediğimi göremeyecek kadar kör olduğunu bilmiyordu.
Kırgınlıksa hiçbir derdin ilacı değildi. Kırgın bir şekilde beklemek insanı iyileştirmezdi.
Ben ona çok kırgındım fakat onun iyi bir ebeveyn olmasını bekleyemezdim çünkü olmayacaktı. O hiçbir zaman değişmeyecekti. Ondan kurtulmanın yollarını aramak onun değişmesini beklemekten daha iyileştiriciydi.
Ve Kim Seungmin... O adamdan ne kadar nefret etsem bile sana olan o ilgisi senden de nefret etmeme sebep olmuştu bir kere, bunun geri bir dönüşü yoktu benim gözümde.
Sen benim düşmanımdın.
Ben ateştim sen ise su. Senin olduğun yerde ben kül, benim olduğum yerde sen buhar olurdun.
Ben küllerimden doğmaktan yorulmuştum bu seferde kül olmaya hiç niyetim yoktu.
°^°^°^°^°^°^°^°^°^°^°^°^°^°
"Prenses Subin!"
Bağrışlarıyla benim katıma çıkmak için izin isteyen Felix'e izin verdim.
Benim gönlüm buna razı olduğu an benim bölgeme adım atabilirdi. Ben istiyorsam olurdu.
"Efendim, yangın!"
Nefes nefese bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
"Felix, ateş krallığındayız. Yangın fazla normal değil mi?"
"Efendim, dünyada yangın!"
Derin bir nefes aldı ve cümle kurmayı başardı.
"Dünyada bir orman yanıyor!"
"Ne demek orman yanıyor?! Minho ve Jeongin nerede?!"
"Sizi bekliyorlar!"
Bize ihanet eden biri vardı. Bizden başkası dilediği zaman, dilediği yerde ateşini gösteremezdi. Biz onları düzeni korumaları için göndermiştik, düzeni bozmaları için değil.
Birkaç saniye içinde aşağıya indiğimde diğerleri ile göz göze geldik. Minho "hazır mısın?" dercesine bir bakış attığında onu başımla onayladım.
İlk başta Minho kayboldu gözden, ardından Jeongin ve en son olarakta ben.
Nereye gittiğimizi bilmiyordum, sadece Minho'nun bıraktığı kül kokusu bize yol gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love to Death | Kim Seungmin
FanfictionSen insanların muhtaç olduğu su, bense kullanmayı bilmeyenler için ölümü getiren korkunç bir ateşim Seungmin... Hayat veren kişi sen olduğun için babamın bile hayran kaldığı o kişi olacaksın... Ve ben bundan ölümüne nefret ediyorum. Babam benden nef...