Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1.2k beğeni 500 yorum
bgyuxx_: Kendinize vermeniz gereken önceliği başkasına vermeniz kendinize yapabileceğiniz en büyük cezadır. Bu yüzden yapmanız gereken şey önceliklerinizde ilk sıraya hep kendinizi koymanız olacaktır. Günün şarkısı olarak da"Beach House-Wildflower" Herkesin huzurlu bir gün geçirmesi dileğiyle 🖤
User1: Bugünde etkilenip senin sözüne ağladık 😭.
User2: Sanırım bunu duymaya ihtiyacım varmış.
User3: Bunu odamın duvarına yazacağım her sabah okumak için 🥺
User4: Günün şarkısının mükemmelliği😭🥺😭 playlistime eklenecek yeni şarkıyı buldum.
User5: Paylaştıkların o kadar güzel ki 🥺 istemsiz bir şekilde etkiliyorsun beni
User6: Bu kadar mükemmel müzik zevkine sahip birisini çok merak ediyorum. Umarım yakında kendini paylaşmaya hazır hissedersin❤️
Bunun gibi bir sürü yorum vardı. Taehyun'un hayran olduğu sayfa yine güzel laflarıyla etkilemişti birilerinin kalbini. Buna Taehyun'da dahildi. Paylaştığı her söz kalbinde yer ediyordu Taehyun'un. Sayfanın kullanıcısını merak etmiyor değildi ama kendini paylaşmıyordu. Belki de Taehyun'un merakının en büyük sebebi buydu. Gizliydi çünkü ona dair her şey. Sayfaya dair bildiği tek şey yazdığı sözler ve paylaştığı günün şarkılarıydı.Taehyun'a göre bu paylaştığı şarkılardan ve yazdığı yazılardan tanıyordu sayfayı zaten sadece yüzünü bilmiyordu.
Taehyun'un ona özel bir playlisti bile vardı. Hatta bir tane bile değil iki taneydi. Birisi sayfanın paylaştığı şarkıların olduğuydu diğeri ise Taehyun'a sayfanın sahibini hatırlatan şarkılardan oluşan bir playlistti. Umarım bir gün ona hazırladığım playlisti onunla paylaşabilirim diye düşünmeden edemedi Taehyun.
Şimdi ise çalıştığı kafeye gidiyordu Taehyun. Kafede çalışmayı seviyordu. Sessiz bir kafeydi çünkü. Öyle aşırı çok kalabalık olmuyordu bu yüzden Taehyun rahatça yazılarını yazabiliyordu. Koluna astığı çantayı düzeltip yavaşça kafeye girdi. Bugünde kalabalık değildi kafe. Çalışan arkadaşlarına başıyla selam verip arkaya gitti eşyalarını bırakmak için.
Girdiği gibi dolabının yanına gidip çantasını dolabına bıraktı. Üstünü değiştirirken aklı hala o sayfadaydı. Ona bu şekilde seslenmek Taehyun'un sinirini bozuyordu. En azından bir takma adı olsaydı dedi içinden. Ben kendim takma bir ad versem ne olur ki sadece bana özel bir takma ad. Giyinirken bu takma adı düşünmeye başladı. Sayfaya en sevdiği çiçeğin adını vercekti. Ayçiçeği olacaktı takma ismi. Gayet yakışmıştı Taehyun'a göre.
Giyindikten sonra hızlıca çıktı arkadan ve çalışan arkadaşlarına yardım etmeye gitti. Kasada duran Yeonjun'un yanına gitti.
Bunun üzerine Taehyun kasaya geçmişti. Orada duran defterini açıp yazısında nerede kaldığına baktı ama bakmasıyla moralinin bozulması bir olmuştu çünkü hiçbir şey yazamamıştı. Bu durum onu üzüyor ve sinirlendiriyordu. Niye eskisi gibi yazamıyordu ki? Ne olmuştu ona böyle? Eskiden ne güzel yazardı saatlerce böyle ama şimdi iki satırı çok zor yazıyordu.
Eskisi gibi yazabilmek için neleri vermezdi ama artık geri getiremezdi eskiyi. Kabullenmek zorundaydı. Elindeki kalemi döndürmeye başladı. Ne zaman aklına bir şey gelmese bu şekilde kalemi döndürmeye başlıyordu. İstemsiz bir hareket olmuştu artık bu Taehyun için.
