17

91 15 15
                                    

Adımlarını hızlandırarak kafeye giriş yapmıştı. Yine maskalanmak zorunda kalmıştı.

Tamamen siyah giyinmişti. 

Bu defa işi için değil kimsenin onu tanımak istemediği için maskalanmıştı.

İnsanların onun peşinden koşmasını istemiyordu. Kafeye girdiği anda geri dönmek istemişti. Çünkü her kes Kim Jisoo diyip duruyordu.

Kafeye göz gəzdirince gözleri sevdiği kadında takılı kalmıştı.

Herkes Jisoo hakkında konuşurken Jennie üzgün aynı zamanda gururlu bir şekilde onları izliyordu.

Siyah giyimi ve ona uyumlu olan siyah şapkasıyla bir mafya gibi görünse de buna aldırış etmeyerek aynı geçen seferki gibi kalın bir sesle kahve sipariş vermişti.

Görümünden dolayı bir kaç göz ona dönse de onu izleyenlere aldırış etmeden cam kenarı masalardan birine oturarak kahvesinin gelmesini beklemeye başladı.

Buraya gelme sebebi sadece sevdiği kadını görmek isteğiydi.

Birkaç dakika sonra siparişi getiren Jennie kahveyi masaya koymak için eğildiği sırada ayağı kaymış tam düşeceği anda Jisoo onun belini kavramıştı.

Şapkası yere düştüğünde ne yapacağını bilese de yüzünü sevdiğini boynuna gömmüştü saklanmak için.

Daha ne yaşadığını anlamayan Jennie suspus keşilmiş şekilde durmuştu.

Jisoo'sa, kalbi öyle hızlı öyle heyecanla atıyordu ki sanki kilometrelerce mesafeyi hiç nefes almadan koşmuştu.

Jisoo zorla duyulacak bir şekilde "Lütfen beni buradan çıkar. Kimsenin beni görmesini istemiyorum"

Konuştukça dudakları sevdiği kadının boynuna temas ediyor onun kokusunu ciğerlerine çekiyordu.

Ama Jisoo'nun haberi yoktu ki,sevdiğinin boynuna temas eden dudaklar genç kızın kızarmasına ve içinde deli dalgaların baş kaldırmasına sebep olmuştu.

~~~~

Kafenin içinde bulunan, çalışanlar için olan odaya getirmişti Jennie onu. Jisoo'nun yüzü hala genç kızın boynunda saklıydı.

Jennie onu kendinden ayırarak endişeli bir sesle "İyi misin?" Diye sordu.

Jennie'den ayrılınca sanki bir boşluğa düşmüş gibi hissetse de aldırış etmeden "Ben iyiyim de sen iyi misin yanakların kızarmış." diye konuştu.

Jennie kafasını salamakla yetindi.

Bundan sonra ne Jennie bir şey sordu ne de Jisoo bir şey söyledi. Sadece bir birilerinin gözlerine baktılar.

Tabi ki bu güzel anı bozan odaya giren Taehyung olmuştu.  

Taehyung"Ne düşünüyorsun yine öyle ?" Odadaki Jisoo'yu görmeden sormuştu soruyu.

Jennie'nin baktığı yöne baktığında Jisoo'yu görmüştü.

Tae "Oo bayan Kim hoşgeldiniz"

Jisoo kollarını iki yana açarak onun sarılmasını beklemişti. Tae önce tereddüt etse de daha sonra sarılmıştı ona.

~~~~

Üzgün ve sanki kırılmış bir şekilde "Kardeşlerinle ,ailenle anlaşa biliyor musun?" Diye sordu Jennie.

Moon in the lake /Jensoo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin