♣️♣️♣️
♣️YAN DAİREDEKİ KAVGA♣️
♣️♣️♣️
Eklemedir koca konak, ekleme (aman aman)
Nazlı da yarim yine yine geldi, aklıma
Nazlı da yarim yine yine geldi, aklıma
Nasıl edeyim başımda ki sevdaya
(aman aman )
Aman aman dostlar yoldan geldim yorgunum...
Ortada boylu bir yiğide vurgunum...Umay Sahra içkisinden bir yudum aldı ve türküyü mırıldanırken boynuna Ona ait olan künyeyı sıkıca kavradı.
Bizim bağa gideriken, Serhaya (Aman aman)
Çektiler kolumdan beni tenhaya
Çektiler kolumdan beni tenhaya
Nasıl edeyim başımda ki sevdaya?
( aman aman )
Aman aman dostlar kabir de bana dar gelir...
Bu gençlikte ölüm de bana zor gelir...Koyu kahverengi dağınık saçları önüne düşerken künyeyi yine de bırakmadı elinden. İstanbulun manzarasına bakarken dertli bir iç çekti. Bugüne bugün tam 1.5 sene oluyordu. Onu şehit vereli tam 1.5 sene...
" Kızım, Sen yine mi içiyorsun?" Diyen annesi ile daldığı yerden sıçrayarak arkasına döndü. Annesi elinde bilgisayar ile yanına oturdu.
" Baban bu gece bayağı geç gelecek anlaşılan. Seninle anne kız bir film izleyelim mi? " dedi. Umay Sahra elini künyesinden çekti ve " Şimdi çok yorgunum anne ya yarın izlesek?" dedi.Bengü Hanım dertli bir nefes verdi,
" Kızım 1.5 senedir kendinde değilsin. üstelik 6 aydır mesleğini de yapmıyorsun. Artık dön hayata.
Lütfen " dedi.Umay Sahra bakışlarını annesinden kopardı ve ileride bir noktaya kilitlendi. " Konuyu kapat anne. Hem artık işe geri döndüm, tayinimi de istedim. Yarın öbür gün çıkar "
Bengü Hanım şokla kalırken Umay'ın telefonu çaldı. Umay homurdanarak telefonu eline aldığında arayanın albay olduğunu görünce hiddetle ayağa kalkıp hazır ola geçti.
" Umay Sahra Akkurt/ İstanbul.
Emredin Komutanım! " dediğinde Albay beklemeden " Hemen karargâha gel, ailenle vedalaş ve yanına 3-4 gün yetecek kıyafet al " dedi." Emredersiniz Komutanım " dedi Umay ama meraklanmıştı.
" Ne oldu kızım? " diye sordu annesi.
Umay annesine kısa bir açıklama yaparak hafif sarhoşluğundan arınmak için duş aldı. Üzerine asker yeşili kargo pantolon ve askeriyeden kalma yeşil tişörtünü giydi ve saçlarını hızlıca tarayarak asker yeşili bir bandana taktı. Küçük bir valize 5 gün yetecek kadar kıyafet koydu ve annesiyle vedalaşıp arabasına atladı.
10 dakika içinde karargâha vardığında çoğu şaşkın bakış üstündeydi çünkü aylar sonra ilk defa ayak basmıştı Umay buraya.Albayın kapısının önüne geldiğinde
" Haydi hayırlısı " diyerek kapıyı çaldı. " Gel " sesiyle içeriye girdi.
Kendi babası da buradaydı. Fakat o başka bir karargâhta görev yapıyordu. Neden buradaydı ki?" Otur kızım " dedi Albay Rüstem.
Umay babasının karşısına oturduğunda karşısında bu gece babasını değil gerçek bir albayı gördü." Tayinini istemişsin " diye bildiği şeyi tekrarladı babası Ufuk Akkurt.
Umay ciddiyetini korumaya çalışarak
" Evet " dedi. Ufuk Albay aynı ciddiyetle " Tamam " dedi ama içinde ne fırtınalar dönüyordu.
O bebekliğinden beri kızının yanından görevler dışında ayrılmamıştı. Harp okulunu Ankarada okuduğunda bile onunla birlikte gitmişti. Kızına elinden geldiğince en iyi eğitimi vermiş İstanbulda görev yapmasını sağlamıştı. Fakat şimdi işler değişmişti, biricik kızının tayini Mardin'e çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILBÖRÜ
ActionLakabı Kızılbörü'ydü. 10 senelik süren intikamıyla nerede olurda olsun terör estiriyordu. Üsteğmen Kızılbörü... Adını en son annesi 10 sene önce kullanmıştı. Başkaların ağzından duymamalı yıllar olmuştu. O bile unutmuştu kim olduğunu. Kızılbörü 10...