Bunu yapmaya devam ederken kasaya gelen müşteri ile kalemi defterin üstüne bırakmıştı.
-Merhaba hoşgeldiniz ne isterdiniz?
-Şey ben bir latte alayım lütfen. Yanına da bir dilim çikolata kek alabilir miyim?
-Hemen hazırlıyorum efendim siz istediğiniz masaya oturabilirsiniz ben getireceğim size siparişinizi.
-Oh teşekkür ederim.
Müşteri tatlı bir şekilde gülümseyip boş olan masalardan birine doğru gitmişti. Taehyun'da hızlıca siparişi hazırlamaya başlamıştı. Bu siparişi büyük bir özenle hazırlamıştı. Latteninde hazırlanmasını beklerken aklına gelen yazıyı hızlıca defterine yazmıştı. Ne olmuştu bilmiyordu ama bir şekilde şuan yazı yazası geliyordu.
Hazırlanan latteyi alıp dikkatlice tatlı gülümsemenin yanına gitti. Latteyle pastayı masaya koyup
-Afiyet olsun efendim.
-T-teşekkür ederim.
Taehyun kocaman gülümseyip tekrardan kasanın yanına gidip tekrardan kalemi eline aldı. Gelen ilhamla hızlıca bir şeyler karalamaya başladı. Yüzündeki gülümsemeye engel olamıyordu. Çok mutluydu şuan. Böyle bir ilhamın gelmesini beklemiyordu ama yinede aşırı hoşuna gitmişti bu aniden gelen ilham. Uzun zaman sonra defterine bir şeyler yazabilmek onu aşırı mutlu etmişti.
Kafede çalan şarkıyla ortam daha da güzel olmuştu. Bu şarkı onun playlistinde vardı. Hatta ayçiçeğini hatırlatan playlistindeydi. Çalan şarkı " Lana Del Rey- Blue Velvet"di. Melodisi ona ayçiçeğini hatırlatıyordu. Çalan şarkıyla yazmaya devam ederken kasaya birinin gelmesi ile tekrardan kalemi bırakmak zorunda kalmıştı.
-Tekrardan rahatsız ediyorum ama çalan şarkı çok hoşuma gitti ismini biliyor musunuz?
-Rahatsız etmediniz ve şarkının ismi "Lana Del Rey-Blue velvet". Ayrıca şarkıyı beğenmenize de çok sevindim.
-Teşekkür ederim ismini söylediğiniz için ve şarkıyı seçen kişi zevkliymiş güzel bir şarkı çünkü. Neyse ben yerime gideyim sizi de meşgul etmeyeyim daha fazla.
-Meşgul etmediniz merak etmeyin ve iyi vakit geçirmeler şimdiden.
Taehyun'un bunu demesiyle karşısındakinden tekrardan tatlı bir gülümse almıştı. Bu gülümseme nedense Taehyun'un hoşuna gidiyordu. Karşısındaki çok tatlı gülüyordu. Gülümsemesine duyguları yansıyordu. Belki de bundan dolayı hoşuna gitmişti.
İki gençte kafe kapanasaya kadar orada durmuşlardı. Taehyun bir sürü yazı yazarken diğer genç de kahve içmeye devam edip resim çizmişti. Kahvesinin yanına aldığı kekten zorda olsa bir iki çatal yiyebilmişti. Keki yiyebilmek kendisini zorlamamıştı ki zorlasaydı kusabilirdi çünkü. Bunu yenmek için pasta sipariş etmiş olsa da gene becerememişti. Kafasındakileri dağıtmak için sağa sola salladıktan sonra çizdiği resme devam etti. Taehyun'da yazılarına devam ediyordu. İkiside farklı sanatlar yapsalar da bugünkü ilhamları birbirleri olmuştu. Taehyun farkında olmadan karşısındaki gençten ilham almıştı. Diğer genç ise resimlerine Taehyun'u yansıtmıştı.
Birbirlerine bu derece ilham olduklarını bilmeden ikisi de o günü bitirmişlerdi. Bakalım bir daha birbirlerine bu şekilde ilham olabilecekler miydi? Bunu zaman belirleyecekti.
