KESİSEN YOLLAR

7.bölüm

Azra için yeni bir dönem başlamıştı, bu eve bu hayata sanki yeni adım atıyormuş gibi hatta bu eve o kadar kendini ait gibi hissetmeye başlamıştı ki, bu his onda güzel ve huzurlu şeyler yaratıyordu. Bu gün evde daha bir neşe dolu ve daha bir evin kadını havasındaydı. Evin tüm erkekleri evden kahvaltılarını yapıp sonra çıkmışlardı. Farjad her zamankinden daha güler yüzlü ve keyifliydi bu da genç kızın pozitif olmasını sağlamıştı. Kardeşler de başka bir ev kiralamak kendi başlarına olmak istiyorlardı, bunu yemek masasında konuşmuşlardı. Genç kız işlerinden arta kalan zamanda iş bakmak için ilanları kontrol etti. Kendine iş bakmak istiyordu. Evde olmak onu sıkmıştı, ev de sıradan bir hayatı olmasını istemiyordu. çalışarak ayaklarının üzerinde durmak istiyordu.

Akşam eve toplandıklarında, azra yemekleri yapmış, sofrayı da hazırlamıştı yine toplandılar ve günün kritiğini yaparken de yeni tuttukları evi konuşuyorlardı. Kardeşler yeni evlerinde yaşamaya karar vermişlerdi. Bunu neşeli bir şekilde de abileriyle paylaştılar. Navid genç kızın tepkilerine dikkat ederek konuşuyordu.

'' yenge, sana da yük olmayız bu sayede...'' dediğinde paryam '' ya evet yenge, bizle de uğraşmak zorunda kalmıştın bu daha iyi oldu'' dedi. '' saçmalamayın! Yengen şikayet etmiyor ki, ne alakası var!'' dedi farjad.

''evet! Benim için asla sıkıntı değildi, bu şekilde de iyiydi ama siz kendiniz karar verdiyesiniz demek!, hayırlısı olsun!'' dedi azra kafasını eğerek cevap vermişti.

Farjad bu kızın hal hareketlerine hasta oluyordu, bu uysallığına hastaydı. Nasılda bu haller yakışıyordu genç kıza.

Birkaç gün içerisinde kardeşler evden taşındı, kendi düzenlerini de kurdular, hatta farjad ile bir akşam onlara misafir bile olmuşlardı. Artık farjad ve kardeşleri bu topraklara kök salacaklardı şimdi onlarında burada kalabilmeleri için yeni bir çareye baş vurmaları gerekiyordu. Farjad ın işleri yolunda gidiyordu ve yoluna sokulmuş bir sürü şey olmuştu. Şuan iki daire satın aldılar 800 bin dolar karşılığı iki daire satın alındı bunun karşılığında da payram ve navid de türk vatandaşlığına müracaat ettiler üç yıl boyunca da evleri satmamış olmak ve beş yıl ikamet koşulu ile kalabileceklerdi , aslında bu yeni çıkan bir yasa idi, buna farjad da isteyebilirdi ama evlenmek daha da işine gelmişti. Mütekabiliyet yasası onlar evlendikten sonra çıkmıştı. Dolayısıyla evlilik olmadan vatandaşlık alma konusunda o zamana göre evlilik daha mantıklı bir karardı. Zaten şuan aralarındaki herşey oldukça yolunda gidiyordu, genç çift birbirlerine alışmaya başlamışlardı sanki bir huzur gelmişti aralarında ki ilişkiye...

Akşam farjad ile eve geldiklerinde yine aralarında bir çekim olmuştu. Genç adam yanında güven duyacağı, destek bulacağı bir kadının varlığından da oldukça mutluydu. Ona eşi olarak bakıyordu artık, aralarında başlayan bir aşk olmasa da evlilik kurumuna olan bir saygısı ve duruşu vardı. Bu kadını tanımultı onu kendine ve geleceğine uygun bulmuştu, köklerini salmak ve çoğalmak istiyordu. Bu gücüne güç katacaktı ve bu genç kızdan daha iyi bir anne olamazdı. Sorumluluklarına karşı bir duruşu vardı, sorumsuz davranışları yoktu. Her şey den önce sakin, uysal bir kızdı. Gözü pek açılmamış diğer kadınlar gibi entrika peşinde olacak değildi. Hatta onu zorlamayan bir yapısı da vardı, bu da itaatkar olmasını kolaylaştırıyordu. Ayrıca korkak bir kızdı, bu yüzden çekiniyordu, korunmaya ihtyaç duyuyordu. Bütün bunlar aradığı tüm kriterlere de uyuyordu aslında... tabi kendine güvensiz, çaresiz bir kadın olmasını istemiyordu. Zamanla her anlam da onu şekillendirmek genç adama düşmüştüi yavaş yavaş yorulmadan öğretebilirdi. Tüm bunları anlayıp idrak etmesi için de ısınması gerekiyordu. Zaman herşeyin her zaman ilacı olduğu gibi onlara da iyim gelecekti.