Çığlığımla birlikte zamanın durması bir oldu. Onun kim olduğunu bilmiyordum ama sanki biryerlerden gözüm onu ısırıyordu. Bir süre sonra konuşmaya devam etti.
"Beni gerçekten hatırlamıyorsun değil mi?"
"Sen kimsin bilmiyorum ama seni daha önce görmüş olmalıyım."
"Sen hafızanı kaybettin."
"Bende birşeyler eksik bunun farkındayım ama herşeyi hatırlıyorum, sen ne demek istiyorsun?"
"Bak ufaklık Sen reenkarne oldun ve unuttuğun şey ise geçmiş hayatın."
"Ne hayatı?"
"Geçmiş hayatın."
Ne demek istiyordu bilmiyordum ama sanki ona karşı bir nefret besliyordum. Bana ne yapmıştı, Neden bahsediyordu? Kafam allak bullak olmuştu birşeyleri netleştirmeye ihtiyacım vardı.
"Daha açık konuş..."
"Daha ne kadar açık konuşabilirim!"
*sinirlenir ve gözleri dolar*
"Dediklerinden ne anlamamı bekliyorsun!"
Ardından aniden gözlerimin önünden yok oldu ve zaman geri akmaya başladı ağzımdan çıkan son sözcük
"Dur!"
Oldu. Ailem aniden içeri girdi ve bana endişeli bir şekilde baktılar.
"Birşey yok gerçekten kabus gördüm."
"Kızım senin şu kabus görmelerin çok sıklaştı, bir sorunun mu var"
"Yok Babacığım."
"Kızım Bize bu kadar yalan söylemen normal değil, bize güvenmiyor musun?"
"Güveniyorum Anneciğim."
"Kızım bu numaralar artık bize sökmez."
Ne demek istiyorlar ve nereden anladılar uydurduğumu ne yapacağım!
"Kızım 1 haftadır sen uyurken seni kontrol ettiriyoruz."
"Kime Anne?"
"Büyücülere ve şifacılara Kızım."
"Ne diyorsun Babacığım o zaman sorunum ne?"
"Kızım bunun cevabı sende ve eğer sende bilmiyor isen cevabı aramaya başla."
"Anne..."
"Sana 1 hafta müddet kendi sorununun sebebini bul ve bize anlat sonra Babanla sana çözüm üretmek için elimizden geleni yapacağız."
"Evet yapacağız Prensesim."
"Tamam Anneciğim, Babacığım..."
Annem ve Babam bana kocaman sarıldılar. Teşekkür ederim herşey için.
"Teşekkür...."
İkisi aynı anda sözümü kesti.
"Şhh!...geçti."
"Şhh!...geçti."
Sonra cümlemi bitirdim.
"....ederim."Gözlerimi açtım, sabah olmuştu elimi yüzümü yıkadım sonra biraz kitap okudum. Saat 10 gibi kahvaltıya indim Annem ve Babam sorgulayıcı bir bakış atıyorlardı.
"Hala bulamadım..."
Yemeğe oturdum ve kahvaltımı ettim.
"Kızım güzel haber, alışverişe çıkıyoruz!"
"Gerçekten mi! Babam da geliyor değilmi Anneciğim?"
"Geliyorum huysuzum merak etme!"
"Leroy aşkım şimdi ağzımı açtırma."
"Anne hadi söyle!"
*güldüm* Anlaşılan Ailemin neşesi sonunda yerine gelmiş gibi görünüyordu. Evet! Şimdi alışverişteyiz! En lüks mağazalardan birine girdik ve bu mağaza bizim kraliyet terzisine ait.
"Anneciğim sana bu yakışır."
Annem için seçtiğim elbise çiçekli işlemeleri olan sade ve şık bir elbiseydi.
"O zaman hemen denemeliyim Prensesim."
*Güldü* Annem ve Babam bu hayattaki en önemli varlıklarım ve aynı şekilde
bende onlar için öyleyim. Annem elbiseyi denedi ve Babam ile ben ağzımız açık bakakaldık. Çok güzel olmuştu.
"Çok güzel olmuşsun Anneciğim."
"Işık saçıyorsun Elisam."
"Emin olun siz her halinizle benden daha çok ışık saçıyorsunuz."
Daha sonra bana da bir elbise ve Babama bir takım satın aldık. Şatoya geri döndükten sonra odama dinlenmek için geri çekildim ve kapıyı kilitledim. Evet aklımda birşey vardı.
"Hey benle konuşan, her kimsen ortaya çık bazı sorularım var!"
Yaklaşık 10 dakika sonra ortaya çıktı ve bana hala aynı şekilde bakıyordu.
"Dinliyorum ufaklık....konuş."
"Neden hafızamı kaybediyorum?"
"Çünkü sana bir teklif sundum ve sende kabul ettin."
"Ne teklifi?"
Ayrıntılı bir şekilde sunduğu teklifi ve kabul ettiğimi açıkladı.
"Anlıyorum..."
Biraz duraksadım ve devam ettim.
"Bunu çözebilirmiyiz?"
"Hayır zannetmiyorum."
"O zaman bildiklerini anlat."
"Ben senin önceki hayatının albümü değilim ufaklık!"
*gözlerinden yaşlar akmaya başladı*
"Sana sadece bizim nasıl tanıştığımızı ve bu noktaya nasıl geldiğimizi anlatacağım. Bu ilk ve son olacak. Dikkatli dinle."
Anlatması saatlerce sürdü gerçekten yaşadıklarım gerçek üstü gibi geliyordu.
"Herşeyi geçtim ama birşey hatırlıyorum."
Duraksadı ve bana şaşkınlıla baktı.
"2 sene öncesiydi önümde seni gördüm gözlerin hüzünle bakıyordu ardından gözlerim karardı ve bayıldım."
"Bazı şeyleri açıklamam gerekmiyor ufaklık."
"Tabii ki söylememek en doğal hakkın ama bilmek de benim en doğal hakkım!"
Daha sonra onun yanında bir kişi daha belirdi. Kendini tanıttı. Adı ve Makamı Anne Tanrıçaymış.
"Kızım adına özür dilerim eğer istersen bu anları hafızandan silebilirim."
"Gerçekten kalsın bu yaşadıklarım zaten kafamı karıştırıyor biraz daha unutursam kendimi kaybederim diye düşünüyorum."
"Tamam canım ama fikrin değişirse Anne Tanrıça demen yeterli anında burada olacağım."
"Teşekkür ederim..."
Aniden ortadan kayboldu ve zaman tekrar akmaya başladı. Çok huzursuz hissediyordum ama sanki cevaplar bir adım daha bana yaklaşmıştı.Yaşadıklarımı bir bilsen,
Beni tek sen anlayabilsen,
Empatiyi sen kurabilsen,
Ne mutlu olurdum bir bilsen.Devam Edecek....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tanrıçanın oyunu
FantasíaAustin 32 yaşında bir adamdır. Ani ölümüyle beraber kendini bir Tanrıçanın önünde bulur ve Tanrıça onunla nedensizce uğraşıyordur. Tanrıçanın Austinden istediği Nedir?