VI🌸

1K 123 304
                                    


Jimin'den~



Tanrı'm... Bu nasıl işkenceydi. Düşündüğümden de zordu dayanmak. Böylesine zorlayacağını aklıma getirmezdim.

Belki seneler bile geçse adamın biriyle evleneceğimi biliyordum. Hangi sıfatla evlensem değişmeyecek bir yaşamım olacağını kabullenmiştim ben.

Lakin hangi sıfatla evlensem dahi kalbimde bir beyefendiyi taşıyacaktım. Muhtemelen sadece bana özel olmayan güzel bakışlarını yaşatacaktım kalbimde.

Ancak bana bir tek o güzel bakmıştı. Bu düşüncelerimi bilen biri olsa dalga geçerdi benimle. Her Omega'ya yumuşak, zarif davranan beyefendiden kendime pay çıkardığım için kendimden de utandım şimdi.

Neden yapmayayım ki? Günah mı bana?

Son günler her gittiğimde dudağıma ne olduğunu sorup, yavaşça yarayı okşayan beyefendiyi sadece hayallerde mi sevebilirdim?

Artık önemi yok zaten. Ben bugün bir Alfa'ya sözlenecektim. Belki babam yaşında olan biri, belki de dedem yaşında olacak birinin üçüncü eşi olmaya.

Leon'u sadece hayallerimde sevecektim. Kim bilir gelecekte adımı dahi hatırlamayacaktı. Zaten ne diye hatırlasın ki? Saçmalık.

Leon güzeldi. Leon güzel severdi.
Leon'u seven güzel olmalıydı. Leon'u seven güzel sevmeliydi.

Ne güzeldim ne güzel sevebilirdim. Ben ona ömrüm boyunca yetemezdim. Güzel gözleri ötekileşmiş gözlerimi hakketmiyordu...

"Bana güç ver Tanrı'm. Son kez... Bundan sonra hiçbir şeye ihtiyacım olmayacak. Yaşamaya bile. Seni de rahatsız etmeyeceğim Tanrı'm"

Beni seviyordu Tanrı. Yoksa odadan çıkarken titreyen ayaklarıma güç vermezdi değil mi?

Benden başka kimsenin uğramadığı odadan adım adım uzaklaştıkça üşüyordum. Küf kokan bir odanın bana ne kadar sıcak hissettirdiğini bugün anlıyordum.

Yazıklar olsun bana.

"Jimin, ne dikiliyorsun orada?! Bir işin ucundan tut"

Soğuk odalara adımımı basıyordum gerçek anlamda. Her tarafı sabahın köründe kalkıp ben hazırlamamışım gibi hâlâ göze batıyor olduğum farkındalığı doğru karar verdiğimin kanıtıydı. Yüktüm bu eve. Onları kurtarmam gerekti bu yükten.

Ancak son kez kendim için yapacağım bir şey vardı. Buna hakkım da vardı. Bu yüzden şu an onu umursayacak değildim.

Kapıya adımlayıp ayakkabılarımı giydiğimde sinirle yanıma adımlayan sarı saçlı kadın sertçe koluma yapıştığında daha acısını geçmeyen morluklarım sızlamıştı.

Yine de sesimi çıkarmadığımdan daha da sıkıp "Nereye sürtmeye gidiyorsun? Bugün görücüler geliyor. Sözlenecek bir Omega'sın artık. Adın nerelere çıkacak haberin var mı?" diye sertçe bağırırken tek güvencesi hâlâ evde olmayan babamdı.

Zaten olsa ne olacaktı ki? Komik bir medet umuşuydu anlık. Kıkırdayarak "Merak etme. Dünyanın en zevksiz Alfa'sı bile dokunmaz bana. Ne olursa olsun bugün kurtulacaksın benden. Tepe tepe bayram edersin kocanla" dediğimde suratıma tokadı yemem bir olmuştu.

"Anne!"

Artık acısını hissetmediğimi fark ettiğimde dona kalmıştım. Yoongi ise benim yerime annesini itekleyip aramıza girmişti.

Geçen günden sonra ne anneme ne babama yüz vermeyen kardeşim şimdi benim yüzümden annesine cephe alıyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun?! Babamın görmezden gelişine mi bu özgüvenin? Nasıl bu kadar çirkin insan oldun sen?"

Pretty Privilege JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin