Biraz geç geldi. Ama güzel yorumlar yapın🌸
Jimin'den~
"Anne! Yoongi! Jiyeong! Sofra hazır!"
Ekmeği de sofraya bıraktım ve kurduğum masaya baktım. Bu devirde yaşayan bir aile için epey zengin sofraydı. Sokak köşesinde uyuyan insanların olduğu zaman diliminde evinde yemek masası bulunan halktan bir aile kesinlikle orta sınıftan kabul görülürdü.
Asla yoksul olduğumuzu düşündüğüm olmamıştı zaten. İki katlı evimizin zemin katı bile vardı.
Annem ev hanımıydı, ancak babam hatırı sayılır öğretmendi. Girdiği her ortamda hürmet görürdü babam. Kazandığı altın da sıradan köylü için yüksek miktardı.
Ayrıca bahçemizde bostan, hayvanlar da vardı. Onlara ben baktığımdan aile geçimine ne kadar katkı sağladığını biliyordum çok iyi.
Tavuklardan topladığım yumurtaları, hayvanlardan elde ettiğim sütten peynir, yağ hazır eder pazarda satardım. Kendimiz de bu gibi temel yiyecekleri altın harcayıp dışarıdan almadığımız için geçimimiz gayet iyiydi.
Geçimimiz bu kadar iyiyken ben neden zemin katta yerde yatıyordum?
Varlık içinde sürüklendiğim yokluk yük oldu kalbime. Elimde tepsi, bu bile çok görülen bir tabak yemekle odama girip yere oturdum.
Bir dilim ekmeğe ve tabaktaki yarım çorbaya baktığımda gözlerim dolmuştu. Kendim pişirdiğim ekmekten bir dilimden fazla aldığımda burnumdan getiriyordu annem.
Çok yediğim için bu kadar kilolu olduğumu söylüyordu. Ama ne kadar çabalarsam çabalayayım kilo veremiyordum.
Her gün sabahtan akşama çalışıyordum. Kilo almamak için bazen günü bir öğünle atlatıyordum. Ancak tüm bunlara rağmen kiloluydum. Ben de bu yüzden kabullenmiştim çirkin olduğumu.
"Jimin! Gel sofrayı topla!"
Bitirmemiştim ki, yemeğimi. Zaten kilomu düşündüğümden pek iştahım da kalmamıştı. Tepsiyi elime alarak yer yatağımdan kalktım ve odadan çıkarak merdivenlere adımlamıştım.
Oturma odasına girdiğim zaman annemin Yoongi ile kavga ettiğini görmek tümüyle endişelenmeme sebep olmuştu. Telaşla tepsiyi bırakmıştım masaya.
"Anne elime yapışmayacak ya! Zaten hep ağabeyim yapıyor, bırak ben yapayım!"
Yoongi kirli tabaklara uzandığı sırada annem sıkıca bileğine yapışmıştı onun. Kardeşimin korktuğunu aldığı titrek nefesten anlarken "Sana ellemeyeceksin dediysem öyle yapacaksın! Sevdalın gelecekti almaya, git de hazırlan" diyen annemle kalbim ağzımda atmaya başlamıştı çoktan.
"Anne, bileğimi bırak. Acıtıyorsun"
Bu son damlaydı benim için. Kimsecikler kardeşlerimi incitemezdi. Onların saç teline zarar gelse yakardım dünyayı.
Koca bir adımda annemin kolundan tuttuğum gibi kendime çektim. Büyümüş gözlerindeki nefretle bana bakıyorken ben Yoongi'nin odasına gitmesi için sessiz bir işaret vermiştim kendisine. Dolu gözleriyle terk etti salonu. Ben de annemle baş başa kaldım.
"Anne, öfkeni törpüle. Kardeşlerime zarar vermene göz yummam. Yemin ederim, kardeşlerimin kılına zarar versen bu evi mezar ederim sana"
Kadın olduğundan ihtiyat ediyordum davranışıma. Ama cümlelerim keskin bir hançer olsun da yüreğini deşsin istiyordum. Belki kanardı da o kalp varlığını hissederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pretty Privilege Jikook
FanfictionPark Jimin'i sadece Kral Jeon Jeongguk güzel bulmuştu... {Jikook} {Kingdom} {Omegaverse}