Lütfen yorum atalım.
Her yorum ve yıldız bu yazara bir morall, belkide bir rüşvet:))))Uyandığım gibi hazırlanmaya başladık. İlk olarak İtalya'ya gidecek ve beni oradaki ajan tesisine yerleştiriceklerdi. Üniversite kazanana kadar orada yaşayacak ve Kardelen ablanın gözetimi altında kalacaktım. Açelya ablaysa görevi için Türkiye'ye geri dönecekti. Açıkçası böylebir gruptan ayrılacağım için üzgündüm ama öğrendiğim kadarıyla Karaca'da benimle ve Kardelen ablayla geliyordu.
Aslında aşırı heycanlıydım. Daha önce hiç İtalya'ya da bulunmamıştım ve İngilizceyle Fransızca dışında bir dili düzgünce konuşamıyordum. Almancadan temelim vardı ama dediğim gibi sadece temelim vardı.
Uçakta rahat edebilmek için hemde bacağımı zorlamamak için rahat bir şort etek giydim. Üzerimeyse bol bir tişört geçirdim. Saçlarımı topuz yapınca hazırdım.
Ben birisinin beni almasını beklerken içeri Demirhan abi girdi.
" Nasılsın fıstık?"
Gülümsedim.
"Çok iyiyim, Demirhan abi!"
Yanıma gelirek beni dikkatlice kucağına aldı.
"O zaman hedefimiz mutfak!"
Gülerek bende tekrar ettim.
" Hedefimiz mutfak!"
Mutfağın olduğu kata indiğimizde gördüklerimle bir şok geçirdim.
Uzunlamasına 3 tane masa vardı ve sanki asker yemekanesi gibi görünüyordu.
Tüm zamanımı odamda geçirdiğim için minik çaplı bir şok yaşayordum.
İçeri girmemizle ajanların hepsi yemeklerinden kafalarını kaldırıp selam verdiler. Bense el sallamakla yetindim. Sonuçta hiç alışık olmadığım bir ortamdı.
Demirhan abi beni Açelya ablanın yanına otturtu ve kendisi diğer tarafına otturdu. Duyduğum sesle kafamı çevirdim. Kafamı çevirdiğimde gördüğüm yüz Karaca'dan başkası değildi.
Gülümseyerek selam verdi.
"Selam, nasılsın?"
Aptal gibi sırıtmaya başladım.
"İyiyim, hatta uzun zamandır bu kadar iyi olmamıştım. Sen nasılsın?"
Elini yanağına destek vermek amaçlı dayadı.
"Bunu duydum ve çok mutlu oldum. Ayrıca aklım 5 karış havalarda dolanıyorum sanırım."
Hafifçe kıkırdakım.
Kafamı masaya çevirdiğimde karşımda oturan kişinin Kubilay olduğunu ve yanındakininde Şahin denen adam olduğunu fark ettim.
Ama anlamadığım şey Kubilay abinin yüzündeki rahatsızlık ifadesiydi. Onları boşvererek yemeğime odaklandım.
Kahvaltı kahkalar, espiriler ve uzun zamandır hissetmediğim o huzurla başlamış ve bitmişti. Şuan kahvaltı masası muhabbeti dönüyordu.
Açıkçası biraz sıkılmıştım. Kolumu masaya dayadığımda çatalımı fark etmeden ittirmiştim. Almak için masanın altına eğildiğimde gördüklerimle bir şok olmuştum ki araya giren el olmasaydı kafamı masaya çarpıyordum. Masanın altından çıktığım gibi çığlık attım. Herkes bana "bu salak ne yapıyor?" diye bakarken ben şoktan şoka giriyordum.
Ayağa kalkıp yürüyebildiğim kadarıyla hızlıca oradan uzaklaştım.
Odama girdiğimde kendimi yatağa attarak çığlık atmaya ve yatakta çırpınmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Orkide
AksiAnnesi karanlık işlere bulaşmış bir kız, annesiyle bu kötülüklerden kaçarken kendi ailesinden kayıp verir. Hem aile üyelerinin yasını tutarken hemde ailesinden geriye kalan kardeşini korumaya çalışır ve yurt dışına kaçar. Peki, intikam isteyen kötül...