"Evet gençler, Iseul kamp alanına hepiniz hoş geldiniz. Umarım burada çok eğlenceli 3 gün geçiririz. Çadır malzemelerini kamp görevlileri birazdan getirecek. Yapamazsanız, bizden yardım isteyebilirsiniz. Yemek derdiniz olmasın. Kamp alanının kendine ait bir yemekhanesi var. Gece yarısına kadar istediğiniz gibi yiyip içebilirsiniz. Ancak 12'den sonra kapatılıyor. Onun dışında 7/24 açık bir kantinimiz var. Yanınızda getirmiş olduğunuz atıştırmalıklar varsa onları da dilediğiniz gibi tüketebilirsiniz. Lavabolarımız da kantinin hemen arka tarafında kalıyor. Hiçbir endişeniz olmasın lütfen. Burası yeterince korunuyor. Geceleri lambalar açılıyor ama tercihen kapatan gruplar oluyor. Sizden tek ricamız, çevreyi kirletmeyin ve sağlık açısından bir problemi çıkan olursa bize ya da öğretmenlerinize iletin. En kötü ihtimal, yemekhanenin karşısındaki revire gidin. Anlaşıldı mı? Bir sorununuz olursa hiç çekinmeden etraftaki görevlilere sorabilirsiniz. Bugünlük dinlenin artık. Yarından itibaren çok güzel aktivitelerimiz olacak."
Kamp koçu yanlarından ayrılırken, öğrencilerde dönüp birbirleri ile bakışmaya başlamışlardı. Sonunda bakışarak bir şey halledemeyeceklerini anlayınca, herkes bir işin ucundan tutmuş ve çadırları kurmaya başlamışlardı.
"Kim kimle kalacak ya?"
Sunoo'nun bağırarak arkadaşlarına soru yöneltince, herkes dönüp ona bakmıştı ama umrunda bile olmamıştı. Arkadaşları onun etrafında toplanırken, Junho hemen ortaya atlamıştı.
"Ben sevgilimle kalıyorum!"
"Acaba sevgilin seninle kalmak istiyor mu hyung?" diye hınzırca bir gülümsemeyle Junho'ya baktı Riki.
"İster tabi! Sevgilim istersin değil-"
Junho arkasını dönüp Hyewon'ı aramıştı ama o çoktan üst sınıflardan olan Xiaoting ve Bahiyyih'in yanına gitmişti.
"Ama yuh ya!"
Junho dudak büzerek arkadaşlarına dönünce, kimse kahkahasını daha fazla tutamamıştı.
"Susun lan! Ben niye geldim ki buraya? Offf, of."
"Of sus Junho."
Jay tarafından kafasına yediği tokatla dumura uğrayan Junho, Sunghoon'un arkasına sığınmıştı.
"Söyle şuna, uzak dursun benden."
Fakat Sunghoon da ondan yana olmayıp, kenara çekilince Junho ve Jay arasında bir kovalamaca başlamıştı.
"Biz Jungwon'la kalsak olur mu?" diye sormuştu Sunoo dudak büzerek. Riki'nin dışlanmış hissetmesinden korkuyordu Sunoo. Ama Jungwon'da kendisinden başka biriyle kalırsa rahat hissetmeyecekti. Bunu biliyordu.
"Olur tabi ki."
Düşündüğünün aksine Riki bunu hiç sorun etmeyince, kocaman gülümseyerek arkadaşına sarılmıştı.
Sunghoon'un, "Ee, kafilenin geri kalanı?" lafını duymasıyla Jay ve Junho da nefes nefese onların yanına gelmişti.
"Ben kardeşimle kalıyorum." diyerek kendinden bir kaç santim uzun olan çocuğun omzuna kolunu atmıştı Jay.
"Eh, bende yine küçük Japonumla kalıyorum."
"Yerleşelim o zaman." demişti düşen yüzüyle Sunghoon. Bu hâli ise Riki dışındaki herkesin gözüne çarpmıştı.
»«
Karanlığın çöktüğü saatlerde, tüm öğrenciler çadırlarını kurmuş, yerleşmiş ve doymuş karınlarıyla ateşin başına toplanmışlardı. Kimisi sohbet ediyor, kimisi kendi arasında oyun oynuyor, kimisi de öylece yanan ateşi seyrediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐈𝐜𝐞 𝐏𝐫𝐢𝐧𝐜𝐞| 𝐇𝐎𝐎𝐍𝐊𝐈̇
Fanfiction»ɴɪꜱʜɪᴍᴜʀᴀ ʀɪᴋɪ•ᴘᴀʀᴋ ꜱᴜɴɢ-ʜᴏᴏɴ« ❝ᴀʀᴅɪɴᴀ ꜱᴀᴋʟᴀɴᴍɪꜱ ᴏʟᴅᴜᴋʟᴀʀɪ ᴍᴀꜱᴋᴇʟᴇʀ, ʙɪʀʙɪʀʟᴇʀɪɴɪɴ ᴋᴀʟᴘʟᴇʀɪɴɪ ɪꜱɪᴛᴍᴀʟᴀʀɪʏʟᴀ ʏᴜᴢʟᴇʀɪɴᴅᴇɴ ᴅᴜꜱᴇʀ...❞ ❴ʏᴀɴ ꜱʜɪᴘʟᴇʀ❵ ↳ᴊᴀʏᴡᴏɴ ↳ʜᴇᴇꜱᴜɴ/ꜱᴜɴsᴇᴜɴɢ ↳ᴊᴀɴɢꜱʜɪɴᴢ/Xɪᴀᴏʜɪʏʏɪʜ #enhypen¹ ⟨²⁶⁰³²³⟩ #sunghoon¹ ⟨⁰¹⁰⁶²³⟩ #jay² ⟨²⁵⁰⁵²³⟩ #ni...