1.3

50 6 23
                                    

Beomgyu, sevgilisinin işten çıkmasını bekliyordu şuanda. Çünkü beraber psikiyatristine gideceklerdi. O büyük gün sonunda gelmişti. Beomgyu içindeki stresi bastırmaya çalışıyordu. Fazla stresli hissediyordu kendini. Bunu yansıtmamaya çalışıyordu ama dışardan belli oluyordu stresli olduğu.

Kendine gelebilmek için ellerini birbirine bastırdı ama bir işe yaramamıştı. Aksine sanki daha fazla stresli hissediyordu kendini. Bunu yok etmek için hızlıca sevgilisinin çalıştığı kafeye girdi. Taehyun kasada durmuş etrafa bakarken gördüğü bedenle gözleri parlamıştı. Fazla güzeldi biricik sevgilisi. Hızlıca kasanın arkasından çıkıp gelen bedene sarılmıştı. Kolları arasında minicik kalan sevgilisinin tatlılığına sırıtıp

-Hoşgeldin güzelim nasılsın?

-İ-iyiyim Tyun sen nasılsın?

-İyi olduğuna emin misin? Yüzün solgun gözüküyor.

Beomgyu tam cevap verecekken stres vücuduna vurmaya başlamıştı. Onu tutan kolları sıkmıştı. Taehyun bir sorun olduğunu anlayıp hızlıca minik sevgilisini arkaya götürdü. Arkaya girdikleri gibi minik sevgilisini kucağına almıştı. Beomgyu kollarını Taehyun'un boynuna sarıp kafasını da boynuna yaslamıştı. Taehyun ise ellerini ince bele sarıp Beomgyu'yu kucağına oturtmuştu.
Sessizce Beomgyu'nun sakinleşmesini bekliyordu Taehyun. Bir eliyle belinden tutup diğer eliyle sırtını okşuyordu minik sevgilisinin.
Beomgyu'nun yanında olmak istiyordu bu yüzden kısık bir sesle şarkı mırıldanmaya başladı.

-The world was on fire and no one could save me but you
It's strange what desire will make foolish people do
I never dreamed that I'd meet somebody like you
And I never dreamed that I'd lose somebody like you
No, I don't wanna fall in love (this world is only gonna break your heart)
No, I don't wanna fall in love (this world is only gonna break your heart)
With you
With you
(This world is only gonna break your heart)

Beomgyu duyduğu güzel sesle kalbinin yumuşadığını hissediyordu. Sevgilisinin çok güzel sesi vardı. Bu ses onun kafasındaki sesleri susturuyordu. Onu yiyip bitiren sesleri yok ediyordu Taehyun'un sesi.

-What a wicked game you play, to make me feel this way
What a wicked thing to do, to let me dream of you
What a wicked thing to say, you never felt this way
What a wicked thing to do, to make me dream of you
And I don't wanna fall in love (this world is only gonna break your heart)
No, I don't wanna fall in love (this world is only gonna break your heart)
With you

Taehyun son kısmı söyleyip yavaşça kafasının dibinde olan boyna ufak bir öpücük bırakmıştı. Güzel bebeğinin sakinleştiğini hissedebiliyordu ama şarkıya devam edecekti.

-The world was on fire and no one could save me but you
Strange what desire will make foolish people do
I never dreamed that I'd love somebody like you
And I never dreamed that I'd lose somebody like you
No, I don't wanna fall in love (this world is only gonna break your heart)
No, I don't wanna fall in love (this world is only gonna break your heart)
With you (this world is only gonna break your heart)
With you (with you)
(This world is only gonna break your heart)
No, I (this world is only gonna break your heart)
(This world is only gonna break your heart)
Nobody loves no one

Şarkıyı bitirip sessizce beklemeye devam etmişti. Beomgyu gözleri dolu bir şekilde kafasını güzel kokulu boyundan kaldırmıştı. Ona endişeli bakan sevgilisini görünce kendini kötü hissetmişti. Sevgilisini üzmek istememişti ama yine stres yapıp üzmüştü. Bu düşüncelerle gözlerinden yaşların aktığını hissetmişti.

Lonely Hearts Club ||Taegyu||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin