Emre Demirkol
"Günaydın abi, bugün senin arabayla gidicez" diyerek direkt konuya girdiğim kişi, Murat'tı. Söz konusu sorumluluk vermek olduğunda akla gelecek son kişi gibi görünebilir ancak sorumluluklarını yerine getirmek için elinden geleni yapardı.
"Ne diyon abi ya? Sen kimsin?" diye söylenmesi bile uyku kokuyordu. En azından uyandığında yapardı yani. Akşamdan haber verseydim kendini ayarlar uyanırdı tabi, adam da haklıydı. Ancak hesapta olmayan şeyler olunca haber vermeyi unutmuştum. Evet, Dilara'nın bende kalacağı belliydi, içeceğimiz belliydi ancak film izlerken birden omzuma kafasının düşeceği hesapta yoktu. O rahatsız olmasın diye uykusu derinleşene kadar bekleyin derken benim de uyuyakalmam hesapta yoktu mesela. Neyse ki rahatına çok düşkün biriydim de yatak haline getirdiğim koltukta uyumuştuk.
"Emre ben, uyansana lan işe geç kalcaz" diye söylenirken üzerimi giyinmek için yatak odasına geçmiştim. Dilara'yı da az önce uyandırmıştım ve o da uyanmaya çalışıyordu. Etrafımdaki kimse sabah insanı değildi sanırım.
Dolaptan aldığım üniformayı yatağın üstüne atarken tekrardan dolaba döndüm ve akşam için bir pantolon ve gömlek çıkardım. Bir iç çamaşırı ve bir de çorap da yatağın üzerine attıktan sonra bir eşofmanla bir de tişört çıktı yatağın üzerine. Ne olur ne olmaz, Dilara'nın evinde yedekte dursun işte.
Dün akşam önce çamaşır ardından da kurutma makinasına giden eşyaları da çantaya koyardım birazdan. O zaman her şey hazırdı."Niye benim arabayla gidiyoruz? Seninkine ne oldu abi?"
"Kalk giyin yolda anlatırım" dedim ve telefonu kapattım. Ancak hazırlanırdı. Daha diğerlerini kaldırmak vardı. Bir de hepsine tek tek anlatmakla uğraşamazdım. Bir anda çıkardı hepsi aradan.
Üzerimi değiştirip katlı bir şekilde yatağın üzerinden aldığım eşyalarla banyoya ilerledim. Dilara ortalıkta görünmüyordu. Kurutma makinasından çıkan eşyaları hızla katlayıp benim çantanın içine toplamaya başladım. Dilara'nın eşyalarıyla karışmış eşyaları ayırmaya üşendiğim için en son onun çantasını da katlayıp çantamın içine koydum ve çantanın fermuarını çekip kapattım. Pormantodan bir spor bir de günlük olmak üzere iki tane de ayakkabı alıp çantaya iplerinden bağladım. Çantayı kapı ağzına bıraktıktan sonra salona girdim. Saat yediyi çeyrek geçiyordu ve Dilara salondaki birleştirilmiş L koltukta uyuyordu. Gülerek ona yaklaştım.
"Dilara, hadi. Bak geç kalacaksın. Daha eve gidip giyineceksin" dedim ancak pek de beni umursamadı. Uyanmak yerine daha da sarıldı battaniyeye. Battaniyeyi ucundan çekip ondan kurtardım. Mızıldanarak sırtüstü döndü ve gerindi. "Uyan artık, ben birazdan çıkacağım bak"
"Tamam" dedi gözünü bile açmadan. Muhtemelen henüz yataktan aşağı ayağını uzatmamıştı. "Uyandım, geliyorum"
Elimdeki battaniyeyi katlayıp köşeye bıraktıktan sonra yanına oturdum ve kafasının altındaki yastığı aldığımda gözlerini açtı sonunda. Yüzüne düşmüş saçları geriye attıktan sonra oturdu: "Sana da günaydın. Çok güzel uyandıyorsum insanı, helal!" dedi ve beni alkışladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vur, Kaç ve Saklan
ChickLitNereye kadar vur, kaç ve saklan. Uslanırım, adam akıllı bi kız bulsam. O gün gelene dek bu eğlenceden bıkmam, eylemlerim devam eder. Evlenmeden durmam.