Şarkı önerisi: Dernière danse, INDILA
Sizleri görüyorum, bahçemizdeki çamlar,
Bütün gün gölgesinde oynadığım dost badem.
Derken dallardan, ılık, iniveren akşamlar:
Evine dönen babam, camda bekliyen annem.Ah bütün sevdiklerim, bütün kaybettiklerim!
Neyi arayım, yerde kurt, göklerde yıldız mı?
Babam, annem, evimiz, bahçem, çitlenbiklerim,Sizler rüya mıydınız, sizler yaşamadınız mı?
Sizleri Görüyorum, ZİYA OSMAN SABA
-
20: ESİRİN REDDİ
Gerçekler, karanlıktaki yol ayrımında hep yanlış yönü seçmişim de ayrımın diğer tarafında kalmış gibi sinsice beni bekliyordu, bulunmayacaklarından emin ve acımasızlardı. Karanlık dağılmıyor, biraz dağılır gibi olsa da hangi yönün beni kurtaracağı, doğrunun nereye saklandığı asla belli olmuyordu. Az önce öğrendiğim resmi kayıtla birlikte gerçek bir şok geçiriyordum fakat karşımdaki adamın buna şahit olmaması için elimden geleni yaparak suratımı belli bir ifadede tutmaya zorluyordum.
Nasıl olurdu? Bu nasıl olabilirdi? Ev gerçekten Servet'in çıkmıştı fakat bu bir dönemdi. Sonrasında...
İnanılmazdı, Feza evi ondan satın almış ve değerinin çok altında bir miktara, diğer bir deyişle hediye eder gibi komik bir rakamla Alev Lalezar'a vermişti. Feza'ya yakın olan insanların sayısı haddinden fazlayken şimdi şirkette birkaç kez gördüğüm ve zihnimde Feza'ya oldukça uzak bir noktaya konumlandırdığım bu kadının adı gereğinden fazla duyuluyordu.
"Ne düşünüyorsun?"
Fırat kesinlikle önce benim düşüncemi duymak isteyecek kadar akıllıydı, üzerime diktiği delici bakışları bunu yeterince anlatıyordu.
Ancak ben zekamın tümünü ona ispat etme gibi bir riske girmeyecektim, bu ahmaklık olurdu. Ne de olsa o benim Servet'i aradığımı düşündüğü müddetçe farkında olmadan esas amacıma da hizmet edebilecek bir maşaydı, bunu kullanmadan atlayamazdım.
Salağa yattım.
"Kafam çok karıştı," dedim saçlarımı geriye atıp şakaklarımı ovalarken.
Dikkatle beni izliyordu.
"Feza," diye fısıldadım dehşetle. "Zümrüt Hanım küçük oğlunu kaybettiğinden söz etmişti..."