Unique -||AGEPLAY||- SKZ-༆

18

‼️Bi açıklama yapmak istiyorum.
Bazı okurlarım var artık bu sözü çok sık duyuyorum. "Yorum yapmadığım için oyda atmıyorum." Arkadaslar, evet bu bir çok yazarın umrunda ama benim değil. Bildirimlere girip 'aa bu hiç yorum yazmamış/ bu bölüme oy atmamış' falan demiyorum gerilmeyin, sadece emeğimin hakkını verin.‼️

SeungBinSung- (daddy Changbin, baby Seung, Jis.)

-
-
-

"Baba..kucak." Seungmin ellerini aç kapa yaparak belkide ellinci kez babacığına gösterdi. Changbin bebeğini yeniden kucaklayarak bezli poposunu okşadı.

Bebeği göğsünde yatarken bir eli babasının kaslı kolundaydı. Elini orada tutmaya bayılıyordu.

"Artık aşağıya inelim mi? En fazla 5 dakikaya varırlar."

Changbin onaylayacakken konuşamadan başka bi ses duyuldu bebeğinden.

"Immh!"

"Bebeğim? Neden mızmızlanıyorsun?"

"Baba ditme.." yada 'baba sizi yalnız bırakmak istemiyorum.' Seungmin daha sıkı sarıldı babasına.

"Bebeğim, biliyorsun döneceğimi en hızlı şekilde. Bu önemli yavrum. Bunun için geldim ya zaten."

Kore'den Japonya'ya bu ihaleyi almak için gelmiştiler. Jis odada beşik olmadığından yatakta yatarken Seungmin mızmızlanmakla meşguldü. Aslında onunda uyuması gerekiyordu ama küçük bey erken uyanmıştı.

Aslındaysa odaya farklı bi beden girdiğini seslerden anlayıp kalkmıştı ki, babasını başkaları kapmasın.

"Güzelim, söz döndüğümde sana çok güzel bir hediye getireceğim. Lütfen bırak baba işini yapsın, hm?"

"I-ıh!" Jisung seslere ufakça kıpırdandığında odaya ölüm sessizliği çökmüştü.

"Jis uyuyor bebeğim. Bağırma."

Changbin 'ne yapacağım' bakışlarıyla Boemgyu' ya bakmaya başlamıştı.

"Jisung için birini gönderin, Min bizimle gelsin başka bi masada rahatsız etmeden dururuz biz."

Changbin kafasını onaylar anlamda salladığında çantasını toparladı ve ceketini aldı.

"Jiiiis!" Seungminin bağırışıyla Changbin neye uğradığını şaşırdı. Seungmin sadece kardeşininde yanında olmasını istiyordu.

Jisung yavaşça gözlerini araladığında babasını yanında görmediği için gözlerini doldurmuştu bile. Babası yanına gelirken dudakları büzülüydü. "Shh. Burdayım bebeğim."

"Baba.."

Changbin Seungmine ufak bi bakış attığında Boemgyunun kucağında saklanma çabalarını görmüştü.

"Bunun için daha sonra ceza alacaksın Seungmin. Odada kalıyorsun."

"Ama-"

"Ama mı? Emin misin? Bunun bir aması yok."

Jisung ne olduğunu anlamasada abisine karşı dudağını büzdü. "Baba..abim ye yaptı ki?"

Seungminin kaçak bakışlarının arasından "Babayı çok üzdü ve yaramazlık yaptı, oğlum."

Küçük bebek babasından özür dilemek yerine kafasını çevirdi. Burada da kalabilirdi. Haksız olan o değildi.

—

Jisung sessizce babasının göğsüne yaslanmaya devam etti. Minho bebeğini kenarda bırakmak istemediğinden yanına almıştı.

"Bay Seo.. iki oğlunuz olduğunu duymuştum."

"Ah., evet."

"Nerede peki? Gelmek istemedi mi?"

Changbin söylerse hiçbir şey olmayacağını kafasında tarttıktan sonra konuştu. "Şu an cezalı olduğundan buraya getirmedim onu."

İşimize dönelim adlı bakışların ardından bakışlarını tekrar bilgisayara yöneltti.

Boemgyu gelen aramayla masadan izin alarak kalkıp biraz uzaklaştı. Seungmin ile ilgilenen çalışan acil bi şekilde gitmeli olduğundan bahsediyordu. Boemgyu masaya dönerek Changbine yöneldi.

"Yukarı Seungminin yanına çıkacağım." Masadan uzaklaşarak gittiğinde hızlıca otel odasına gelip kapıyı açtı. İçeride ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş ve hafif ağlama seslerinin geldiği güzel bi oğlan vardı.

"Çıkabilirsin."

Boemgyu yatağa yaklaşarak güzel bebeğin kendisini farketmesini sağladı. Uzamış saçlarında parmaklarını gezdirdi.

"Daha fazla ağlamamalısın Minmin."

Küçük çocuk kafasını kaldırarak babasının uzun zamandır arkadaş olduğu adama baktı. Babasını üzmek istememişti ki hiç..

"Babamı..istiyoyum.."

"Birazdan gelecek bebeğim, ama seni böyle görmesi iyi olmaz değil mi?"

Bebeği nazikçe kucağına alarak ayaklandı. "Hadi sakinleşelim biraz.. eminim baba sana düşündüğün kadar kızmamıştır."

Odada ikisi uyanmadan önce içirmek için hazır duran biberonlardan birini eline aldı. Sıcak süt ılıklaşmıştı ama yinede iyiydi.

Bebeğin belini sıvazlarken oturdu ve plastik ucu dudaklarına yaklaştırdı.

Ağlak bebek usulca kabul ettiğinde dudaklarından sessiz bi aferin çıktı.

Gözleri yavaş yavaş kapanırken odanın açılan kapısıyla Changbin ve kucağındaki Jis içeriye girmiştiler. Changbin sessizce fısıldadı. "Uyudu mu?"

Boemgyu bebeğin hemencecik uyuyamayacağını biliyordu. Yinede aralarında kavga olmaması ve bu küçük yaramazın ceza almaması için "evet uyudu." Dedi.

Birkaç dakika içinde emmeği bıraktığı biberonu dudaklarından çekmişti. Ama Jis hala babası tarafından süt içiriliyordu.

O kucağındayken yatakta Boemgyunun kucağında olan küçüğüne yaklaştı. Beyaz, yavru bi köpeğe benzeyen gözlerine minik öpücük kondurdu.

Önce Jisungu yatağa yatırdı, ardından Seungmini yavaşça kucakladı ve onuda yatırdı. Şimdi gerçekten uyumuştu. "Yaramaz bebeğim benim.."

İkisininde dudaklarına kelebek öpücük kondurarak geri çekildi.

-
-
-