3.BÖLÜM: " Tanışma ve İçtima "

134 16 0
                                    

♣️♣️♣️
♣️♣️TANIŞMA VE İÇTİMA♣️♣️
♣️♣️♣️

Çay demliğinde kaynayan çayın buharı havaya karışırken televizyonun sesini biraz daha arttırdım.

" Sınır ötesinde yoğun çatışma sonucunda 1 şehidimiz, 4 ağır yararlı askerimiz var.
Yaralılara şifa, şehit ailesine sabır dili-"

Televizyonu bir anda kapattım ve gözlerimi sıkı sıkıya yumdum.
Hani derler ya, ateş düştüğü yeri yakar, işte gerçekten de öyle.
Ateş düştüğü yeri yakıyordu.
Orada konuşan spiker gibi biraz üzün kırıntısı yapardı bizim milletimiz, ardından da bir sonraki haberde heyecanla devam eden spiker gibi devam ederdi hayata.

İnsanoğlunu birçok şeye benzetebilirdiniz. Özellikle de türk milletini. Bazı konularıda çok fazla duyarlı olduğu gibi bazı konularda da umursamaz bir yapıya sahipti.

Sokakta çocuğu ısıran köpeği savundukları kadar hakaret yiyen bizleri savunmuyorlardı mesela.
Mesela da bizleri çok fazla savunuyor, devletten ayrılmamızı destekliyorlardı.

Bizim milletimizin kafası da aynı benim gibiydi ama ben çoğu zaman olaya objektif bakardım.

Çay demliğinden su taşma sesi geldiğinde ayağa kalktım ve çayın altını kısıp kendime bir bardak çay doldurdum. Sahur yapıyordum.

Albay ile iddiaya girmemizin üstünden iki gün geçmişti ve ben bugün karargâha gitmek yerine evde dosyalara bakmıştım. Geçen geceki kavgayı merak ediyor olsamda beni ilgilendirmiyordu. Timim bugün kaynaşma aşamasında kalmışlardı ama yarın sıkı eğitimlere başlayacaktım.

Çayım bittiğinde tekrar doldurmadım.
Ayağa kalktım ve banyoya gittim.
Sakal tıraşı yapmam gerekiyordu çünkü uzamışlardı. Maske taktığım içinde bu sıcakta kaşındırıyordu.

Bugün Ramazanın ikinci günüydü ve askeriye de zorlanmıyordum.
Zorlanmadan da Ramazanın tadı çıkmıyordu. Bir an önce Operasyona çıkmak istiyordum.

Tıraş makinesini çalıştırdım ve çıkan sakalları kesmeye başladım. İşim bitince banyoya girmeye karar verdim.

♣️♣️♣️

Saçlarımın ıslaklığını bir havlu ile aldığımda salonun ve mutfağın ışığını kapatıp odama girdim.

Yatmaya kadar verdiğimde ışığı kapatıyordum ki telefonum tekrar çakmaya başladı.
Baktığımda ise " Aziz Albay " yazısını görünce göz devirerek açtım.
Yeni evli çifler gibi buda beni her dakika başı arıyordu. Saat sabahın daha körüydü.

" Emredin Komutanım "

" Senin odana bir masa daha atıyoruz, Üsteğmen Umay ile ortak olacak odanız. Ağzını açma sıçarım "

Telefonu kapattı.

Lan az önce biz ne yaşadık?
O değil de inşallah ben yanlış duymuşumdur. Ne demek Üsteğmen Umay(!) ile aynı odada çalışacaksınız?

Albayı hemen geri aradım ama meşgule attı. İkinci defa aramadım çünkü gerçekten sıçardı.

Bende uyku falan kalmadığında karargâha şimdiden gitmeye karar verdim. Siyah bir kargo pantolon, siyah boğazlı bir kazak giydiğimde siyah maskemi burnumun üstüne kadar çektim. Saçlarımı ellerim ile düzelttiğimde evden çıkmıştım. Kapıyı kilitledim ve binadan çıktım.

KIZILBÖRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin