7

65 6 6
                                    

Aradan 3 gün geçmişti. Tavus kuşu gelmişti. Elinde bir sürü kitap ve parşömen (kağıt) vardı. Bütün sektler onu gusu kapısında karşıladı. İlk önce birbirlerine selam verdiler daha sonra da içeri geçtiler. Tavus kuşu eşyalarını bırakıp büyük salona gitti gittiğinde lan zhan, lan xichan,lan sizuhi,jin ling, jiang cheng, xiao xingchen, xue Yang ve nie huaisang vardı. Wen ning wei wuxianın başında duruyordu.

Tavus kuşu büyük salona girdiğinde hepsi ona heyecanla bakıyordu.
Tavus kuşu yerine oturdu ve söze başladı.
Bir ay boyunca araştırdım ve sonuca ulaştım. Bir taş varmış en başta ben o sekteki gibi bir efsane olduğunu düşünüyordum ama değilmiş kendi gözümle gördüm. Bir mağarada büyük bir taş var o taştan biraz kırıp onu kalbinin üzerine koyuyorsun daha sonra hoşlandığı kişi ve ya ondan hoşlanan kişi elini o taşın üzerine koyuyormuş. 1 gün öyle bekleyince kalbinin içindeki ruhların yarısını temizleyebilir mış ama geri kalan icinde kalmaya devam edermiş başka bir çözüm yolu bulana kadar.
Ama bir düşünün yarısından arınıcak ama sorun şu ki onun hoşlandığı kişi veya ondan hoşlanan kişiyi nereden buluruz.
Daha sonra odada bulunan kişilerin çoğunluğu dönüp lan zhana baktı. Lan zhan ise konuşmaya başladı taş nerede? Ben yaparım dedi
Ben yaparım mı herkes lan zhana bakmaya başladı tavuskuşu nasıl yani? dedi lan zhan ise ben wei wuxian dan hoşlanıyorum hata aşığım dedi herkes lan zhana baka kaldı. Çoğunluk bunu biliyor ve tahmin ediyordu ama bilmeyenler de vardı. Tavuskuşu üzerindeki şaşkınlığı atıp konuştu taştan biraz kırıp getirdim. Dedi kesesinde ki taşı çıkartıp uzatı. Bunun bir yan etkisi ve ya onun gibi bişi olur mu dedi tavuskuşu ise kafasını iki yana salladı ve hayır dedi sadece taştan arınmayı bıraktığı günden sonra ateşlenecek dedi. Lan zhan ise onayladı.

Diğerlerinin burada kalmasını söyleyip tavuskuşu ile birlikte wei wuxianın odasına gittiler. Wen ning onları orada karşılayıp selam verdi diğer ikiside aynısını yaptı. Taşı çıkartıp wei wuxianın kalbinin üzerine koydular.
Daha sonra lan zhan wei wuxianın yanına oturup o da elini taşın üzerine koydu. Şimdi sadece 1 gün beklemek kalmıştı. Tavuskuşu ve wen ning onları yanlız bırakıp büyük salonun yolunu aldılar. Büyük salona girdiğinde jiang cheng ne oldu koydunuz mu taşı dedi tavuskuşu ise evet yaptık şimdi yarın koyduğumuz saat gelip bakıcam işe yaradı mı yaramadı mı. Eyer yaradıysa taş simsiyah oluçak.

Taş mavi bir taştı ama normal bir mavi değildi biraz açık bir tonda ama koyuluğuda gözüküyordu sanki içinde de biraz mor renk de vardı onun yanında taş çok güzel parıldıyordu. Orta büyüklükte bir taştı

Taşı böyle hayal edin sadece içinde biraz mor renkte var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taşı böyle hayal edin sadece içinde biraz mor renkte var.

Artık sadece ertesi günü beklemek kalmıştı

Taşı koyduktan 2 saat sonra bir haber geldi efendi lan dönmüş diye lan zhan gidemediği için lan xichan hemen onun odasına gitti selam verdi ve sordu
Amca ne oldu buldun mu bişiler dedi.
Efendi lan ise buldum dedi
O araştırmaları tamamlayacak kadar hemde dedi. Elindeki paketi açtı ve kitapları parşömenleri gösterdi.
Ve konuşmaya başladı.
Yılar önce bir kütüphane vardı. O kütüphane dünyadaki en büyük kütüphanesiydi ama bir gün saldırıda kütüphaneye bir ateş fırlattılar. Ataların ve diğer sektlerin atarı birlikte içeri girip kurtarabildikleri kadar kitap ve parşömen kurtardılar. Onlar için yer altında yeni bir kütüphane yapılmış ve orada gizli tutulmaya başlamıştı.
Kurtardıkları kitapların içinde yararlı şeylerde vardı. 1 haftadır oraya girebilmek için izin istemekle uğraştım. 1 haftanın sonunda izin verdiler kitaplar burada birkaç kişi çağır ve hemen araştırmaya başlayalım dedi.
Lan xichan da kafasını onaylar bir biçimde salladı ve büyük salondan birkaç kişi çağırdı.
Jiang cheng, xue Yang, xingchen ve tavuskuşu ile geri döndü. Ve araştırmalara başladılar.

Sonraki gün

Bir gün geçmişti fakat hala o gurup araştırmaya devam ediyorlardı.
Bir yandan da kendilerini suçlu tutuyorlardı. Çünkü hiç gidip derdini sormamış veya bir rahatsızlığı olduğunu farketmemişlerdi.
Taşı kontrol etmelerine 2 saat vardı.

Araştırmanın yarısından çoğu bitmişti fakat hala devam ediyordu daha eksiği vardı işe yarar mı o da bilinmiyordu.

Onlar çalışırken iki saat geçmişti bile
Herkes heyecanla odasına gittiler.
Tavuskuşu yavaşca taşa doğru yaklaştı taş simsiyah dı o güzel taş bir ada kararmıştı demek ki işe yaramış. Lan zhan önce elini taştan çekmiş ardından ise taşı ne hızlı nede yavaş bir biçimde kaldırdı. Taşı eline almalarıyla taşın toz olması bir oldu evet yanlış görmemişlerdi taş bir anda elinde toz haline dönüşmüş ve dökülmüştü.
Daha sonra wei wuxianın kımırdadığını fark ettiler.ama uyanmıyordu uyanması lazımdı. Lan zhan elini wei wuxianın arnına koydu neden uyanmadığını anlamıştı çok fazla bir biçimde ateşi vardı. Bu da onun uyanmasını engelliyordu.

Lan zhan herkesi odadan çıkarmış ve wei wuxianın üstünü çıkardı koşarak banyoya gitti ve bir bez ve su dolu kap getirdi. İlk önce bezi ıslatıp ilk yüzünü silip ardından da vücudunu silmeye başlamıştı. Bezi tekrar soğuk suya batırdı ardından da wei wuxianın arnına koydu. Sonra onun sayıkladığını fark etti ne dediği anlaşılamıyordu ama korktuğu belliydi. Lan zhan wei wuxianın elini sımsıkı tutu ardından da ona sarılıp birlikte uyudular.

Dışarıda hava kararmıştı lan xichan jiang chengin ormana doğru gittiğini gördü. Ve arkasından onu takip etti.
Jiang cheng bir gölün önümde durdu ve diz çöküp ağlamaya başladı. Bir yandan da kendi yüzünü tokatlıyor du daha sonra birisi onun omzuna dokundu jiang cheng bir an korktu ama sonra korkusu geçti çünkü bu kokuyu nereden alsa tanırdı bu lan xichan dı.
Jiang cheng omzundaki ele uzandı ve tutu neden ben ona inanmadım neden onu yanında olup onu korumadım o benim kardeşim di ama ben ona hiç bir derdin varmı diye sormadım kaç kez ona dokunmak istedi ama o geri çekildi dokundurtmadı çünkü bir sorun olduğunu anlayacağımı biliyordu önümde kaç kez dengesini kaybedip düştü. Kaç kez kan kustu ama ben hiç ona sormadım onunla ilgilenmedim ben onun kardeşi olmayı hak etmiyorum dedi sesi sonlara doğru titreyerek çıkmıştı. Daha sonra lan xichan konuştu bunda senin bir suçun yok hiç kimse anlamadı lan zhan bile bunda sadece senin suçun yok herkesin sucu var artık kendine yüklenme. Son zamanlardaki halini görüyorum hiç birşey yemiyorsun yada hiç kimse ile konuşmuyorsun düzgün uyumuyorsun bile geceleri odandan ağlama sesi geliyor her gece ağladığını biliyorum. Dedi. Jiang cheng hem şaşırmış hemde ağlamaya devam ediyordu. Lan xichan jiang chengin arkasından ona sarıldı. Ve konuştu efendi wei birşeyleri saklamakta çok iyi bunu sende biliyorsun uyandığında seni bu halde görmek istemez bunuda çok iyi biliyorsun dedi. Jiang cheng ayağa kalkıp arkasına döndü ve yerdeki lan xichanı kaldırdı. Ve ona sımsıkı sarıldı sanki yarını yokmuş gibi 2 dakika boyunca sarıldılar ilk ayrılan jiang cheng oldu lan xichan ile göz göze geldi ve onu öptü. Lan xichan bir anda ne olduğun anlamadı ama daha sonra jiang chenge karşılık verdi o an etraflarında ateşböceği uçuşmaya başladı. Jiang cheng herşey için teşekkürler sen hep benim yanımda durdun dedi ve gülümsedi daha sonra ne yaptığını farkedip özür diledi ama bu sefer lan xichan jiang chengi öptü. Ve geri çekildi benden özür dileme ben seni tanıdığım dan beri seviyorum ve bu hiç değişmeyecek dedi jiang cheng de bende seni seviyorum dedi ve sarıldılar daha sonra birlikte el ele tutuşup gusuya döndüler. Şimdi sadece wei wuxian dan iyi haberler almak kalmıştı bakalım uyanabilecek mi?

Okuduğunuz için teşekkür ederim ❤️

Bu bölüm nasıl oldu bilmiyorum umarım beğenirsiniz.

Bölümü geç atığım için kusura bakmayın
1 haftadır hem rahatsızdım hemde bazı arkadaşlarımla sorunlar yaşadım.

İlk bulduğum boş zamanımda tamamlayıp atım.

Bölümü oylamayı unutmayın ❤️

the untamed (ya böyle olsaydı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin