15

149 21 25
                                    

"Emre" dedim neredeyse inler gibi. Saat gece yarısına yaklaşıyordu muhtemelen, birazdan burası kapanacaktı ve ben bu akşam çok içmiştim. Üstelik şaraptan çok da rakı içmiştim. Ayrıca Emre de çok yakışıklı görünüyordu. Bu akşam o kızla gitmeyen Emre, gözüme daha bir yakışıklı geliyordu sanki.

"Efendim" dedi bana doğru dönmüş, aramıza belli bir mesafe bırakmış olsa da nefesindeki alkol kokusuna karışmış pahalı parfümünün kokusunu alabileceğim kadar yakındı. Biraz daha yaklaşsam burnu burnuma değerdi. Acaba nasıl hissettirirdi Emre ile burun buruna olmak?

"Eve gidelim" dedim. Açıkçası hangisini anladığı umurumda değildi, birine gitsek yeterdi. Bir yatağa girmek ve Emre ile sarılıp uyumak istiyordum. Emre'ye olan ilgimin hoşlanmayı geçtiğinin farkındaydım. Emre benle ne yapmak isterse ona uyacak kadar ona kapılmış olduğumun da farkındaydım. Emre gel, dese giderdim. Nereye çağırdığının önemi yoktu.

"Tamam, hesabı ödeyecek misin, ödeyeyim mi?" diye sordu. Saçma sapan detayları hatırlıyor oluşuna da hastaydım, beni sürekli göz hapsinde tutmasına da bitiyordum, iyi olup olmadığım konusunda üzerime düşmelerine de. Ben Emre'ye kapılıp gideli çok olmuştu ama tam olarak nerede olmuştu ondan emin değildim. Bir de etrafımdaki en olmayacak insanlardan biriydi. Durdum durdum da Emre'ye vuruldum. Bravo yani!

"Kartımı vereyim, temassız var" dedim ve cüzdanımın içinden kartımı buldum. Döndüğümde, Emre ile burunlarımız birbirine temas etti. Gözlerim istemsizce kapanırken inleyişime engel olamadım. Gözlerimi tekrar açtığımda Emre'nin bana yaklaşmış ve gözlerini dudaklarıma dikmiş olduğunu gördüm. Emre beni öpse ona ayak uydurmaya çalışmaktan başka hiç bir şey yapmazdım. Sonrasında Emre'nin tepkisi ne olurdu acaba? Sonuçta bu adamın eli kalksa önünde sıra olunuyordu, bana mı kalmıştı?

"Ödiyim o zaman ben" dedi ve geri çekildi ve ardından da masadan kalktı. Arkasından baktım bir süre ancak sonra önüme döndüm. Ali, Murat ve Ahmet dikkatle bana bakıyordu. Ben onların hala burada olduğunu tamamen unutmuştum. Onlara da müthiş bir görsel şölen veriyorduk kendimi tutmasam. Kafam tamamen Emre ile doluydu, hepsi onun suçuydu.

"Biz kalkıcaz artık" dedim. Ali sinsi bir gülüşle baktı.

"Yengecim, bana kalırsa siz kalkalı biraz olmuş, durduğunuz kabahat" dedi.

"Duvarlar çok ince bizim apartmanda, sonra şikayet ediyorlar dikkatli olun" dedi Murat. Kızarmaya başlamıştım muhtemelen, yanaklarım alev alevdi ancak adamların gözünün önünde yaptıklarımızdan sonra diyecek bir şeyim de yoktu. Emre ile kendimi sıcak bir birleşme içinde hayal edebiliyordum. Eğer Emre isterse yapardım ve açıkçası sonuçlarına katlanmayı göze alıyordum.

Emre'nin bana arkasını dönmesini istemezdim ama herhangi biriyle ömür geçirmeyecek biri olduğunu kendisinden defalarca duymuştum. O yüzden hazırlıklıydım. Aramızda bir yakınlaşma olduktan bir süre sonra bana arkasını dönüp gideceğini biliyordum. Maddi ve manevi olarak tek başıma birçok şeyin üstesinden gelebilecek biriydim. En kötüsü olsa ve hamile kalsam bile, tek başıma çocuğuma bakabilecek bir durumdaydım çok şükür. Emre'yi istiyordum.

"Üzerine ceketi giy, üşüme" dedi Emre, geldiğini fark etmemiştim. Dediğine uyarak Emre'nin tuttuğu ceketin kollarına kollarımı soktum ve saçlarımı dışarıya çıkardım. Emre'nin uzattığı kartı alıp cüzdanıma geri koydum. Ardından da sandalyemi geri iterek kalktım.

Vur, Kaç ve SaklanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin