Kardio Yapmam

123 21 17
                                    

Elimdeki anahtarı çevirerek kapıyı açtıktan sonra, çoktan bağını çözdüğüm ayakkabılarımı ayağımdan sıyırıp içeriye geçtim ve karşımda duran Emre'ye gülümseyerek kapıyı sonu kadar açtım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimdeki anahtarı çevirerek kapıyı açtıktan sonra, çoktan bağını çözdüğüm ayakkabılarımı ayağımdan sıyırıp içeriye geçtim ve karşımda duran Emre'ye gülümseyerek kapıyı sonu kadar açtım.

"Hoş geldin"

Gülümseyerek, benim gibi önceden çözülmüş bağlardan ayağını çıkararak sağ adımla girdi eve.

"Hoş buldum"

Elimle sağdaki ilk kapıyı işaret ettim ve onun içeri adımlamasının ardından ikimizin de ayakkabılarını içeriye aldım ve kapıyı kapattım. Emre, mutfağa girmişti, ben de peşinden girdim.

"Yemekleri hemen ısıtıyorum, istediğin bir şey var mı yemekten önce?" diyerek iyi bir ev sahibi olduğumu göstermeye çalışıyordum. Orta boyutta bir mutfaktı ancak Emre ortama pek de uymamış gibi duruyordu. Mutfak mı ona küçük gelmişti, o mu mutfağa büyük gelmişti tam çözememiştim ancak biraz sakil duruyordu bir şeyler.

Bu akşam için patlıcan ve pilav vardı. Yemekleri çoğu zaman bir akşam önceden yapardım. Eğer fazla yaptıysam artanı buzluğa atardım. Açıkçası sürekli yemek yapmak hem yorucu hem de pahalıydı. Diğer yandan artan yemeği atmak da istaftı. Önceleri fazla ekmeği ve yemeği sokak hayvanlarına döküyordum ama o da diğer sokak sakinleri tarafından hoş karşılanmıyordu. Ben de en son böyle bir çözüm üretmiş ve direkt buzluğa atmaya başlamıştım. Hem yemekleri kendi aralarında çeşitlendirmiş oluyordum hem de her zaman yiyecek bir şeyler oluyordu. Bu akşamki yemekler ise dün akşamdan kalmıştı.

"Ben ellerimi yıkayayım madem" dedi Emre sandalyelerden birine oturmak yerine ayakta, mutfağın ortasında dikiliyor, etrafa bakınıyordu. Neden evi bu kadar merak ettiğini çözememiştim ama muhtemelen bütün evi gezmeyi planlıyordu. Yemekleri ocağa koyup altını en kısık ayara getirdikten sonra yanına adımladım.

"Gel, evi göstereyim önce ben sana" dedim, hızlı bir şekilde arkama geçti. Önünde mutfaktan çıktım ve hemen karşıda kalan salona girdim. Salon, evin en büyük bölümüydü ve karşıdaki komşuyla evler yakın olduğu için çoğu zaman kalın perdeleri kapattığım bir yerdi. Zaten evde güneşliklerin kapalı olduğu tek yerdi. Geri kalan odalarda tül kapalıydı sadece. Evin güneş almasını tercih ediyordum.

Salondan sonra koridoru döndüm ve bir duvarı mutfakla ortak olan küçük tuvaleti gösterdim. Alaturka bir tuvaletti ve misafirlere öncelikli olarak burayı gösteriyordum. Emre zaten küçük tuvalete sadece başını sokup baktı. İçeriye girse sıkışıp kalma ihtimali bir an beni gülümsetse de bir şey söylemedim. Koridoru bir kez daha döndüğümde misafir odasını gösterdim.

"Misafir odası burası da" dedim. Bazen yeğenlerim ya da ablamlar kalmaya geliyordu, o yüzden tekli bir yatak ve bir tane de açılabilir koltuk vardı. Emre, burada diğerlerine göre biraz daha vakit geçirdi ve odanın içindeki küçük dolabı açıp içindeki kıyafetlere baktı.

Vur, Kaç ve SaklanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin